Aşka inanıyorum ama...

Güncelleme Tarihi:

Aşka inanıyorum ama...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2011 03:00

Zaten başarılı bir oyuncuydu, seviliyordu. Ama “Muhteşem Yüzyıl”da canlandırdığı Pargalı İbrahim karakteriyle hayran sayısını kim bilir kaça katladı.

Haberin Devamı

 Şu an şöhretin, popülerliğin zirvesinde... Yine de konuşmayı, kendini anlatmayı, “fazla alan kaplamayı” sevmeyen biri; daha çok oynamayı tercih ediyor. Buna rağmen Elle dergisi ile buluştu, soruları yanıtladı ve Pargalı kimliğinden sıyrılıp günün trendlerine uygun pozlar verdi.

Pargalı İbrahim “olmak”, bu karakteri canlandırmak için sadece senaryoyu okumak yeterli oldu mu?
- Olmadı tabii ki. Neyse ki o dönem ve Pargalı İbrahim’le ilgili bazı kaynaklar var. Biyografi niteliğinde bir kitap, bir de Ankara’da ulaşabildiğimiz bir tez var. Bir de daha yeni bir kitap çıkmış... Böyle bir karaktere çalışırken ön çalışma yapmak şart. Zaten bu mevzu ilk ortaya çıktığı zaman Meral Hanım’la (Okay) bunun üzerine uzun uzun sohbet ettik. (O, tabii senaryoyu yazmadan önce zaten kapsamlı bir araştırma yapmıştı.) Daha sonra danışmanlarımızın bizlere önerdiği kaynaklara ulaştık.
Yurt dışında pek çok oyuncu aynı rol için görüşmeye çağrılıyor, deneme çekimlerine katılıyor. Pargalı İbrahim için düşünülen tek isim siz miydiniz?
- Bu projede bir takım roller için öyle görüşmeler yapıldı, ama Pargalı İbrahim için yapılmadı.
O ZAMANLAR AŞK
ÇOK BAŞKAYMIŞ
Hangi sahneleri çekmek daha keyifliydi?
- “Muhteşem Yüzyıl”daki şu veya bu sahne güzel ya da hepsi ayrı ayrı güzel gibi şeyler söylemek istemiyorum. Ancak Pargalı İbrahim, araştırması ve canlandırması son derece keyifli bir karakter.
İzleyici, İbrahim ve Hatice Sultan’ın aşkını sadece keyifle değil, imrenerek de izliyor...
- O döneme baktığınızda bırakalım aşkı, insan ilişkileri bile çok farklı. Bizim 2011’den bakıp da algılayabileceğimiz durumlar değil aslında. Şimdiki dünyada ilişkileri ve diğer her şeyi çok çabuk tüketip içini boşaltarak yaşadığımız için o dönemdeki ifadeler, ilişkiler çok daha başka, daha dolu.
Haftanın altı günü sette olunca geriye kalan tek boş gününüz nasıl geçiyor?
- O günü de yine dolu dolu yaşamaya çalışıyorum, aynen set günü gibi erken kalkıyorum. Boş günümde daha da meşgul olabiliyorum.
Yılların lehinize çalıştığını düşünüyor musunuz?
- Bilmem, ancak ne olursa olsun, zamanı ve anı yaşamak gerekiyor.
OYUNCU OLMAMIN SEBEBİ
“FERHANGİ ŞEYLER”DİR
Küçükken bir oyuncuya, posterlerini odanızın duvarlarına asacak kadar hayranlık duydunuz mu?
- Tabii... Ferhan Şensoy. Bunun da sebebi, ortaokula başladığım sene ağabeyimin onun günümüzde de devam eden “Ferhangi Şeyler” oyununun kasetini eve getirip teypte sürekli dinlemesidir. Duyduklarımdan, alkışlardan epey etkilenmiştim. Zaman içerisinde, kaset sürekli döndüğü için farkında olmadan oyunu ezberlemişim.
Bu, oyuncu olmaya karar vermenizde etken olmuş mudur?
- Tamamıyla. Oyuncu olmamın sebebi budur. Ezberlediğim bu oyunu boş bir derste, edebiyat öğretmenimden izin isteyip sınıfa oynamıştım. Herkesin beğenmesi, eğlenmesi, oyuna gülmesi ve alkışlaması beni çok etkilemişti.
“Oyuncu olsam iyi olur” diye mi düşündünüz?
- Aynen öyle. Ortaokulda da, lisede de, daha sonra da hep tiyatrocu olmayı istedim. Üniversiteyi de bunun için okudum. Başka hiçbir şey olmayı düşünmedim. Çok şanslıyım aslında; ne olmak, ne yapmak istediğim konusunda kafam hiç karışmadı. Ailemin de desteği çok önemli. Çocukken bazen doktor, bir müddet sonra pilot olmak istersin. O yaşlarda böyle düşünmek hakkındır. Ben bu konuda epey istikrarlı çıktım. Hep ve sadece oyuncu olmak istedim.
