Bak şu rol kesene

Güncelleme Tarihi:

Bak şu rol kesene
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 1997 00:00

Haberin Devamı

Reklam dünyasında, seksi film yıldızlarının, fotomodellerin, ünlü sporcuların çok ciddi rakipleri var artık.

Otomobil üretcilerinden cep telefonu firmalarına, bankalardan seyahat şirketlerine kadar, dünya ekonomisinin dev isimleri, gazete ve televizyonlara verdikleri reklamlarında hayvanları kullanmayı tercih ediyorlar.

Hiç kimse, gün gelip de onların bir ürünün tanıtımında Cindy Crawford'dan daha etkili olacağını tahmin etmiyordu. Ama hayvanlar, mütevazı bir biçimde reklam dünyasının içine girerek sektörün en çok aradığı aktörlerden olmayı başardılar. Bu yükselişin nedeni, reklam şirketlerinin ekonomik sıkıntıları değil. Bu yükselişin birçok nedeni var. Son 50 yıldır ‘‘çevre ve doğa'' ekseninde gelişen sorunlar ve yaşanan olaylar, hayvanları olanca ağırlığıyla gündemimize oturttu.

Çünkü 21'inci yüzyılın eşiğinde, bir parçası olduğumuz doğa, uygarlığın önlenemeyen yıkımı sonucu, insan yaşamından bir daha asla geri gelmemecesine hızla kopup gidiyor. Yok olan, yanan, kirlenen ormanlar, deniz ve göller, bir masal dünyası kadar düşsel ve uzak artık insanlara. Yalnızlık, yitip gitmişlik, kalabalıklaşan dünyayı dolduruyor. Aşk ve sevgi ölüyor; insan bir başka insanda kendini bulamıyor. Birey, toplumsal baskılar karşısında kimliğini, kişiliğini yitiriyor ya da robota dönüştürülmüş bir canlı olarak ‘‘yalnız kalabalık''ın içinde yapay mutluluklarla avunuyor. Oysa hayvanlar, kendileriyle ilk bilinçli ilişkiyi kurduğumuz 20 bin yıl öncesinden beri, ruh dünyamızda çok özel bir yere sahipler. Örneğin İspanya ve Fransa'daki mağara resimlerini yapan ilk avcı atalarımız, hayvanları saygı duyulan ve insan gibi ruhları olan canlılar olarak yansıtmıştı duvarlara. Hayvanların kimisi insana güven, kimisi korku veriyordu; kimisi karşısında hayranlık, kimisi karşısında ise sevgi duyuluyordu. Bir başka deyişle hayvanlar, ruhsal kardeşlerimiz oluyordu. Bilinçaltımız, onların imgeleriyle doluydu.

İşte hayvanların bu imgeleri, yaşama yabancılaştığımız günümüzde bilinçaltımızı zorluyor. İnsanlar, kendilerine doğayı anımsatan, doğaya yaklaştıran nesne ve olgulara daha duyarlı oluyorlar. Reklam sektörünün fark ettiği nokta da işte burası. Bu nedenle ünlü bir saat firması, en son ürününü, dünyanın en arzulanan kadınının bileği yerine, vahşi bakışlı bir yabankeçisinin boynuzuna takıyor. Bu nedenle tanınmış bir telefon firması, yeni cep telefonunu tanıtmak için, başına buyruk ve söz dinlemeyen kediyi reklamlarında kullanıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!