Bedenimizde cinsel çekicilik ve büyük cinsel arzu nasıl tetikleniyor?

Güncelleme Tarihi:

Bedenimizde cinsel çekicilik ve büyük cinsel arzu nasıl tetikleniyor
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 27, 2005 00:00

"Onu görünce beni bir titreme alıyor''. Bir kısmımız, kadın veya erkek, bu duyguyu yaÅŸamışızdır. Birisinin bize çekici gelmesi, tamamen, kiÅŸiye özgüdür. Tek bir mimik, ses, parfüm, siluet ya da bakış, birinin cazibesine kapılmamıza yeterli olabilir.Arzunun ortaya çıkmasında bütün duyuları-mız iÅŸin içine giriyor. Tabii ilk önce ve en fazla da görsel duyumuz. Cinsel çekicilik, beynimizin belirli bölgelerini olaya katıyor. Görsel korteks, sonra ön korteks, gözle alınan uyarıları hipotalamusa kadar iletir. Hipotalamus aynı zamanda adrenalin ve kalp ritmimizin zıvanadan çıkması ve ellerimizin nemlenmesini borçlu olduÄŸumuz noradrenalin gibi hormonları da salgılar. Daha sonra dopaminin sırası geliyor. Dopamin, cinsel olmasa bile bütün arzu ve zevk durumlarında salınan ve insanın kendisini iyi hissetmesini saÄŸlayan bir hormon ve bazen bütün beyni seller içinde bırakabilir! Dahası, kadın ve erkekte bazı iÅŸaretler, bedensel yapılar vb, arzuyu ilk bakışta bile ateÅŸleyebilir! Biyologlar bunun nedenini, bu iÅŸaretleri taşıyan kiÅŸilerin daha çok doÄŸurganlığa sahip olmalarında görüyor. Beyaz ya da Asyalı ırk olsun, bütün kadınların tercih ettikleri erkekler bir T siluetine sahip, geniÅŸ omuzlu ve dar bir belli. Bel çevreleri ve kalçaları arasındaki oran, 0.8 ve 0.9 ile, bel ve omuzlar arasındaki oran ise 0.6 olması ideal olarak belirtiliyor. Erkeklere gelince, onlar kadın ırkının vücudundaki eÄŸrileri daha arzu edilir buluyorlar. Bir Asyalı ya da batılının gözlerinde ideal bir kadın, kum saati biçimine sahiptir. Bel çevresi ve kalça arasındaki oran, göğüslerle birlikte 0.6. Baktığınızda bu oranlar aslında cesaret kırıcı bulunabilir. Peki bunun açıklaması ne? ABD'deki Nouveau-Mexique Ãœniversitesi'nden biyo-psikolog Victor Johnston: ‘Bu beden biçim veya ölçüleri daha çekicidir, çünkü daha güçlü bir üreme potansiyeline sahipler''.Çekici, çünkü doÄŸurgan!Ergenlikte, testosteron ve ostrojen hormonları salgılanmaya baÅŸlandığı zaman beden biçim deÄŸiÅŸtirir ve her biri doÄŸurganlığı gösteren forma sahip olurlar. Erkek çocukların erkekleÅŸtiÄŸini, kadınların kadınlaÅŸtığını görürsünüz. Böylece, vücutlarımız, üretkenlik potansiyelimizi belli ederler. Bu da bizim duygusuz kalmamıza izin vermez. Farklılıklarına karşın yüzler de bu çekicilik programınına dahildir. Ergenlikte ostrojenler çene ve burnu kısaltır, gözleri ayırır ve dudakları ÅŸiÅŸirirken, testosteron iç çeneyi uzatır ve geniÅŸletir, gözleri göz çukuruna doÄŸru gömer. Simetrinin büyük rolüVe bu cinsel hormonlar ne kadar çok salgılanırsa, bu davranışlar o kadar artar. Oysa Victor