Bazı ÅŸarkıları komÅŸular yüzünden kısık söylemek zorunda kaldım

Güncelleme Tarihi:

Bazı şarkıları komşular yüzünden kısık söylemek zorunda kaldım
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 06, 2005 00:00

Hani gözü dursa kaşı oynar, dili sussa elleri kolları yerinde durmaz insanlar vardır ya Hayko Cepkin onlardan biri. 27 yaşında, vücudunun çeÅŸitli yerlerinde dövmeleri var, saçları civciv sarısı ve tam bir hiperaktif. Albümünün adı (‘Sakin Olmam Lazım’) kendisine bir uyarı belki de. EMI etiketi ile yayınlanan ilk albümü, diÄŸerlerinin arasından sıyrılmayı baÅŸardı, yoluna hızla devam ediyor. Hayko Cepkin, kendini bildi bileli müzik yapıyor. Zamanının çoÄŸunu odasında müzikle haşır neÅŸir olarak geçiriyor. Işığı, güneÅŸi, yaz mevsimini pek sevmiyor: ‘Hayatta müzik yapmaktan daha zevkli bir ÅŸey olduÄŸunu düşünmüyorum. Müzik, hayatımın en güzel mastürbasyonu...’n Siz, okulda da öne çıkan tiplerdenmiÅŸsiniz. Tiyatro yapmışsınız, okul müsamereleri organize etmiÅŸsiniz... Müzik nerede öne çıktı?- Aslında ben tiyatrocu olmak istiyordum. Konservatuvar sınavlarına girmek üzereydim ama gözümdeki bir problemden dolayı o hikaye ilerleyemedi. Dedem akordeonist, babam da eski davulcu olduÄŸu için müzik hayatımızın hep önemli bir parçasıydı. Bana da küçük yaÅŸlarda bir klavye alınmıştı, kendi halimde takılıyordum. Sonra ortaokulda okul korosuna girdim, dokuz yıl da kilise korosunda yer aldım. Müzik, tiyatro olmayınca böylelikle öne çıkmış oldu. n Kilise korosundan sonra ÅŸan eÄŸitimi geliyor deÄŸil mi?- Evet. Önce Timur Selçuk ÇaÄŸdaÅŸ Sanat Merkezi’nde sonra da MSÃœ Konservatuvarı’nda ÅŸan eÄŸitimi aldım, Akademi Ä°stanbul’dan da piyano dersleri. Bir yandan da evde kendi başıma çalıyordum. Tabii bu arada para kazanmak için çeÅŸitli barlarda DJ’lik de yaptım. Okuldan klavyem elimde çıkıp barlara gidip gelirken bir grup görmüş beni, bize klavye çalar mısın, dediler. Benim hiç böyle bir deneyimim yoktu ama deneriz dedim. Öyle baÅŸladı. KLAVYELERÄ° ATIP TUTARIMNasıl geçti bar döneminiz? -Barlarda çalarken dikkat çektim. Rahatsız bir ÅŸekilde çaldığım için insanlar daha çok ilgi gösterdiler ve teklifler almaya baÅŸladım. Ä°ÅŸ büyüdü. Ä°ÅŸ büyüyünce kendimi geliÅŸtirmeye baÅŸladım, yeni müzik aletleri aldım.n Rahatsız çalmak nasıl bir ÅŸeydir? Ne dikkati çekti sizin çalışınızda?-Ben klavyeyi gitar gibi çalıyordum. Normalde klavyeci sabittir ama ben sahnede oradan oraya koÅŸturuyordum. Klavyeler ikide bir havalara uçup, yerlere düşüp orası burası kırılıyordu benim yüzümden. Bir kere basçıyla havada tokuÅŸturmuÅŸtuk klavyeleri, sabahında ya biz ne yaptık, diye oturup aÄŸlamıştık. Ama bir bar adamı olmak istemedim sadece.n Neden? SevmediÄŸiniz için mi?-Bir kere barda çalmak bir klavyeci için çok meÅŸakkatli bir iÅŸ. Çünkü çok fazla alet edevatınız var, üç kuruÅŸ para için otuz ton mal taşımış oluyorsunuz. Ãœstelik barda çalmak insanı geliÅŸtiren bir ÅŸey deÄŸil. Sürekli aynı ÅŸeyleri çalıyorsunuz. Ben de madem böyle, evde takılayım dedim. KOMÅžU BÄ°R GÃœN YETEEER DEDÄ°Böylelikle evden neredeyse dışarı çıkmadığınız ve oturup bu albümü kaydettiÄŸiniz dönem baÅŸlamış oluyor deÄŸil mi?-Evet ama o kadar da evde kalmadım. Aylin Aslım, Demir Demirkan gibi müzisyenlerin arkasında çaldım, onlarla turnelere gittim. Ama en çok zevk aldığım ÅŸey evde oturup birilerinin yaptığı ÅŸarkı düzenlemelerini bozmaktı. Var olan armonik yapıları deÄŸiÅŸtirip ÅŸarkılara remiksler, yeni düzenlemeler yapıyordum. Sonra baktım, olgunlaşıyor bu iÅŸ, söz de yazmaya baÅŸladım. n Aileniz durumunuza nasıl bakıyordu? Ne olacak böyle evladım demediler mi?