Ayşe Hatun Önal Buket’ten güzel

Güncelleme Tarihi:

Ayşe Hatun Önal Buket’ten güzel
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2000 00:00

Haberin Devamı

Kadir İnanır, taciz tartışmasına yeni bir heyecan getirdi

Kadir İnanır, Buket Saygı’nın taciz iddiasından sonra, ‘Bu sette daha güzel kızlar var’ demişti ama isim vermemişti. Şimdi gerçeği açıkladı: Ayşe Hatun Önal, Buket’ten daha güzel.

Yaklaşık bir aydır Kuşadası'nda bulunuyorsunuz. Derman Bey'in çekimleri nasıl gidiyor? İzleyiciler karşılarında nasıl bir dizi bulacaklar?

- Şimdiye kadar çektiğimiz kasetleri İstanbul'daki stüdyoya gönderdik. Oradan gelen haberler bizim ilk başta söylediğimiz gibi, her şeyi aynen doğruluyor. Benim tabirimle muhteşem bir şölene dönüştüğü söyleniyor. Zaten bu dünyanın sonu değil. Biz filmde bir dünya kuruyoruz, insanlar televizyonlarının karşısında büyük hazlar alsınlar diye. Bizim bütün amacımız bu. Dizinin maliyeti çok yüksek ve kadrosu çok kalabalık. Böyle bir diziyi yapmak büyük bir güç, para ve moral ister. Biz gerekeni yaptık, yayın tarihini 4 Ekim'e almaları bizi telaşlandırdı ama gerekeni yapacağız. Bizi izleyenler bu emeğin karşılığını mutlaka görecekler.

Dizideki Derman Bey'le Kadir İnanır arasında örtüşen, özdeşleşen yönler var mı?

- Benzer yönler var tabii. Derman Bey kadar zengin bir adam değilim ama Derman Bey de benim savunduğum değerleri savunuyor. Derman Bey, böyle sözler söylemeli, böyle davranmalı. Biz seyirciye bunu aktarmaya çalışıyoruz. Zaman içerisinde benim de söylediğim kültürel yapımızın muhteşemliği, toplumun değer yargılarının diğer ülkelerin yapılarından farklı ve özel olduğu, insan sevgisi, aşk destanı ve bütün bunlara ait Derman Bey'in söylemleriyle benim ve arkadaşlarımın söylemleri, düşünceleri bir yerde örtüşüyor.

SİYASETE BİRAZ KARŞIYIM

Dizide bir Belediye Başkanı'nı oynuyorsunuz. Geçmişte size birçok defa siyasete girme teklifi geldiğini ve bunların hepsini geri çevirdiğinizi biliyoruz. Şimdi siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?

- Siyasete biraz karşıyım. Siyasette parti disiplini diye birşey var. Bir de seçim sisteminin yanlışlıkları var. Düşünebiliyor musunuz! Siz milletvekili adayı oluyorsunuz, iki milletvekilinin oyundan daha fazla oy alıyorsunuz fakat partiniz barajı aşamadı diye meclise giremiyorsunuz. Milletvekili oluyorsunuz, kendi partiniz içindeki yanlışlıklara karşı çıkıyorsunuz bu yüzden parti disipliniyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Bunun için aktif politikayı bir kıskaç olarak görüyorum. Ama benim kendi hayatımda ve işimin içinde politikamın var olduğunu görüyorsunuz. Bu şartlar kalkarsa, ülkenin olumsuzluklarını ortadan kaldırmak için siyasete atılabilirim.

Mesut Yılmaz, sizin hemşeriniz, siyaset konusunda görüşüyor musunuz?

- Mesut Yılmaz benim yakın dostumdur. Siyasetle ilgili yaklaşımlarım bilindiği için bu konuları onunla hiç konuşmadık. Fakat, ANAP'tan bana teklif geldi.

BUKET SÖZÜNÜ TUTMADI

Dizinizde genç mankenlere yer verdiniz, onların oyunculuğunu nasıl buluyorsunuz?