Johnston şöyle diyor: ‘EÄŸer bir yüzdeki kadınlık ifadelerini bilgisayarla farklılaÅŸtırıp onları erkeklere sunarsak, erkekler, kadınlığın daha fazla belirgin olduÄŸu ifadeleri daha arzu edilir bulacaklardır.''Kadınlar için de aynısı geçerli: Daha fazla erkekleÅŸtirilmiÅŸ yüzler onları çeker. Farklı nüfuslarda gerçekleÅŸtirilen deneyler, bu gerçeklerin ortak paylaşıldığına iÅŸaret ediyor: DoÄŸurmak ve nesli sürdürmek belirleyici... Kim bu özelliklere belirgin olarak daha çok sahipse, ÅŸansı da daha çok!Sosyal biyoloÄŸumuz Victor Johnston bir noktaya daha iÅŸaret ediyor: ‘Simetri de yüksek derecede arzu edilir''.Arzu bir tuhaf! Pek çok bilimsel araÅŸtırma, bir yüzün ya da vücudun eksensel simetrisi bilgisayarla mükemmelleÅŸtirildiÄŸinde, daha çekici bulunduÄŸunu gösteriyor. Cinsel hormonların tipik olarak biçimlendirdiÄŸi bedensel yapılarımız gibi, bu simetri de, evrensel olabilecek sabit bir deÄŸerdir. Çünkü bu simetri, batılıların da Asyalıların da ve Afrikalıların hoÅŸuna gidiyor. Ancak simetride doÄŸurganlık davranışı deÄŸil, genetik söz konusu! Victor Johnston bunu şöyle açıklıyor: ‘DoÄŸada, daha simetrik olan varlıklar daha iyi bir bağışıklık sistemine sahiptir. GeliÅŸme boyunca, biyolojik plan mükemmel bir simetridir. Bir mikrop saldırısı durumunda, genetik planları bağışıklık düzeyine daha dayanıklı olan bireyler, hormonal olarak geliÅŸme ve bu simetriyi koruma konusunda yeteneklilerdir''. Cinsel arzularımız soyumuza daha iyi bir yaÅŸam ÅŸansı sunmak için bir baÅŸkasının geniyle yönlendirilecektir.Kokunun büyük rolü Peki diÄŸer duyuların arzuda rolü ne? Çok sayıda araÅŸtırma, kokuların ilginç rollerini ortaya çıkardı. Bir araÅŸtırmada kadın deneklerden, erkekler tarafından iki gece art arda giyilmiÅŸ tişörtlerden yayılan kokuları deÄŸerlendirmeleri istendi. Sonuç ÅŸaşırtıcıydı: Kadınlar, daha arzu edilen kokuların, genetik planları daha farklı olan erkeklere ait olduÄŸunu buldular. Nasıl ve nedenine gelince: Kadınları bu bulgulara iten, aslında, bedenimizdeki belirli bileÅŸiklerin varlığı. Bu bileÅŸiklerin adı CMH (Dokusal Büyük Kompleks). Bu molekülü oluÅŸturan parçaların sıralaması, bireyden bireye büyük oranda deÄŸiÅŸiyor. Her birimizin genleri, bu molekülün yapısını farklı belirliyor; ve bunlar biyolojik kimliÄŸimizi oluÅŸturur. Bu moleküller bütün hücrelerin yüzeyinde vardır ve bağışıklık sistemimizin virüs bakteri gibi oluÅŸumlardan hangisinin bize uygun hangisinin yabancı olduÄŸunu ayırt etmesine yardımcı olurlar. Bu nedenle söz konusu moleküller, organ naklinde, bedenimizin reddetmesinden de sorumludur. Akrabalardan kaçınmakHayvanların koku vasıtasıyla CMH moleküllerine tepki verdiÄŸini ve kendilerinden çok farklı bileÅŸenli cinsel partnerlerin cazibesine kapıldıklarını biliyoruz. Erkeklerde de aynısı geçerli. Peki neden farklı olan koku bileÅŸenlerine sahip olanlar tercih ediliyor? Bunun nedeni, can sıkıcı akraba birlikteliklerinden kaçınarak türün kalıcılığını garantilemek. Kokuların ötesinde, hayvanlar alemi dayanılmaz bir koku gücüyle donatılmış diÄŸer salgıları da tanıyor.