Babamı çok üzdüm ama o beni affetti

Güncelleme Tarihi:

Babamı çok üzdüm ama o beni affetti
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 02, 2004 00:00

Yaklaşık dört yıl önce Mehmet Ali Erbil’le yaÅŸadığı fırtınalı iliÅŸki ve yine Erbil’le çektirdiÄŸi fotoÄŸraflardan dolayı tam bir aile dramı yaÅŸamıştı Nefise Karatay... Gökçeada’da tek başına yaÅŸayan 73 yaşındaki baba Orhan Karatay, kızının yaptıkları karşısında isyan etmiÅŸ, onu evlatlıktan reddettiÄŸini açıklamıştı. Nefise Karatay’ın bu tatsız olayın ardından hala babasıyla görüşmediÄŸi, baba Karatay’ın ise kızını görmek istemediÄŸi konuÅŸuluyor. Uzun zamandır bu konu hakkında açıklama yapmayan ünlü manken, babasıyla arasında yaÅŸananları ilk kez Kelebek’e anlattı.Babam yakışıklı bir denizciydiBenim babam denizciydi. Özel bir ÅŸirkette ikinci kaptan olarak çalışıyordu. Dolayısıyla arada hep hasret vardı. Çünkü gittiÄŸi zaman aylarca dönmüyordu. Bu yüzden de 40 yaşında evlenmeyi tercih etmiÅŸ. Babamı denizci kıyafetleriyle hatırlıyorum da çok yakışıklıydı. GeleceÄŸini duyduÄŸum an balkona çıkar, saatlerce onu beklerdim. MüthiÅŸ bir sevgim vardı ona karşı. Biz dört kardeÅŸiz. Babam bir ara ailesini alarak Almanya’da yaÅŸamış. Çünkü çalıştığı ÅŸirket bir Alman ÅŸirketiymiÅŸ. Ben orada dünyaya geldim. Altı yaşıma kadar Almanya’da yaÅŸadım. Sonra babam emekli olunca Ä°stanbul’a kesin dönüş yapmaya karar verdik.. Ä°lk önce Ä°stanbul’a yerleÅŸtik. Ancak o daha sakin, daha huzurlu bir hayatı tercih edince Gökçeada’ya taşındık. Benim çocukluk ve genç kızlık dönemlerim hep Gökçeada’da geçti. Ä°stanbul’a akrabalarımızın yanına gidiyorduk ama artık Gökçeadalı olmuÅŸtuk.Robinson hayatını tercih ettiBabam bizlere hep, ‘Hepiniz özel çocuklarsınız. Çünkü ben sizleri özel yetiÅŸtirdim’ derdi. Babam da çok özel bir insandı. Tam bir Ä°stanbul Beyfendisidir. Çünkü bütün ailesi Ä°stanbulluydu. 50 ve 60’lı yılların Ä°stanbul’unu bildiÄŸi için keÅŸmekeÅŸliÄŸe tahammül edemedi. Buradaki hayatın çok sıkıntılı, insanların güvenilir olmadığını gördüğü için de Gökçeada’da kendine bir yer buldu. Ancak annem orada yaÅŸamaktan mutsuzdu. Çünkü babam biraz Robinson gibi bir hayatı olmasını isteyen bir insandı. Böyle bir hayatı tercih etti ve hala bu hayatını sürdürüyor. Ada’da mutlu. Ama bizleri de oraya mahkum etmedi. Sadece hepimizi tertemiz bir ortamda, tertemiz çocuklar olarak yetiÅŸtirdi... Hep onun gözü önündeydik. Bizlere kıyamazdı. Babamın Gökçeada’da bir restoranı ve oteli vardı. Kendisi bunlarla ilgilenirdi. Ve bizi asla çalıştırmazdı. DediÄŸim gibi kıyamazdı. Özel ÅŸoförle okula gidip gelirdik. bizleri asla servise falan bindirmezdi. Oradaki