Benim kucağıma yeni banka getirmeyin

Güncelleme Tarihi:

Benim kucağıma yeni banka getirmeyin
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2005 00:00

RAHMETLİ Prof. Selçuk Abaç’ın projeyi anlatırkenki heyecanını hiç unutamıyorum: ‘Merkez Bankası’nda bir ‘Banka Hastanesi’ kuruyoruz. Bundan böyle sorunlu bankalar bu hastanede tedavi görecek. Sonra sağlıklı şekilde sektörde hizmetini sürdürecek...’Prof. Selçuk Abaç, bu projeden söz ettiği sırada Merkez Bankası’nda Başkan Yardımcısıydı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), o dönemde Merkez Bankası bünyesindeydi. Prof. Selçuk Abaç da TMSF’nin ‘Banka Hastanesi’ gibi çalışmasını öngörüyordu.Abaç’ın hayali, 1999 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) özerk yapıyla kurulmasından sonra gerçekleşti.BDDK, 1999 yılı sonundan itibaren başlatılan operasyonla 20’yi aşkın bankaya el koydu. Her el koyma olayından sonra da, ‘Bankanın içi temizlenip, en kısa sürede satılacak’ mesajı verildi.Ancak, işler planlandığı gibi yürümedi. ‘Banka Hastanesi’ gibi çalışması düşünülen TMSF, tam anlamıyla bir ‘Banka Morgu’na dönüştü.TMSF bünyesine geçen bankaların büyük bölümü, kabarık faturalarla tarihe gömülüp gitti. TMSF’nin kucağında, dolayısıyla vatandaşın sırtında kamu bankalarının yükü dahil toplam 46 milyar dolarlık fatura oluştu.Söz konusu bankalardan Demirbank, HSBC’ye satıldı. Sitebank, önce Yunanlıların eline geçti, sonra Bankeuropa oldu. Sümerbank’ı Oyakbank alıp bünyesine kattı. Kentbank’ın şubelerini bazı bankalar paylaştı. Son olarak Pamukbank da Halkbank’la birleştirildi.Şimdi TMSF, bankalarda batan 46 milyar doların hiç olmazsa bir bölümünü tahsil edebilmek için elindeki 5020 sayılı ‘Batık Bankacılarla Mücadele Yasası’ silahıyla bastırıp duruyor.Böyle bir ortamda Bankalar Yasası’nın yenilenmesi gündeme gelince, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, taslağı hazırlayan BDDK’nın Başkanı Tevfik Bilgin’e mesajını iletti: ‘Sakın benim kucağıma yeni banka getirmeyin...’Bilgin, Başbakan’ın bu mesajını dikkate alıp, taslakta tavrını koydu:‘Artık Fon’a banka almak yok. Zora giren banka kapatılacak...’BDDK’nın bu tavrına Uluslararası Para Fonu (IMF) katılmadı, bastırdı:‘Fon’a banka alma uygulamasından vazgeçmeyin...’Bilgin, bu yüzden IMF’yle arasındaki ipleri gerdi, gelen heyetlerle görüşmelere bile katılmadı. Ancak, yine de BDDK taslağın ilgili maddesini değiştirdi: ‘Fon’a banka alma uygulaması sürecek.’Şimdi taslak hem sektörde, hem kamuoyunda tartışılıyor...Başbakan, ‘Kucağıma yeni banka istemiyorum’ diyor...Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince de bu görüşe katılıyor:‘Fon’a banka alma uygulaması bitsin artık...’Ancak, sektörün önemli bir bölümünün IMF’ye yakın düşündüğü anlaşılıyor: ‘Fon’a banka alma sürmeli... Allah göstermesin, bir gün öyle şey başımıza gelir ki, ‘aman bu bankayı kapatmayalım, yaşatalım’ dememiz gerekebilir...’Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin’in derlemelerine göre, Türkiye’deki banka sayısı 1980’de 43’ken, 1999’da 81’e yükselmiş. El koymalar, kapatmalar, birleştirmeler derken sayı bugün 48’e inmiş...Bankacılık sektörü, 46 milyar dolarlık ‘batık’ faturasıyla sayı bazında 25 yıl önceye dönmüş görünüyor.Buna rağmen hálá ‘Fon’a banka alma sürmeli mi’ tartışması sürüyor...Bu tartışmanın bittiği günler gelecek mi acaba?Banka patronu gibi soru soruyorsunuzTÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince’nin, ‘Yoğurdu taksitle alıyorsam kime ne’ sözü, kredi kartları tartışmasının önemli sloganlarından biri haline dönüştü.TBB’nin geçen akşamki ana gündem maddelerinden biri kredi kartlarıydı. Özince, bir soru üzerine, ‘yoğurt’ çıkışının gerekçesini anlattı: ‘Gazeteciler soru sorarken bazen ‘banka patronu’, kimi zaman ‘tüketici’ kimi zaman da ‘BDDK’ gibi davranıyor. Kredi kartında taksit olayıyla ilgili soru ‘banka patronu’ edasıyla soruldu. Kendimi tüketici yerine koyup, o yanıtı verdim. Kredi kartında taksit olayı tüketicinin çok lehine bir durum. Yükü bankalarla anlaşmalı işyerleri çekiyor.’Özince’nin dediği doğru... Bu işte tüketicinin çıkarı var...Ortada bir sorun varsa, bırakalım bankalar onu düşünsün...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!