Aşk değil sponsor arıyorum

Güncelleme Tarihi:

Aşk değil sponsor arıyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2010 00:00

“Arka Sokaklar”ın Elif Komiser’i, dünya sörfünün beş numaralı ismi Çağla Kubat, oyunculukla sörfü birlikte yürütürken zorlanmadığını söylüyor. “Bu yıl Dünya Sörf şampiyonası Kore’de yapılacak ve şiddetle bir sponsora ihtiyacım var” diyen Kubat, konu dizideki rol arkadaşı Berk Oktay’la aşk yaşadığı dedikodularına geldiğinde ise gülümsüyor: “Aşık olursam, asla gizlemem!”

Haberin Devamı

ÇAĞLA KUBAT FOTOĞRAFLARI 

Meslek hanende mankenlik, fotomodellik, sörf sporculuğu yazıyor ama oyunculuğa da iyiden iyiye ısındın galiba...

- Hâlâ yolun başındayım ama başlardaki çekingenliği üzerimden attım sayılır. Çünkü işin içine girmeye başladım. “Arka Sokaklar”da süper bir ekiple çalışıyorum. Onları izledikçe insan “Çok iyiyim, oldum, müthişim” diyemiyor. Onlar o kadar üstünler ki! Oyunculuğun en kötü yanı, dışarıdan kolay görünmesi. Oysa gerçekte çok zor..   

Diğer dizi setlerinde çalışanlar koşulların çok yıpratıcı olduğunu söylüyor, demek ki siz şanslısınız...  

- Valla bizim set, diğerlerine örnek olabilir. Tabii ki dizilerin süresi çok uzun, biraz kısaltılabilir. Ama uzunsa bile bunun planlı programlı yapılması mümkün. Işıkçısından makyajcısına kadar herkes mutlu bizim sette.

“Arka Sokaklar”ın aksiyon sahneleri bol. Bu açıdan bakınca set çalışmalarının daha çetin geçmesi gerekir...   

- Orhan Oğuz müthiş bir yönetmen. Çekime geçmeden o sahneleri kafasında çekiyor zaten. Ve bazen biz prova sanırken, çekim bitiyor. Kameramanlar da inanılmaz tecrübeli... Mesela bir eve baskın yaparken, içerideki suçlunun nerede olduğunu biz de bilmiyoruz ve her şey doğal yaşanıyor.

MAÇTA KAVGA ÇIKTI MÜDAHALE ETMEK İSTEDİM

“Eve baskın yaparken” diyorsunuz, polislik mesleğine alışmış gibi...


- (Gülüyor) Gerçekten çocukluk yaşlarımdan beri polis veya dedektif olmayı çok isterdim. Polis olamadım ama bir polisi oynuyorum.
Rolün özel çalışmalar, hazırlıklar yaptın mı?

- Çeşme’de sörf yarışından İstanbul’a geldiğim gün diziye başladım. Dolayısıyla bir hazırlık süreci yaşamadım. Hazırlığımı dizide oynayarak yaptım, yapıyorum. Mesela, dövüş dersleri almaya başladım. Biz kadın olarak erkek kavgalarının arasına girmemişiz hiç. Bilakis kavga çıkınca uzaklaşmışız hep. Dizide bu tür kavgalar olunca, “Ayırmak için kavgaya gir” deniliyor. Bu tür durumlarda içimden gülmek geliyor. “Ne yapıyorum ben?” diyorum. Ama işin sihri bu... Orhan Oğuz ben başlarken “Bak Çağla, buradaki adamların hepsi kendilerini polis zannediyor. Yakında sen de kendini polis zannedeceksin” dedi. Gerçekten de öyle oldu. Geçende bir maç izliyordum, kavga çıktı. Hemen müdahale etmek istedim. Sonra “Bir dakika, sen polis değilsin ki” dedim kendi kendime. (Gülüyor)

SALON KADINI ROLÜ BENİ ÇOK SIKARDI

Gamze Özçelik diziden ayrıldıktan sonra, onun yerine seni istemelerinin nedenini söylediler mi?


- Sporcu olduğum için beni seçmişler. Çıtkırıldım birinin yapabileceği bir rol değil bu.

Aslında bu rol senin için de çok hoş olmalı. Bir salon kadınını oynamak belki de sıkardı seni...

- Evet, salon kadınını oynamak beni sıkardı. Daha önceki rollerimi bu kadar sevmedim. Sete koşa koşa ve isteyerek gidiyorum. Seviyorum rolümü.

Peki bu yoğunluk içinde sörfe zaman bulabiliyor musun?

- Setin haftalık tatili bir gün bile olsa Çeşme’ye gidiyorum, Alaçatı’da sörfümü yapıyorum mutlaka.

