Aşırı zayıflama tutkusu tehlikelidir

Güncelleme Tarihi:

Aşırı zayıflama tutkusu tehlikelidir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2004 00:00

‘Yememe takıntısı’ (Anoreksiya) ve yeme bozukluğunun diğer ucunda yer alan kontrolsüz besin tüketimine (Bulimiya) ilişkin gözlemlerimizi içeren dizinin iki bölümü büyük bir ilgi gördü.Bu olağanüstü ilgi, şaşırtıcı değildi. Neden mi? Yememe takıntısı en az aşırı yeme takıntısı kadar yaygın ve sağlığı tehdit edici bir sorun da ondan. Bize göre yeme davranışı bozukluğu, gençler arasında en az obezite sorunu kadar hızlı bir yayılım gösteriyor. Anne-babalar, öğretmen ve okul yönetimlerinin ‘geleceğimizin umutları’ olan gençlerimizin ‘geleceklerini tehdit eden’ bu önemli sorunu ciddiye almalarının zamanı çoktan geldi.NELERE DİKKAT EDECEKSİNİZ?4 Sağlığınıza ilişkin kaygılarınızı abartmayın. Sağlıklı bir bedeni ‘normal ölçüler’ içinde arayın. ‘Denge’nin ‘kilo yönetimi’ için de sihirli ve güvenli tek sözcük olduğunu hiç unutmayın. ‘Çok fazlanın, çok azın, tek yönlü ve çeşitsiz olan’ın bir süre sonra bedensel ve ruhsal dengeniz için ciddi bir tehdit haline gelebileceğinden kuşku duymayın.4 Yiyecek ve aktivite değişikliği yaparken işe ‘küçük değişiklikler’le başlayın. Boşvermeyin, ama karar verdiğiniz değişimi fazla da abartmayın! Yeme alışkanlıklarınızı değiştirirken de, ‘küçük adımların büyüklerinden daha emin ve sağlıklı olduğunu’ hep hatırlayın.4 Katı değil, esnek olun! Sadece bir öğün için veya sadece bugün farklı ve sıradışı olacaksanız, bunu yapmaktan korkmayın. Küçük yiyecek kaçamaklarının da, bazı günler yapılan egzersiz ertelemelerinin o doyumsuz keyfinden yararlanın.4 Farklı ve çeşitli besinlere yönelin. Tek yönlü beslenmekten kaçının. Besinlerin tümü size sunulmuş nimetlerdir. Hepsini sevin, tadın, hepsinden hoşlanın. Sadece miktarlarda aşırıya kaçmayın.4 Tat almak size bağışlanan güzel bir duygudur. Farklı besinlerdeki farklı tatları ‘daha az kilo daha az sağlık’ sanarak kaçırmayın! Daha çok sağlık istiyorsanız, farklı besinler tüketerek (daha çok ya da daha az yiyerek değil) tat yelpazenizi genişletin.4 Ergenliğe attığınız ilk adımlarla birlikte beslenmenizle ilgili yeni kararlar vereceksiniz. Bu programanızı yaparken ‘bağımsız karar verme, mutlaka sağlıklı ve fit kalma, kilo sorununa artık bir çözüm bulma’ gibi iddialarla yola çıkmayın. Ergenlik döneminin hayatınızdaki en hızlı büyüme aşamalarından olduğunu hep anımsayın. Ne kadar büyüyeceğinizin genleriniz ve besin seçimleriniz ile belirlendiği doğrudur. Potansiyel boyunuzu en üst seviyeye ulaştırmak için doğru ve dengeli beslenmenizin yeterli olduğunu hiç unutmayın.4 Ne kadar uzun, fit ve sağlıklı biri olacağınızı ‘çok özel bir beslenme’nin değil, farklı ve akılcı besin seçimlerinizin belirleyeceğini anımsayın.4 Proteinlerin gücünden, karbonhidrat ve yağların enerjisinden de, HB12 vitamini, D vitamini, demir ve kalsiyum desteğinden de, yüzlerce flavonoid, onlarca karotenoid ve bir o kadar da antioksidanın bedeninize sağladığı farklılaştırıcı güzelliklerden de yararlanmayı ihmal etmeyin.SEVGİLİ GENÇLER!