- İçlerinde ayırım yapmak istemiyorum. Onları bu işe ben seçtim. Onlara bu işe başlarken, bu işten başka birşey düşünürlerse asla başarılı olamayacaklarını söyledim ve özel hayatlarında dikkatli davranmalarını istedim. Kendi özel hayatlarındaki ilişkilerini bu işten önde tutmamalarını rica ettim. Hepsi de bana yürekten 'peki' dediler. İçlerinden sadece Buket sözünü tutmadı. Bu işe başladıklarında, benim gibi tecrübeli biriyle oynayacakları için tir tir titriyorlardı. Şimdi epeyce yol aldılar. Umuyorum ki, 4 Ekim'de kendilerini ekranda gördükleri zaman daha da başarılı olacaklar. Ayrıca daha sonra bana ‘‘Niye mankenleri seçtin?’’ diye kendince saldıranlar mahçup olacaklar. Oyuncularımın hepsi birbirinden değerli. Ayşe Hatun'un rolü daha farklı. Kendisi zaman içerisinde benim aşkımı oynayacağı için, bu aşkı daha iyi kotarabilsin diye, ona daha çok yardım ediyorum. Aysu da çok başarılı, Özgül kızımı oynuyor. Başak da ailemizin kızı gibi. Ben hepsinden çok mutluyum.

SEVGİLİSİZ YAŞAYAMAM

Bize Kadir İnanır'ın hayat felsefesinden bahseder misiniz?

- Birincisi, niçin yaşadığımı biliyorum ve pozitif enerjiyle doluyum. Yaptığım işlerin sosyal içeriği çok sağlamdır. Hep düşündüren, sevdiren, tartıştıran söylemler ve düşünceler var. Hayata çok ciddi, bir o kadar da samimi bakarım. İnançlı bir insan olduğum için sonum ne olacak diye asla düşünüp kaygılanmam. Yalan söylemem, sevgisiz de sevgilisiz de asla yaşayamam. Şu anda gönlümdeki aşkı da hiç kimseyle tartışmam.

Sizin belirli ilkeleriniz var, 'Kadirizm' diye bir felsefeniz var...

- O daha önce bir televizyon kanalına yaptığım 'Savcı' dizisinin yöneticilerin açtığı bir kampanya için ortaya attığı slogan. Bunu niye yaptınız, diye sorduğumda bana, 'Sen şöyle şöyle bir insansın, senin gibi bu ülkede az kişi var' dediler. Bunu ortaya atan ben değilim.

Herkes sizi sert mizaçlı, çatık kaşlı, otoriter bir insan olarak tanır. Fakat yakın çevrenizin söz ettiği inanılmaz duygusal ve çocuk yanınızın ağır bastığı bir Kadir İnanır da var. Bu yanınızı neden saklıyorsunuz?

- Ben asla bu yanımı saklamıyorum. Bütün bu söylemler işime bağlıdır. Benim kendi içim bunu söylemez ki! Bana ait olan şeylerde çok farklı yanımı görürsünüz.

ÇOCUK ORTADA KALIRSA?

Hayranlarınız, sevenleriniz sizin evlenmenizi istiyor. Şu ana kadar gönül kapınızı açan biri olmadı mı?

- Aile, benim için çok büyük bir kavram. Evlilik Tanrı korkusuyla yapılmalıdır. O evlilikten olacak çocuğun anasız babasız büyümesini istemem. Ben parçalanmış aileye çok karşıyım. Bütün tartışmalar ortadan kalkmalı. Şimdi ben bu aşamayı bir türlü tamamlayamıyorum. Bazen oluyor ama teğet geçiyorum. Hadi, birini buldum... Sonra ayrılırsak, çocuk ortada kalırsa ne olacak? Eskisi gibi olsa, görücü usulü kız istemeye göndersem, 'Gidin şu kızı alın' desem, sinemacı Kadir İnanır değil, tanınmayan bir devlet memuru olsam, belki evlilik olurdu. Bu yüzden bu işin doğrusunu bulmak için bir süzgeçten geçmesini istiyorum. Ama bende bu süzgeç maalesef benim konumumdan dolayı uzuyor. Yoksa istemez olur muyum! Çocuk da istiyorum, evlilik de istiyorum.

Şu an hayatınızda biri var mı?

- İki senedir gönlümde biri vardı. O kişi hala da duruyor ama yeni birine de her an açığım. Her an o kapıya yeni birisi girebilir.

Şimdiye kadar hiçbir sevgilinizin elini tutup dışarı çıkmadınız, neden?

- Bu işin zorluğu da burda. Bu aşamaya bir gelsem, ondan sonra herşey bitecek. Benim hayatım gibi bir hayat olmaz.

