Bende star kompleksi yok

Güncelleme Tarihi:

Bende star kompleksi yok
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2006 00:00

"Keloğlan Kara Prens’e Karşı" filmi daha gösterime girmeden perde arkası dedikoduları yayıldı. Özcan Deniz’in önce diğer başrol oyuncusu Mehmet Ali Erbil’le starlık savaşına girdiği, ardından yönetmen Tayfun Güneyer’le çekişme yaşadığı ileri sürüldü. Bu sorulara yanıt da ilk ağızdan, yani Özcan Deniz’in kendisinden geldi.

- Geçmiş olsun, eliniz kesilmiş...

Sağol, görünmez kaza işte... Ev kazası yani. Dengemi kaybettim, kapının cam çerçevesine dayanayım dedim, kırılıp elimi kesti.

- Yumruk mu attınız yoksa?

Daha neler... Ben öyle biriymişim de evde durmadan cam çerçeve indiriyormuşum... Yok intihara teşebbüs etmişim filmi izledikten sonra... Ben bunları yapar mıyım ya, tutunmaya çalışırken cam kırıldı ve elim içine girdi. Cam vücudumun ağırlığı taşıyamadı, hepsi bu...

- Kaç dikiş var?

30 kadar dikiş var. Erken tedavi edildiği için enfeksiyon kapmadı. O yüzden çabuk iyileşecek...

- Başrolde oynadığınız "Keloğlan Kara Prens’e Karşı" filmi için neler söylemek istersiniz?

Bu, aileye hitap eden bir film bence... Çocuğundan anneannesine kadar herkesin izlerken eğleneceği bir film. Tek iddiası o... Bu amaçla çekildi ve görevini de yerine getireceğine inanıyorum. Zaten filmde yer alma nedenim bu, yani aileyi hedefliyor olması. Türkiye’de çok fazla aile işleri yapılmıyor.

- Yapılmıyor mu?

Tabii... 5 yaşında çocuğa film yapılıyor mu, hayır. Bu 5 yaşındaki çocuğun da geleceği bir film oldu. Kel adamlar, düşen kalkan insanlar, komik ve sakar tipler... Çocuklar gülüyor böyle şeylere.

KARA PRENS KARAKTERSİZ DEĞİL

- Peki Kara Prens karakterinle hayranlarını hayal kırıklığına uğratacağınızı düşünmediniz mi?

Yoo, Kara Prens çok sağlam bir karakter bence... Delikanlı yani. Karaktersiz değil, güzel bir adam. Asıl ismi Necati onun. Mülayim, kendi halinde bir adam. İsmini sonradan Kara Prens olarak değiştirmiş, kendine vitrin yapmış bunu. Necati kişiliğini tamamen reddediyor ve kendisine Necati denildiğinde de sinirleri bozuluyor. Komik bir karakter.

- Film çekimleri sırasında Mehmet Ali Erbil’le aranızda bir star kavgası yaşandığı söylendi. Gerçekten var mıydı böyle bir sürtüşme?

Yoktu öyle bir şey... Gerçekten böyle bir star kavgası durumu söz konusu olmadı. Ne ben ne de Mehmet Ali böyle polemiklere girmedi. Zaten ben asla star kompleksi olan bir adam değilim. Hiç işim olmaz bunlarla. Ben işimi yapar, kenara çekilir ve etkisini beklerim. Hiç öyle kavgalara girmem.

- Filmin size en komik gelen bölümleri hangileri?

Kara Prens’in bir selamı var. El selamı değil bu. Kötüler konseyinin toplandığı bir yere geliyor ve arkasında bir tablo var. Orada devrilip yatmış bir fotoğrafı duruyor ve o tablonun önünde de aynı selamı veriyor. Robin Hood’la diyaloğu çok komikti. Robin Hood kendi kitabını imzalıyor, ismini soruyor, "Kara Prens" diyor. Komikti bunlar.

- Filmde Matrix gibi iplerle uçtuğunuz bir sahne var. Kaç kilosunuz?

82 kiloyum. Boyum da 1.81... Aslında 5 kilo fazlam var. Yemeğe düşkünüm ama gün içinde yakıyorum. Yoksa yediğim yemeğe bakarsan benim en az 15 kilo fazlamın olması lazım. Günlerim çok hareketli geçiyor da o kadar kilo almıyorum.

CÜSSEMİZE GÖRE VERDİLER

- Ejderha animasyonu 500 bin dolara malolmuş. Ucuza gitmişim ben diye düşünüyor musunuz?

Cüssemize göre para verdiler işte. O daha cüsseli diye parayı fazla aldı.

- Korku filmine ne zaman başlıyorsunuz?

Tarih olarak yaz dönemini düşünüyoruz. Haziran gibi...

- Nasıl bir konusu var?

Gerilim, korku karışımı bir şey... Senaryosu bana ait, yönetmenliğini de ben yapacağım. Filmin sonunda seyirciye filmi tekrar izleten bir gerilim var.

- Konuya dair bir şey söylemediniz...

