Balık pazarında kutsal yemek

Güncelleme Tarihi:

Balık pazarında kutsal yemek
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 22:40

Konuşulanların unutulup gittiğini görünce, genel sekreter sorumluluğunu hakkıyla omuzlayan Cahit Kayra, masada konuşulanları ufak ufak not almaya başlayacak, bir süre sonra not alınan defterler biriktikçe birikecektir. Eh, masada yayıncı, gazeteci, yazar, tarihçi, iktisatçı sıfatlarını taşıyan insanlar olunca, biriken notların ne yapılacağı da netleşecektir bir miktar.

Balık pazarında kutsal yemek
Her ne kadar fikir Hilmi Yavuz’dan çıksa da Beşiktaş’taki Turgut’un Yeri’nde çarşamba öğle üzeri yapılan toplantılara "Kutsal Yemek" ismini veren, Cahit Kayra’nın eşinden başkası değil. Yemek de hakikaten bu sıfatı hak ediyor doğrusu. Hayır, öyle dinî bir göndermesi filan yok. Muhabbetin çeşitliliği, konuların zenginliği ve esprilerin keskinliği dolayısıyla bir "Kutsal Yemek" bu. Oysa, 90’lı yılların hemen başında, Nurettin Sözen’in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günlerde Şehzadebaşı’ndaki Saray Lokantası’nda çarşamba günleri buluşup öğle yemeği yiyen üç kişinin aklından bunu gelenekselleştirmek gibi bir fikir geçmemişti doğal olarak. Buna hem ortam, hem şartlar, hem de yaptıkları iş müsait değildi. Çünkü, üçlüden Hasan Mani Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter Yardımcısı, Hilmi Yavuz Kültür İşleri Daire Başkanı, Cahit Kayra da Kültür İşleri Daire Başkanı Danışmanı sıfatlarını taşıyorlardı. Yeni yerel yönetime yönelik eleştirilerin birbirini kovaladığı bir dönemde, konuşulan konular da metro yapımı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun istikbali, İSKİ’nin sorunları, Şehir Tiyatroları’nın Gencay Gürün meselesi gibi konulardı. Gerçi arada Hilmi Yavuz şiirden başlayıp Osmanlı, Kemal Tahir, Yahya Kemal diye hamleler yapmaktaydı ama sözü genellikle, "Bodrum’a ne zaman gidiyoruz?" esprileriyle kesilmekteydi. *1996’da ise bir miktar "tedbili mekánda ferahlık vardır" darb-ı meselinin doğruluğuna güvenilerek, bir miktar da herkesin evine daha yakın olması gibi avantajlarına dikkat edilerek Beşiktaş Balık Pazarı’ndaki Turgut’un Yeri’ne taşınır çarşamba toplantıları. Üstelik arada kadro genişlemiş, ünlü tenorlarımızdan Mete Uğur’dan şair ve yazar Sabahattin Batur’a, avukat Ceyhan Mumcu’dan öğretim üyesi Murat Katoğlu’na, merhum sahaf Alaattin Eser’den mühendis Yılmaz Ayata’ya kadar pek çok isim masanın etrafında görülmeye başlanmıştır.Merhum Müntekim Ökmen ile Hasan Pulur’un da ekibe katılması üzerine, titizliğiyle ve "vak’anüvisliği"yle tanınan Cahit Kayra, demokratik bir biçimde ama atama usulüyle görev dağılımı yapma zaruretini hissedecektir. Başkanlığa, artık Ankara Bilkent Üniversitesi’nde görev yaptığı için her toplantıya katılamayan Hilmi Yavuz’un getirilmesine, Hasan Mani’nin müdürlüğe, Cahit Kayra’nın genel sekreterliğe, Hasan Pulur’un haysiyet divanı başkanlığı’na atanmasına, Orhan Duru’nun tek başına genel kurul oluşturmasına, asli üyeliğe terfi ettirilen Murat Katoğlu’nun teorisyenlik ve estetik danışmanlık görevini üstlenmesine kimse itiraz etmeyecektir. Merhum Müntekim Ökmen ise tek başına muhalefeti