Özellikle köpekgiller, kedigiller ve kemirgenlerdeki çıldırtıcı kimyasal moleküller... Bunlar bir cinsel partnerin varlığını ve arzunun baÅŸlangıcının sinyalini verir ve erkeklerde penis sertleÅŸir, diÅŸiler de çiftleÅŸme pozisyonunu alır. Dopamin, zevkin anahtarı Cinsel arzu, hiç kimseyi es geçmez. Her birimiz ve türümüzün farklılığı için bu bir ÅŸans. Biyo-kimyacılar, cinsel arzuya cevap veren çaÄŸrının biyolojisini biliyorlar. Arzu halindeyken salgılanan ve iyi hissettiren ve zevkin anahtarı olan bu hormonun adı dopamindir. Aslında, cinsel iliÅŸki sırasında beynimiz daha büyük oranda dopamin salgılar. Belirsiz bir zevk saÄŸlar ve onu güçlendirecek diÄŸer hormonların salgılanmasını harekete geçirir. DiÄŸer hormonlar arasında ositosin ve luberin ve ayrıca bizi tam mutluluÄŸa götüren endorfin yer alıyor. Mutlu beynimizi sular altında bırakan gerçek bir fırtına gibi eser hormonlar bedenimizde. Bir kez zevk alındı mı, beynimiz teselli edilmiÅŸ ve vücudumuz dindirilmiÅŸ olarak, yeni cinsel partner arzulamaya hazırdır. Ä°lk olayda biyolojik bileÅŸenler, az ya da çok, ruhsal yaÅŸamımızla uyumlu veya uyumsuz olacaktır. Alınan zevki yeniden bulma isteÄŸine gelince, aynı cinsel partneri arzulamaya iten biyolojik süreci belirleyen nedir? Burada kültürel ve fiziksel özelliklerin ötesinde, baÅŸka bir andojen madde söz konusu: Ositosin. Cinsel zevk anında salgılanan bu molekül, baÄŸlılık hormonu olarak anılmaya layıktır. 1955 yılında ABD, Atlanta'daki Emory Ãœniversitesi bilim adamları tarafından küçük bir sürüngen üzerinde keÅŸfedilmiÅŸtir. Sinir bilimlerinde doktor olan Lucy Vincent şöyle diyor: ‘Çayır fareleri çok sadıklar ve zamanlarının çoÄŸunu çift olarak geçirirler. Oysa, daÄŸ fareleri poligam, yani çok eÅŸlidirler. Ä°kisi arasındaki fark ÅŸu: Çayır fareleri beyinlerinde daha fazla ositosin vericisine sahipler ve bu hormona daha fazla hassastırlar''. Bu hormon açıkça baÄŸlılık ve tek eÅŸlilik hormonu gibi!Sevilmek beyni aydınlatıyor Çayır farelerinde, diÅŸi ve erkek arasındaki baÄŸ ilk andan itibaren doÄŸar. Ve çok zor kaybolur, çünkü eÅŸlerden biri ölünce yeri nadir olarak doldurulur. Garip bir ÅŸekilde aÅŸka benzeyen bir baÄŸdır bu. Peki ositosin hormonu erkeklerde de aynı rolü oynuyor mu? Cevap, evet olabilir. 