Film 3 bölümden oluşuyor. Bol miktarda ipucu olacak içinde ve düğüm finalde çözülecek. Ancak bu kadarını söyleyebilirim...

- "Diğerleri" ve "6. His" gibi yani...

Evet, öyle olacak...

- Bu ilk yönetmenlik deneyiminiz olacak değil mi?

Önceden klip yönetmenliği deneyimim olmuştu, ama sinema filmi olarak evet, bir ilk...

EVLİLİK DE YOK SEVGİLİ DE

- Yönetmen olarak kimleri beğenirsiniz?

Türk sinemasında Fatih Akın’ı çok beğeniyorum. Zeki Demirkubuz’u ve çizgisini de beğenirim. İranlı yönetmen Macit Macidi var. Şu sıralar ona sardım. "Cennetin Çocukları" ve "Baran" diye iki filmini izledim ve cidden büyülendim. Keşke bu yönetmenlerle bir gün yolumuz kesişse de çalışsam. Bir tarzları var ve beni etkiliyorlar. Mesela filmlerinin başında Spielberg ya da Tarantino filmi yazar ya, öyle. Çünkü onların bir stili, bir imzası vardır. Işığı, kamera hareketi, oyuncu seçimi, oyuncu yönetimi, anlatım tarzı o yönetmenlere ait bir üslubu ortaya çıkarır. Birçok yönetmenimiz, hiçbir tarzı olmadığı halde filmin başına "Bu bir bilmem ne filmi" diye yazar. Sanki daha önceden birçok film yapmış, o kaşeyi almış, bir stil oluşturmuş da o ismi koyuyor. Bu büyük yanlış. İlk filminde böyle yazmaları komik. Hatta birkaç filmden sonra bile yazmaları doğru olmaz. Seyircinin "Vayy Tarantino’nun filmi geliyor" demesi gibi bir durum yakalanmalı.

- Tür olarak hangi sinemayı seviyorsunuz?

Gerilim, psikolojik ve korku türlerini seviyorum. "6. His" ve "İşaretler"i çok beğenmiştim, "Köy"ü ise o kadar başarılı bulmadım. Ama onu çeken M. Night Shyamalan’ı çok beğeniyorum. O adamın korku anlayışı çok hoşuma gidiyor. Korku öğelerini gizli tutup insanları korkutmak bu... Seni bir takım efektler ve kamera hareketleriyle korkutmaya çalışmıyor. Gerçekten filmin konusu geriyor. O tarzı benimsiyorum.

- Bu arada, albüm çalışmanız ne durumda?

Albüm çalışmalarına da başladım. Kış aylarında inşallah piyasada olacak.

- Son olarak... Evlilik ya da sevgili hálá yok mu?

Evlilik iş-güçten sonra. Sevgilim de yok. Bunun zamanı olmaz. Hayatın ne getireceğini bilemem ki...

Bizimkisi popüler film

- "Keloğlan Kara Prens’e Karşı"nın gişesi, diğer filmlerle karşılaştırılacaktır mutlaka... Sizin filmden beklentiniz nedir?

Benim beklentim filmi herkesin sevmesi ve beğenmesi... Onun dışında ne kadar gişe olur bilemem. Ama bu filmi diğer filmlerden ayrı tutmak lazım. Bu filmi "Babam ve Oğlum"la karıştırırlarsa büyük bir yanlışa girerler. O yönetmen filmi, bu popüler film. En büyük farkı o. Her yönetmen 2 milyon yapacak diye bir şey yok. Ama yönetmen filmi 2 milyon yaptı denmesi başka bir sürpriz... Bu sevindirici bir gelişme Türk sineması adına. Yine de asla bu filmle kıyaslanacak bir şey değil. "Keloğlan Kara Prens’e Karşı" tamamen gişeyi hedefleyen bir film. Seyirci gelsin, gişe yapalım, insanlar eğlensin, popüler oyuncular olsun, popüler konular işlensin mantığıyla hareket edilmiş. O yüzden bununla diğerleri kesinlikle kıyaslanmamalı...

Mutfakta harikalar yaratıyor

- En çok hangi yemeği seversiniz?

Türk mutfağı birinci tercihim. Sebzeyi, tavuğu, balığı severim. Kırmızı etten uzaklaşmaya başladım.

- Erkekler genelde makarna dışında pek bir şey yapamazlar. Sizin spesiyal yemeklerin var mı, yoksa diğerleri gibi yumurta ile makarnaya mı talim ediyorsunuz?

Yok, benim spesiyallerim var. Her ne kadar son zamanlarda yemek kursuna gittiğim söyleniyorsa da kursa gitmiyorum. Ama yemeklere karşı özel bir ilgim olduğu doğru... Damak zevkimi önemsiyorum. Değişik ülke mutfaklarını deniyorum. Hint ve Uzakdoğu mutfağına merak sardım. Türk mutfağını da iyi bilirim. Genelde sebze yemekleri yapıyor ve değişik baharatlar denemeyi seviyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!