temsil etmekle görevlendirilmiştir. Masayı erken terketmesi, memlekette muhalefetin fazla yıpratıcı olmasıyla açıklanabilir mi acaba?Görev dağılımı yapıldıktan sonra çarşamba toplantılarının şöhreti, deyim yerindeyse, kısa sürede sadece Beşiktaş’ın değil, İstanbul’un bile sınırlarını aşacak, bir yandan Ankara’ya, bir yandan da İzmir’e yanaşacaktır. Bu ise masanın etrafındaki müdavim sayısının artması anlamını taşımaktadır işin tabiatı icabı. İyi ama yeni gelenlere ne isim verilecektir? Çözüm yine Cahit Kayra’dan gelir: Guest star, yani misafir oyuncu. Bu sıfat kendilğinden yürürlüğe girecek, üç değişik isimle köşe yazısı yazarak Necip Fazıl’ı bile kıskandıran Güngör Uras, edebiyatçı Demir Özlü, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Prof. İlber Ortaylı, "ıvır-zıvır tarihçisi" Gökhan Akçura, eski gazeteci-yeni yayıncı Mürşit Balabanlılar bu sıfatla anılan ilk isimler olacaklardır. Konuşulan konular ise katılımcıların ilgi ve iştigal alanları dolayısıyla son derece geniştir. Hilmi Yavuz, Názım Hikmet, Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’i karşılaştırıp kesinlikle Yahya Kemal’den yana tavır alırken, Orhan Duru, Saddam Hüseyin’le yaptığı röportajın arka planını aktaracak, Hasan Pulur, Babıali tarihinin ara sokaklarında gezinirken, Murat Katoğlu Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a olan "hayranlığı"nı sık sık dile getirecektir.*Konuşulanların unutulup gittiğini görünce, genel sekreter sorumluluğunu hakkıyla omuzlayan Cahit Kayra, masada konuşulanları ufak ufak not almaya başlayacak, bir süre sonra not alınan defterler biriktikçe birikecektir. Eh, masada yayıncı, gazeteci, yazar, tarihçi, iktisatçı sıfatlarını taşıyan insanlar olunca, biriken notların ne yapılacağı da netleşecektir bir miktar. Bu nedenle, 2004 Haziranı’nda Türkiye İş Bankası Yayınları arasında "Bilgeler ve Balıklar " adıyla yayınlanan kitabın Cahit Kayra’nın imzasını taşımasında hiçbir şaşırtıcı taraf yoktur. Şaşırtıcı olan, Müntekim Ökmen’e ithaf edilen kitapta yer alan şu "zorunlu açıklama"dır:"Bu öyküler kitabında adı geçen kişiler ve anlatılan olaylar gerçek değildir. Yazar bunları düşünde tasarlamış ve öylece kağıda geçirmiştir (...) Bu bağlamda, özellikle Müntekim Ökmen, Hasan Pulur, Hilmi Yavuz, Hasan Mani, Orhan Duru, Murat Katoğlu, Demir Özlü ile Mürşit Balabanlılar, Üstün Üstündağ, İlber Ortaylı, Zeki Sözer, Mete Uğur, Gökhan Akçura, Güngör Uras gibi saygıdeğer kişilerin kitaptaki konuşmacılar ve guest starlar ile ilgi ve ilişkileri olmadığını açıklamak isterim."Kim onlar? Kurucu kadro: Hilmi Yavuz, Hasan Mani, Cahit Kayra. Mevcut kadro: Hilmi Yavuz, Hasan Mani, Cahit Kayra, Hasan Pulur, Orhan Duru, Murat Katoğlu, Güngör Uras, Demir Özlü Ne zamandır buluşuyorlar? Dokuz yıldırNe sıklıkla? Her çarşamba öğle üzeriNerede? Beşiktaş Balıkpazarı Turgut’un YeriBuluşunca ne yapıyorlar? İçiyor ve katılımcıların ilgi ve iştigal alanları dolayısıyla son derece geniş bir yelpazede konuşuyorlarSoldan sağa: Hasan Mani, Murat Katoğlu, Güngör Uras, Turgut Vidinli (lokanta sahibi), Orhan Duru, Cahit Kayra, Hasan Pulur ve Demir Özlü.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!