-Hobi olarak yapmama karışmadılar ama baktılar ki ben iÅŸi ciddiye alıyorum kaygılandılar, önüme engeller koymaya baÅŸladılar. Ben de bir yerden sonra dayanamayıp ayrı eve çıktım. Böylelikle kendi paramı da kazanmaya baÅŸladım, yani kazanmam gerekiyordu. Ama çok zordu ilk zamanlar hayat. Canım çıktı.n Albüm yapma fikri nasıl ortaya çıktı? -Çok umurumda deÄŸildi aslında albüm. Bir gün yaptığım ÅŸeyleri EMI’ya bıraktım. AkÅŸamında telefon geldi, bir uÄŸrar mısınız diye. GittiÄŸimde Hakan KurÅŸun’un gözleri parlıyordu. Bana benden çok inanan bir adam görünce korktum ‘ne oluyor be’ dedim. Ãœstelik o kayıtlar benim evde yaptığım demo kayıtlardı. Hakan KurÅŸun, hemen çıkaralım albümü, ben hiç böyle bir kayıt dinlememiÅŸtim dedi, tekrar kaydetmeme de izin vermedi. n OkuduÄŸuma göre kayıtlar evde yapıldığı için yeteri kadar bağırıp çağıramamışsınız komÅŸu korkusundan...-O kayıtlarla ilgili tek memmun olmadığım ÅŸey o. Åžarkıların bazı yerleri patlıyor. Benim daha bağırarak söylemem lazım ama komÅŸular rahatsız olmasın diye kısık söylemek zorunda kaldım. Albümde aranan kudret yok ama bu da keyifli bir anı oldu benim için. Konserlere gelince neye uÄŸradığını ÅŸaşırıyor insanlar. n Kayıtlar esnasında komÅŸularla ilgili bir sürü komik olay da yaÅŸan-mıştır herhalde.-Olmaz olur mu? Çok matrak ÅŸeyler oldu. Bir gece bir ÅŸarkı üzerinde çalışıyorum, takılıp kalmışım. Cama bir taÅŸ atıldı, bir komÅŸumuz ‘Abicim, yeter saatlerdir aynı ÅŸarkıyı söylüyorsun. BaÅŸka bir ÅŸarkıya geç, belki kafan dağılır’ dedi. n Siz de çok eÄŸlenceli bir adama benziyorsunuz. Ama albüme baktığımızda karanlık, depresif bir hava görüyoruz. Bunun nedeni nedir?- Çünkü odam çok karanlık, hep odadayım!!! EÄŸer kendinizi üç ay bir odaya kapatırsanız sonuç böyle oluyor.n Neden kapattınız kendinizi? Dışarıda böyle mis gibi havalar varken...- Bilmiyorum ama dışarı çıkmayı hele ışığı sevmiyorum. Zamanımın yüzde yetmiÅŸ beÅŸini evde müzik çalışarak geçiriyorum. Kendimi gece çok daha rahat hissediyorum. Yazdan ve güneÅŸten ekstra nefret ediyorum.n Peki böyle bir adamın albümünün yazın çıkması tuhaf deÄŸil mi?-Hakan KurÅŸun’la tartıştığımız tek nokta bu oldu. ‘Hakan Abi, yapma, etme, yaz bana göre deÄŸil, insanlar şıkır şıkır bikinilerini giyecekler, kimse beni sallamaz’ dedim ama dinlemedi. ‘Senin ne zaman çıktığın önemli deÄŸil, ben sana ve ÅŸarkılarına güveniyorum’ dedi, yayınladık albümü. Ä°yi ki de öyle yaptık, kısa sürede hiç beklemediÄŸim doÄŸru tepkiler aldım.n Albümün her iÅŸini tek başınıza kotarmışsınız. Takım oyuncusu olamadığınız için mi durum böyle?- Her ÅŸeyin bana ait olmasını istedim. Grupla çalışmak çok zor geliyor bana. Çünkü bir ÅŸey anlatıyorsunuz, grup içinde herkesin onu anlayıp da yapabilmesi çok zor. Çok farklı tarzlarda müzikler dinliyorum yıllardır. Klasik müzikten arabeske kadar. 70’lerden bu yana rock tutkunuyum. ektronik müziÄŸi de takip ediyorum. Ortaya böyle bir albüm çıktı. Bazı ÅŸarkıların altyapısında barok müzik bile var. Bu bana normal geliyor, deÄŸiÅŸik bir ÅŸey olduÄŸunu insanlar söyleyince anladım.Beni en iyi anlatan müzikler Ağır Roman filminin müzikleridir. Hayatımı da oradaki karakterlere çok benzetiyorum. Albümün adı da o yüzden Sakin Olmam Lazım. Orada Okan Bayülgen’in bir düğünde göbek attığı bir sahne vardır. Oradaki ritimler bir rock parçasından çok daha sert. Çok baÅŸka bir ruh var o filmde. Bir de Crow filmini çok severim, hayatımı deÄŸiÅŸtiren filmlerdendir.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!