Şimdi sörfte yeni yarışlar ve yeni hedefler var mı?

- Benim için en önemli olan konuyu dile getirmek istiyorum. Bu yıl sponsor firmamla anlaşma sürem doldu. şu anda bir sponsor firma arayışı içindeyim. Her sene bu sponsor olayının savaşını veriyorum. Bu yıl dünya şampiyonası Kore’de yapılacak. Sonra ıspanya, ardından Kanarya Adaları ve Türkiye... Bu şampiyonaları izlemek ve katılmak için malzeme gerekiyor, gidip gelme masraflarının karşılanması gerekiyor. Bunun için sponsor gerekiyor.

YENİ HEDEFİM DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ

Sponsor firma karşılığında ne istiyor?


- Çağla Kubat olarak karşılığında onlara birçok alternatif sunabiliyorum. Geçen yılki sponsor firmam adına köşe yazarlarına sörf dersleri verdim ve onları kendi aralarında yarıştırdık. Güzel bir etkinlikti bu. Sörfümün üzerine sponsor firmanın markasını koyuyorum. Firmanın da talepleri olabilir, onlara da açığım. Ben geçen yıl dünya beşincisi oldum. Ama geçen yılımı Havai’de geçirdim. Dört ay sürekli denizde antrenman yaptım. Orada çok şey öğrendim. Bu dönem daha da şanslı olacağım. Hedefim dördüncülük, üçüncülük...

Sörf daha ne kadar sürer, belli bir yaş sınırı var mı?

- Valla şu an dünya şampiyonu olan hanımın yaşı 40’ın, ikinci olanın da 30’un üzerinde.

Spor Bakanlığı’nın sana bir desteği olmuyor mu?

- Hiç olmadı. Zaten onlara müracaat etmedim de.

Türkiye’yi temsil ediyorsun ama...

- Elbette. Bu yıl dünyanın en başarılı 12 sörfçüsünün yer aldığı bir takvim hazırlandı. O takvimde ben de yer aldım. Yelken Federasyonu, sörfçülere destek vermeye başladı ama bireysel sporcuları desteklemiyor.

Haberin Devamı

BERK ÇOK İYİ ARKADAŞIM

İzleyici dizilerin ve rollerin etkisinde kalıyor, bazen o ekrandaki aşkları gerçek sanıyor, bazen de ekrandaki rol aşkları gerçek oluveriyor. Sen ve Berk Oktay’la ilgili söylenenlere bir cevap verebilir misin?


- Berk çok iyi bir arkadaşım. Tıpkı diğer dizi arkadaşlarım Şevket, Alp, İlker, Özgür ve Özlem gibi...

O zaman demek ki, hata sizde.

- Neden?

O kadar iyi oynuyorsunuz ki, herkes bu aşkı gerçek olarak algılıyor.

- (Gülüyor) Ben artık dikkat etmeye çalışıyorum. Set arkadaşlarımla bir yerlere yemeğe bile gitmek istemiyorum. Çünkü “Bu aşk belgelendi” diyorlar, bakıyorsunuz yayınladıkları fotoğrafta ekip olarak yemek yiyoruz, masada herkes var. Peki ama biz yemeğe gidemeyecek miyiz? Buna çok üzülüyorum.

Haberin Devamı

AŞIK OLURSAM ASLA GİZLEMEM

Şu an hayatında aşk yok mu?


- Yok... Hayatımda dizi ve sörf var. Bir gün aşık olursam, bunu paylaşırım, açıklarım, asla gizlemem. Basındaki arkadaşlardan bu konuda anlayışlı ve insaflı olmalarını rica ediyorum.

İLK ATEŞ ETTİĞİMMDE ÇOK KORKTUM

Silahı ilk kez bu dizide mi eline aldın?


- Evet. Önce çok tedirgin oldum. ılk ateş ettiğim zaman o sesten çok korktum. Orada erkek çocukla kız çocuk arasındaki farkı anladım. Erkek çocuklar hep denemişler, oynamışlar oyuncak silahla ama kız çocukları uzak durmuş. Bu fark yüzünden zorlandım tabii. Sonra silahı hep yanımda taşımaya başladım, el alışkanlığı olsun diye.

Silahla ilgili sette yaşadığın ilginç bir anı var mı?

- Aslında çok sık yaşadığımız bir olay var sette. Hep kurusıkıyı içinde unutuyoruz. Bir yerde ateş alıyor, çok korkuyoruz.
Aslında bu çok önemli bir konu. Silahı olanların dikkat etmesi gereken olay işte bu. Hep boş sanılıyor ama içinde unutulan bir mermi, büyük acılara neden olabiliyor.

Bunu da bir uyarı olarak okurlarımıza iletelim mi?

- Evet, bu çok önemli bir konu. Silah şakaya gelmez.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!