4 yıl önce Londra College Ãœniversitesi'nden iki sinir biyologu, Andreas Bartels ve Semir Zeki, birbirlerine iki yıl boyunca ‘deli gibi aşık olan'' 20 kiÅŸiyi seçtiler ve uzun süredir birlikte oldukları kiÅŸinin fotoÄŸrafını gördükleri anda beyinlerini MR ile gözlemlediler. Sevilen kiÅŸinin fotoÄŸrafını görünce beynin dört bölgesinin faaliyete geçtiÄŸini fark ettiler. Böylece ositosin hormonunun beyindeki yeri de bulundu. Buradan erkeklerde aÅŸk ve hormon arasında bir baÄŸ olduÄŸu sonucu çıkarılabilir. Ancak hala pek çok soru mevcut. Scienceat Vie’den özetlediÄŸimiz (AÄŸustos 04) bu yazının sonunda ÅŸu sorular soruluyor: Niçin cinsel iliÅŸki anında sistematik olarak aşık olmuyoruz? Bir baÅŸkasına baÄŸlı olabilmek için belli bir oranda ositosine mi ihtiyaç var? SEKS SAÄžLIK İÇİN Ä°YÄ° MÄ°DÄ°R?Cinsel iliÅŸki boyunca salgılanan endorfin, bizim hem fiziksel hem de ruhsal açıdan iyi hissetmemizi saÄŸlar. Buradan saÄŸlık üzerinde olumlu bir etki yarattığı sonucuna ulaşılabilir mi? Tıp henüz bu soruyu çözemedi. Ancak bir ÅŸey kesin. O da seks kötü deÄŸil. Hatta kalp saÄŸlığı için iyi bile. Aslında, 50'lerine varmış bir bireyin, eÄŸlence anında bir saat süresince kalp krizi geçirme riski 500 binde bir olacaktır. Dahası, cinsel iliÅŸkiler, kalp problemlerinde spordan daha fazla belirleyici deÄŸil. Cinsel aktivitelerin koroner yetersizliÄŸine yol açabilecek yaÅŸa eriÅŸmiÅŸ bireylerde daha tehlikeli olduÄŸu doÄŸru, ancak orada bile seks anında kalbin tekleme riski çok zayıf kalıyor: Milyonda 20. O halde kalbi neden hiç yaÅŸlanmayan bu zevkten mahrum bırakalım?KADINLARDA DA SERTLEÅžME MEYDANA GELÄ°R MÄ°?Eh, evet. Erkeklerde sertleÅŸme, penise kan akışı sayesinde gerçekleÅŸir; kadınlarda da bu kapasite vardır. Klitoriste de benzer bölgeler vardır buraları uyarı anında kanla dolar. Hız hariç, erkeklerinkine benzer bir mekanizma çalışmaya baÅŸlar: Erkeklerde sertleÅŸme için birkaç saniye yeterli olabilirken, kadınlar için 20-30 dakika gerekli olabilir. ŞİŞEDE SATILAN Ä°NSAN FEROMENÄ°Birini ağına düşürmek için neden ÅŸiirler yazmak, seranad yapmak ya da bir baÅŸkasının önünde hindi gibi kasılmak gerekir? Hayvanların, moleküller burun deliklerine ulaşır ulaÅŸmaz, cinsel bir pozisyon aldığını göreceksiniz. OnbeÅŸ yıldır insan feromeni keÅŸfettiÄŸini söyleyen Salt Lake City'li ilaç firması Pherin'e inanmamız gerekir belki de. Pherin, deÄŸerli molekülleri vomeronefrin'i 65 Euro'ya satılan 110 ml'lik "Realm'' adlı parfümlerinde kullandı. Biyologların söylediÄŸine göre ise, hayvanlarda feromenleri saptamaya yarayan burundaki özel koku bölgesi bizde iÅŸlevsel deÄŸil. Ä°nsan feromeni gerçek bir buluÅŸ ve yılda 700 bin Euro getiriyor.KORKU UYARICI MI?Evet, arzuyu on kat arttırıyor. 