yaÅŸantımıza göre dururumuz fena deÄŸildi. Sürekli peÅŸimizde özel koruma gibi birisi dolaşırdı. Başımıza bir ÅŸey gelmesin diye çok titiz davranırdı.. Hiç sıkıldığımı hatırlıyorum. Çünkü sevgi anlamında doyuma ulaşıyorduk. Yani çocukluÄŸum çok mutlu geçti. Resim yapmaya çok meraklıydım. Yıllarca karakalem ve yaÄŸlı boya çalışmaları yaptım.. Bu yüzden hep mimar olmayı isterdim. Ancak babam da eczacı olmamı isterdi ve hep bir Karatay eczanesi açmamı hayal ederdi. Ne olacağıma karar veremediÄŸim bir dönemde Ä°stanbul’a yeÄŸenimin yanına geldim. Babamın gözünde artık büyümüştüm. Tek başıma, burada bir ÅŸeyler yapmama izin vermiÅŸti. YeÄŸenim Mimar Sinan Ãœniversitesi’nden mezunuydu. Onun sayesinde Mimar Sinan’da çizim kurslarına baÅŸladım. Yetenek sınavına girdikten sonra okula devam etmeye düşünüyordum ama olmadı. Mimarlık yerine mankenlikYeÄŸenim Lale Abla sayesinde bir gün NeÅŸe Erberk’le tanıştık. NeÅŸe Abla hem annemin hem de babamın aile dostlarının çocuklarıydı. O dönemler sunuculuk yapmak istiyordum. Bunu NeÅŸe Abla’ya söyledim. O da beni ajansına aldıktan sonra Türkiye güzellik yarışmasına girmemi istedi. ArkadaÅŸlarım da çok ısrar ediyordu. Hatta zaman zaman babam bile, ‘Benim kızım bu yarışmaya girse kesin birinci olur’ diyordu. Sürekli yarışmaya girmem ısrar edilince ben de girdim. Ve Türkiye ikinci güzeli oldum. Sonra da hayatımda sunuculuk ve mankenlik dönemim baÅŸladı. Sema DENKERYüzüğü sol elimdeBugüne kadar Murat’la (Varol) yaÅŸadığım aÅŸkı kimseyle yaÅŸamadım. Bizim iliÅŸkimizde yalana hiç yer yok. Her konuda birbirimize dürüstüz. Aldatmak baÅŸka bir ÅŸey, kandırmak baÅŸka bir ÅŸeydir. Murat’ın beni kandırmayacağına eminim. EÄŸer kaçamak yaptıysa bunu söyler. İçinde bu sıkıntıyla ya da beni aptal yerine koyarak yaÅŸamaz. Çünkü çok dürüst bir insan. Bizim hayatımızda pembe yalana da yer yok. Çünkü küçük yalan söyleyen insan daha tehlikelidir. Bana evlenme teklifi etti. Aldığı yüzüğü de sol elimde taşıyorum. Bu ne zaman resmileÅŸir bilmiyorum ama ÅŸu an böyle mutluyuz. Ä°yi günde de kötü günde de onun yanında olmaktan çok mutluyum. Önemli olan iyi bir insan, dürüst bir insan olmasıdır. Ä°ÅŸte Murat adam gibi bir adam. Belki dışarıdan bakıldığı zaman iyi bir sevgili olarak durmayabilir ama iyi bir insan. Ä°yi bir insan olduÄŸu için de her ÅŸeyi hak ettiÄŸine inanıyorum. Ve onunla geçirdiÄŸim hiçbir dakikadan piÅŸman olmayacağım. Beni aldatsa bile onu tanıdığım için çok ÅŸanslıyım. Ruhum bakire deÄŸilGökçeada çok huzurlu, çok temiz bir yerdir. Dolayısıyla temiz bir insan olarak büyüdüm, yetiÅŸtirildim. Ancak ruhumun kirlendiÄŸini hissediyorum. Bunun mesleÄŸimle