Bebeğinin mezarı açıldı

MEZARIN AÇILIŞINI GÖZYAŞLARI İÇİNDE İZLEDİ  - Foto - galeri

SEREN SERENGİL'İN GÖZYAŞLARI / WEB TV

Seren Serengil, avukatı Azmi Doğan ile Musa Aytun’un avukatı Ayfer Dikmen de dün saat 16.00 sıralarında açılan mezarın başında bulundu. Polisin olay yeri inceleme ekiplerinin de hazır bulunduğu çalışma sırasında, iki gönüllü mezarcının açtığı mezardan küçük bir naylon poşete sarılı ceset çıktı. İstanbul Adli Tıp Şube Müdürü Cahit Alkış tarafından yapılan ilk kontrolden sonra, bebek cesedi bir karton koliye konularak, görevlilere teslim edildi. Ceset Yenibosna’daki İstanbul Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Seren Serengil ile bebeğin DNA’ları karşılaştırılacak.

HABERCİLERİN İÇİN TARTIŞMA

Seren Serengil ve avukatlar dün saat 14.30 sıralarında mezarlığa geldi. Taraf avukatları habercilerin içeri alınması konusunda tartıştı. Daha sonra 16.00 sıralarında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na ait bir araç, mezarlığın araç giriş kapısından alındı. Adli tabip ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zülfikar Tekirdağ araçtan inerek, mezarın yanına gitti. Tartışmalar, savcının mezar açılmadan önce fotoğraf çekmek üzere bir haberciyi içeriye almasıyla bitti. Mezar açılırken görüntü alınmasına izin verilmedi.

SEREN SERENGİL AĞLADI

Mezarın açılıp, bebek cenazesinin çıkarılmasından bir süre sonra, mezarlığın kapısına gelen Seren Serengil, ağlayarak gazetecilere açıklama yaptı. Seren Serengil şunları söyledi:

“Bir mezarı yok. İki mezar arasına, bir poşet içine koyarak gömmüşler sonunda yavrumu gördüm. Tenekeden bir şeye Aytun diye yazmışlar. Onu da yeni yazmışlar. Daha önce o da yoktu. Eğer bana denseydi ki, biz senin çocuğunu Musevi Mezarlığı’na gömdük ve mezarını da yaptık, gelir başında duasını ederdim. Ama bir seneden beri anneyim ben. Bebeğim doğmuş, 4 gün yaşamış. Avukatı hala saygısızlık yapıyor. Bebeğime cenin diyorlardı. Erken doğum yapmışım. Dört gün yaşamış. Bebeğim 4 gün sonra beyin kanaması geçirdi. Bu insanları bu yüzden asla affetmeyeceğim. Bu saatten sonra eşimi de affetmeyeceğim. Herkesin babası yobaz olabilir ama o buna izin vermemeliydi. Bunlar çok acı şeyler, Allah hiçbir anneye böyle şeyler yaşatmasın. Bir poşete sarmışlar. Biz de biyorsunuz, bir çocuk öldüğü zaman çocuk hastaneden çıkarılır. Bir kutuya konur. Sonra toprağa verilir. Keşke bana verselerdi de babamım baş ucuna gömseydim. Ben size bunları açıklama durumunda kalmaktan sıkılıyorum. Her türlü şanssızlığı herkes yaşar. Ancak benim yaşadıklarım eziyet. Çocuğumu bir senedir savcı zoru ile görebildim. O'nu da ne şekilde görebildim. Allah herkese iyi insanlarla karşılaşmayı nasip etsin.”