2 yıl önce (ABD) Teksas'ta Austin Ãœniversitesi'nden biyo-psikologlar, bir eÄŸlence parkını deney bölgesi olarak alıp "büyük sekiz" denen turlar düzenlediler. Bekleme anında, gösterilen fotoÄŸraflardaki bireyleri cinsel çekiciliklerine göre deÄŸerlendirmeleri istendi. Yükseklere uçunca ise, çalışmada rolü bulunan insanlar kliÅŸeleri önerdiler. Sonuç: BaÅŸlangıçtan daha fazla çekici buldular. Nedeni mi? Çünkü ``kobaylar'' büyük bir korku transferi yaÅŸadılar. Sonunda, "Büyük sekiz" denen turlarında hissedilenler arzuyu uyandırdı ve onu ÅŸiddetlendirdi. MEVSÄ°MLER VE Ä°KLÄ°M ARZUYU DEĞİŞTÄ°RÄ°R MÄ°? EÄŸer insan doÄŸumlarını mevsimsellik üzerinde deÄŸerlendirirsek, arzunun yaratılmasında rolü olduÄŸu söylenebilir. Kuzey yarıkürede, mart-nisan-mayıs aylarının denk geldiÄŸi bahar aylarında bebek doÄŸumlarında ortalamaya göre yaklaşık yüzde 10 daha fazla artış görülür. Dolayısıyla ışığın önemli deÄŸiÅŸkenleri bu konudan sorumlu olabilir. Ancak sıcaklıklar deÄŸil. Buna karşılık, alt ekvatoral ülkelerdeki bazı teoriler ise mevsimlerle deÄŸil, spermlerin kalitesiyle meÅŸguldür. Yazla ısınan spermler, daha kötü bileÅŸenlere sahiptir, bu da 9 ay sonra gözlemlenecek doÄŸum oranlarındaki zayıflığı açıklar. ORGAZM DENEN BAÅžDÖNMESÄ°Biyologlar için orgazm beyinsel ve genital uyarılar arasındaki sürekli gel gitlerden doÄŸar. Erojen bölgeler (genital organlar, apışarası..) uyarıldığında, beyindeki endorfin, dopamin gibi iyi hissettirici hormonların salgılanması baÅŸlar.Nereye kadar? Aslında iki cinsiyet de eÅŸit derecede hormonal salgılamaya maruz kalır, anatomik fark ise iki tür için eÅŸit derecede zevkin söz konusu olmamasıdır. Kadınlarda, zevk, anüs, vajina ya da klitorisin uyarılmasıyla görülür. Üç bölge, o halde üç orgazm mümkün mü? Tam olarak deÄŸil. Kapsanan bölge gibi aynı biçimde yaÅŸanacaktır. Bu, zevk alan kadının pek çok yüz ifadesine sahip olmasına engel olmaz: basit bir endiÅŸeden korkunç bir ifadeye kadar... Belki de erkek orgazmı tek model olduÄŸu için, bir kadın orgazm üstünlüğü söz konusu olabilir. Peki ya, erkek orgazmı deÄŸiÅŸmez olabilir mi? Pek deÄŸil, çünkü bu ruhsal yaÅŸamı farklıdır. MENOPOZ ARZUYU AZALTIR MI? Sıcaktan bunalma, konsantrasyon azalması, sinirlilik, dengesiz bir duygusallık, depresyon, 50 yaşına yaklaşınca kadınlarda yumurtlamanın bittiÄŸinin menopozun baÅŸladığının semptomlarıdır. Aynı zamanda libidonun da azalması anlamına gelir. Belki de bütün doÄŸurganlığı kaybetmeyi simgeleyen bu olayın psikolojik nedenleri için. Ancak, biyologlar için, bunun hormonal bir kökeni var ve ostrojenden çok yumurtalıklar tarafından salgılanan erkeklik hormonu androjenin salgılanmasının durmasına baÄŸlı. Pek çok çalışma gösterdi ki, menopoza girmiÅŸ kadınlarda görülen libido azalışı androjen bazlı bir tedavi sonucu iyileÅŸiyor. YUMURTLAMA KADINLARDA ARZUYU ARTIRIR MI? Kuzey Karolina, Durham Ulusal Çevre SaÄŸlığı Enstitüsü'nden epidemiloglara göre evet. 68 kadının cinsel yaÅŸamını üç ay boyunca gözlemleyen bilim adamları, onların yumurtlama esnasında veya yaklaşınca daha aktif olduklarını gördüler. Onların en iyi döllenme dönemine karşılık gelen bu altı gün boyunca, cinsel iliÅŸki sıklıkları ortalama yüzde 24 arttı. Kadınlar, hormonal olmayan bir gebelik önleme