ilgisi yok. Belli bir zaman sonra o temizlik, saflık, dokunmamışlık kalmıyor. Yani benim ruhumun bakireliÄŸi Gökçeada’da kaldı. O kadar çok ortamlara giriyorsun ve insanlarla karşılaşıyorsun ki ruhumun bakire kalması mümkün deÄŸil. Ä°ster istemez ortama uymak zorunda kalıyorsunuz. Ancak ben yine de içimdeki o saf Nefise’yi koruduÄŸuma inanıyorum. En azından iyi niyetimi koruyorum. Babam bana, ‘sen benim kuzumsun ama kurtlar sofrasındasın yavrum’ demiÅŸti. Öyle ya da böyle yaÅŸadığım hayattan memnunum. Åžu anlamda memnunum, mutlu olmadığım bir iÅŸte deÄŸilim. Ä°ÅŸimi severek yapıyorum. En önemlisi ailemin yüzünü yere eÄŸdirecek bir ÅŸey yapmıyorum. Bir ev kurdum. Ailem ile yaşıyorum. Sonuçta yaptığım her ÅŸey kendi emeÄŸim, kendi param, kendi alın terimle yaptığım ÅŸeyler. Evime girdiÄŸim zaman o kadar mutluyum ki... Çünkü her ÅŸey bizim çalışmamızın eseri. Ve ben yine kendi temiz dünyamda yaşıyorum. Onu kirletmedim. Önemli olan da bu. Etle tırnak ayrılır mıBundan 3-4 yıl önce babam ile yaÅŸadığım o tatsız dönemler çok abartıldı. Sanki uzun zamandır görüşmüyormuÅŸuz, birbirimize dargınmışız gibi yansıtıldı. Hatta onu arayıp sormadığım, terkettiÄŸim bile yazıldı. Böyle bir ÅŸey söz konusu deÄŸil. Sadece kısa süreli bir kırgınlık yaÅŸadık hepsi bu. Etle tırnak birbirinden ayrılmaz. Benim yaÅŸadığım babamla aramızdaki çok özel bir konudur. Ve ben, aramızdaki bu tatsızlığı hiç yaÅŸanmamış olarak kabul ediyorum. Åžu an kendimi yenilenmiÅŸ, yeniden doÄŸmuÅŸ olarak görüyorum. YaÅŸadığım o olayları hiç hatırlamıyorum. Bunu hatırlayarak yaÅŸanmaz. Sonuçta çok güzel giden bir iliÅŸkim var. Ailemle de iliÅŸkim çok güzel. Bazı ÅŸeylerin hatırlanması ya da hatırlatılması mutsuzluktan baÅŸka bir ÅŸey vermez. Evet babamı çok üzdüm, kırdım bunu biliyorum. Ama bu kırgınlığımız uzun sürmedi. Ä°nsan gençken bir hata yapabilir. Önemli olan, bundan gerekli dersi alıp, o ÅŸekilde davranmaktır. YaÅŸadığımız bu olaydan sora babamla birbirimize çok kenetlenerek, ve yolumuza daha sıcak bir ÅŸekilde devam ettik. Ben her zaman babamı çok sevdim, taptım. Çünkü dediÄŸim gibi çok özel bir insandır. Ben ona hayran olarak büyüdüm. Çocukken bile benim için en muhteÅŸem insan babamdı. Birbirimizden kopmak gibi bir ÅŸey söz konusu bile olamaz. Biz sorunumuzu onunla aramızda çözümledik. O ÅŸartlar ne olursa olsun her zaman benim yanımdadır, bana sahip çıkar, ben de aynı ÅŸekilde ona. Ä°liÅŸkimiz eskisinden bile daha iyi oldu. Her ÅŸey çok güzel... SöyleyeceÄŸim tek ÅŸey kimse babasını üzmesin. Çünkü onlar evlatlarının iyiliÄŸini düşünmekten baÅŸka bir ÅŸey yapmıyor..Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!