OKULDA TARİH DERSİYLE
HİÇ İLGİLENMEZDİM
Dizi sayesinde tarihe ve tarih kitaplarına olan ilginin artmasına ne diyorsunuz?
- Gayet güzel. Burada kendimden örnek verebilirim: Okulda tarih dersleriyle hiç ilgilenmezdim. Bize sunuluş biçimi yüzünden olsa gerek. Bu dizi sayesinde şunu fark ettim, şimdiki zamanı ve bizi çevreleyen şeyleri anlamak için tarihe başvurabiliriz.
Çok izlenen bir projede rol almak, oyuncu üzerinde baskı yaratır mı? Pargalı İbrahim’i canlandırmak, bundan sonra gelecek teklifler açısından işinizi zorlaştırdı mı?
- Yo, zorlaşan bir şey yok. Böyle hissetmek istemiyorum, bunun çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Bundan sonra ne olur? İşe devam, değişen bir şey olmaz.
Bu yoğunlukta nelere zaman bulamıyorsunuz?
- Müzik yapmaya!
Biri size “Bunu yapamazsın!” dediğinde demoralize olur musunuz? Yoksa bu sizi daha mı çok motive eder?
- Bunlara çok takılmamaya çalışıyorum. Şöyle ki, ben bir şeyden emin değilsem, bir başkası bunu yapabileceğimi söylese dahi, çok önemsemem. Bu manada kendi muhasebem yeterlidir.
GELECEKLE İLGİLİ
HAYALLER KURMUYORUM
Geleceğinizle ilgili büyük bir dileğiniz, hayaliniz var mı?
- Yok.
Var da söylemiyor musunuz?
- Yok diyebiliriz. Her şeyi olduğu gibi kabul etmek lazım.
Bunu yapabiliyor musunuz, her şeyi olduğu gibi kabul edebiliyor musunuz?
- Başka türlüsü mümkün mü? Durumu değiştirebilir misiniz? Her şeyi olduğu gibi kabul etmeli.
Niye oyuncu olmayı istediniz?
- Oyuncu olarak, rol gereği de olsa, normalde yapamayacağınız birçok şeyi yapabilirsiniz. Başka hangi meslek bu imkanı sunuyor?
Başarı, şöhret, hayatınızda herhangi bir kısıtlama getirdi mi? Bir şeyler değişti mi?
- Hayır, benim için hiçbir şey değişmedi.
AŞKA İNANIP İNANMAMANIZ
KARŞINIZDAKİYLE İLGİLİ
Ödül almak sizi ne kadar ilgilendiriyor? Siz, bir ödülü evin başköşesinde sergilemektense bir dolapta tutmayı tercih edermişsiniz, hatta onu unuturmuşsunuz gibi geliyor...
- O manada da beni sadece kendi muhasebem ilgilendiriyor. Ben kendim bir şeye inanmadıktan sonra, ödül verilse ne fark eder. Haklısınız, o ödülü vitrine koymam. Ancak unutmam, arada bir tozunu alırız.
Bir ara boş zamanlarınızla ilgili bir yorum yaptınız...
- Benim boş zamanım yok. İnsanların boş zaman diye adlandırdığı vakitlerde ben hep mesleğimle ilgili bir şeylerle meşgul oluyorum. Boş zamanlarımda film izlemiyorum, film izlemek zaten benim işim. Ve ben de herkes kadar çok fotoğraf çekmeyi seviyorum. “Zamanı gelince çocuklarım baksın” diye düşündüğüm şeyleri çekiyorum.
Zamanı gelince dediğiniz tam olarak ne zaman?
- İleride, günün birinde...
Aşka inanıyor musunuz?
- İnanıyorum tabii. Ancak bunun cevabı bazen birlikte olduğunuz kişiyle de ilgili. Bazen sırf bu yüzden “Aşk diye bir şey yokmuş” da diyebilirsiniz.

Haberin Devamı

HALİT ERGENÇ’E ÇOK
SAYGI DUYUYORUM
Eğlenmek için neler yaparsınız? Nelerden keyif alırsınız?
- Evde olmak keyiflidir. Müzik dinlemek, film izlemek... En son Andrei Tarkovsky’nin “Ivan’s Childhood” (İvan’ın Çocukluğu) filmini izledim. Halit ağabeyle (Ergenç) sette konuşuyorduk, o önerdi.
Pargalı İbrahim’in Sultan Süleyman’la arası çok iyi. Gerçek hayatta aranız nasıl...
- Çok iyi. Halit ağabeyle aynı dizide oynadığım için çok şanslıyım. İşi yapış şekline, disiplinine çok saygı duyuyorum. Kendisiyle daha önceden de tanışıyoruz. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir oyuncu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!