KENDİME HİÇ BAKAMIYORUM

32 yıldır sinemanın içindesiniz, yeterli bir birikim yaptınız mı? Çalışmayacağım deseniz hayatınızın sonuna kadar paranız yeter mi?

- Asla yetmez. Çünkü ben hayatı paylaşarak yaşamaktan zevk alan bir insanım. Ben gücümün yettiği kadar ailemle, arkadaşlarımla, çevremle kendi ekonomik gücümü paylaşmaktan çok hoşlanıyorum. Hiçbir şey yapmasam, hastalansam, sakat kalsam da bana sahip çıkacak büyük dostlarım var.

Sağlık durumunuz nasıl? Sinemanın sizde bıraktığı izler var mı?

- Şu an kendime hiç bakamıyorum. Setteki hareketlerin jimnastiğiyle spor yapıyorum sayılır. Çalışırken, yememe içmeme çok dikkat etmiyorum. Bir de bu aralar çok sigara içiyorum. Yani çok sağlıklı bir durumda olduğum söylenemez.

Siz haksızlıklara hep karşı çıktınız. Peki siz haksızlığa uğradınız mı?

- Haksızlığa uğradım, sonunda haklı olan ben oldum. Her zaman böyle olmuştur.

DESTEK MESAJLARI

Buket Saygı olayına benzer bir olay daha önce setlerinizde hiç oldu mu?

- Asla böyle bir olay yaşanmadı. Buket konusunda konuşmak istemiyorum, olay mahkemeye intikal etti. Ama küçük bir parantez açacağım, mahkemeden boynu bükük çıkacak bu iki çocuk. Benden özür dileyecekler, başka hiçbir şansları yok. O mahkemeye öyle bir belgeler sunacağım ki, o mahkemeden rezil olup çıkacaklar. Bütün bunlar olmadan, televizyona çıkıp, biz Kadir Abi'den özür dileriz, demelerini bekliyorum. Küçük birşey daha söyleyeyim, bu televizyon kanalı yanlış birşey yaptı. Benim telefon numaramı televizyonda deklare ettiler. Hayatım kitlendi. Şimdi ben ne yapacağım. Turkcell'den mesaj kaydımı isteyeceğim, içinde insanların, sevenlerimin bıraktığı binlerce milyonlarca mesajlarımı göstereceğim. Bunların içinde bir tane bile kötü mesaj yok.

Bu olay sizi etkiledi mi?

- Asla etkilemedi. Bu olaya karşı olan tepkilerin örneğini size göstereceğim, telefonuma gelen mesajları göreceksiniz.

Hüseyin İlker - Buket Saygı aşkına siz ne diyorsunuz?

- İşine ne kadar saygılı bir kız olduğu ortada! Gördünüz işte... Bu konuda görüşmek istemiyorum. Eğer azıcık akılları varsa dönüp özür dilesinler. Bu olay asla onlar için olumlu olmayacak.

ASLAN GİBİ KIZ

Sette birine gerçekten ilgi duysanız bunu nasıl belli edersiniz?

- Gider kendisine söylerim, herkes de anlar zaten. Eğer insanlar bunu anlamıyorlarsa, geri zekalı olmaları lazım .

Sette neden yüzyüze görüşmeyip telefon mesajı gönderiyorsunuz?

- Bu kızlar acemi... Bilişimin suçu yok. Onlar da bana mesaj gönderiyor. Yani, bu mesajlar karşılıklı oluyor. Olaya güzellik katıyorum. Gerçekten sevgili olsak gider kulağına söylerim.

Açıklamalarınızda daha güzel kızlar var derken kimi kasdetdiniz?

- Ayşe Hatun Önal var burada. Aslan gibi kız. Ben ona da 'Seni seviyorum' diyorum.

Evli kadınları dizilerinizde oynatıyor musunuz?

- Bütün filmlerimde evli kadınlar var.

Son olarak hep Türkan Şoray'la film çevireceğiniz söyleniyor. Bu nedense bir türlü olmadı...

- Yeni bir proje var. Filmin adı ‘‘Üzümler’’. Bozcaada'da geçiyor ve konusu yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak yazıldı. Bir mahkum, gardiyan ve onun karısı arasında geçen bir hikaye. Büyük İskender adlı yarım kalmış bir projem vardı. Onu 13 bölümlük bir diziye tamamlayacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!