anındayken, bu dönemde doÄŸurma arzusu da dahil, daha güçlü bir cinsel arzu hissedebilirler. Çocuk arzulama ve gebeliÄŸi önleyici bir durumda bulunmak çeliÅŸki deÄŸil. AFRODÄ°ZYAKLAR VAR MI? Bütün kültürlerde, karanlık zamanlardan beri kadınlar ve erkekler doÄŸada afrodizyak etkili bileÅŸkenleri araÅŸtırırlar. BoÄŸanın cinsel organları, istiridye, kuÅŸkonmaz, muzlar, adamotu kökleri... bu ve buna benzer ÅŸeyler, erkek ya da kadın seks biçimini akla getirmek için kullanılan bütün bu nesneler bir gün erotizmi uyandıran maddeler olarak nitelendirildiler. Ancak bunu kanıtlayan hiçbir ÅŸey yok. Alkole, kokaine ve mariuanaya gelince, bütün bu maddeler engellerin kaldırılmasını saÄŸlar, ancak aÅŸkta ise üzücü sonuçlar ödenmek zorundadır: yüksek dozda kullanımı, erkeklerde sertleÅŸme sorunlarına yol açarken, kadınlarda da yaÄŸlama problemine neden olur. Bu yüzden, zencefil, çarkıfelek gibi bazı bitkilerin gerçek bir afrodizyak etkisi olabilir. Farmakologlar konu üzerine eÄŸilmeye baÅŸladılar ve ÅŸimdiden bu bitkilerin afrodizyak etkisi yaratmada etkili olduÄŸunu laboratuar hayvanları üzerinde yaptıkları deneylerle gösterdiler. Ä°nsanlarda potansiyelleri, kadınlar arasında olduÄŸu gibi, erkekler arasında da deÄŸiÅŸiklik gösteriyor. CÄ°NSEL HORMONLARIN ORANI HANGÄ° YAÅžTA DAHA YÃœKSEK? Erkeklerde, testosteron salgılanması daha cenin halindeyken baÅŸlar. Fetusun 18 ve 25 haftalık geliÅŸmesi esnasında, genetik erkeklik organlarının da geliÅŸmesiyle eÅŸ anlı olarak doruÄŸa ulaşır. Sonra, testosteron, üretimin patlama gösterdiÄŸi ve ikincil cinsel karakterlerin ortaya çıkmasını saÄŸlayarak çocukluktan erkekliÄŸe geçiÅŸin yaÅŸandığı ergenliÄŸe kadar nöbette bekler. Kıllanma, tüylenme. . . Ergenlikteki salgılanma cenin halindekinden daha önemlidir. Şüphesiz, daha geliÅŸmiÅŸ bir uzantı miras olabilecek erkek türünün zararına. Kadınlarda ise, ostrojen salgılanması ergenliÄŸe kadar baÅŸlamaz ve onlar yaklaşık ortalama 28 günde bir yumurtlama esnasında doruÄŸa ulaşır. TESTOSTERON ORANI ERKEKLERDEKÄ° ARZUDA ROL OYNAR MI? Ergenlikte, erkeklerdeki testosteron oranı maksimuma ulaşır ve ortalama 55 yaşına kadar aynı kalır. Bu yaÅŸ geçilince, azalmaya baÅŸlar. Ä°ÅŸte bu, erkeklerdeki arzunun azalmaya baÅŸladığının da sinyallerini veren yaÅŸam evresine denk gelir. Fransa'da 50 yaşın üzerindeki erkeklerden yüzde 20'si ile yüzde 50'si, sertleÅŸme ve libido sorunlarıyla karşı karşıyadır. O halde testosteron oranı ve cinsel arzu baÄŸlantılıdır denebilir mi? Hiçbir çalışma bunu teyit etmiyor. Libidosu kötüleÅŸmiÅŸ erkeklerdeki testosteron yönetimi etkili görünmüyor. Åžimdilik, bilim adamları, erkeklerdeki arzu düşüşünün fizyolojik bir kökeni olduÄŸunu onaylamıyorlar. Bu, çok basit bir ÅŸekilde bir fizyolojik düzen sorusu olabilir. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!