Şu sihirli cümleyi lütfen her sabah ısrarla tekrarlayın:‘Formda olmak, optimal düzeyde sağlıklı olmak, mutlu ve iyi olmak duygusudur.’ Formda olmaya bakın ve hep formda kalın! Sağlığı ve kaliteli bir hayatı formda kalarak daha kolay yakalarsınız.Yeme bozukluğu sorunu olan birineBUNLARI SAKIN YAPMAYIN!Tutamayacağınız vaatlerde bulunmamalı, ona problemlerini bir sır olarak saklayacağınıza dair söz vermemelisiniz.Aşırı derecede yumuşak, sert, hoşgörülü, kırıcı, ilgili veya ilgisiz davranmamalı, sınırlarınızı bilmelisiniz. Profesyonel yardım için yetkili olanın siz olmadığını unutmamalısınız.Olayını fazla büyütmemeli ama çok da basitleştirmemelisiniz.Yemek yeme veya yememe konusunda sürekli rahatsız etmemelisiniz. Besinler, doğru beslenme ve kilo konusunda çok sık konuşmamalısınız.Yargılayıcı olmamalısınız. Sorunun onu hasta, aptal, başarısız, çirkin veya kendi kendine zarar veren biri haline getirdiğini söylemekten özenle kaçınmalısınız.Kilo kaybı, egzersiz veya dış görünüş konusunda tavsiyelerde bulunmaktan uzak durmalısınız.‘Neler hissettiğini biliyorum’ ve ‘Senin sorunun psikolojik kökenli’ gibi yaklaşımları asla yapmamalısınız. İçten bir yaklaşımla onu anladığınızı daha iyi belirtebilirsiniz.Karşınızdaki kişinin inandığı noktalara katılmak mecburiyetinde olduğunuzu düşünmemeli, ama onu anlamak için gerekli çabayı da göstermelisiniz.UNUTMAYIN!Çocuklarınızı korumak içinÇocuklarınıza yeterli ve dengeli beslenmenin önemini öğretin. Orta düzeyde bir beslenme ile bile yeterince beslenebileceği bilincini edindirin.Güçlü bir kişilik ve özgüven geliştirmesine yardımcı olun. Olumlu yönlerini koruyup daha da geliştirmesini sağlayın. Özgüvenin sadece dış görünüşle ilgili olmadığına inandırın.‘Daha az, en az kilo, daha ince, en ince bir bedene sahip olma’ şeklindeki sosyal, kültürel ve medyatik baskılardan uzak tutun.Yanlış, zamansız, düzensiz diyetler yapıp kilo alıp vererek fazla kilolarınızdan sessizce ve bir defada kurtulmak yerine kilo fazlalığı sorununuzu evinizin birinci gündemi haline getirerek onun dikkatini ‘kilo’ kavramı üzerinde yoğunlaştırmayın. Kendinizin de onun da ‘ideal kilo ölçüleri’ en uygun ‘beden kitle indeksi değerleri’ içinde kalmasını özenle takip edin. Böyle bir dikkat, ‘kilo fazlalığı veya azlığı sorunu’nu ailenizde gündem dışı bir kavram haline getirecektir.Çocuğunuzla yakın, keyifli ve dostluğa dayalı bir ilişki-iletişim kurun. Kilosu ne olursa olsun onu seveceğinize inandırın. Tam bir bedensel, ruhsal ve moral iyilik halinin-sağlığının eksiksiz olarak gelişmesi için eğitin, destek verin.Yiyecekleri konusunda yol gösterin, ama isteklerinin sağlıklı olmalarında tutucu olmayın. Yeni tatlara, zevklere yönlendirin. Onların ağız tadına güvenin. Acıkma duygularına inanın. Açlık ve tokluk hissini doğru olarak hissetmenin daha bebeklikte başladığını unutmayın. Yemek yemek ya da az yemek tüketmeye zorlamayın.Besinleri ödüllendirme veya cezalandırma aracı olarak kullanmayın. Besin seçimleri ve yeme alışkanlıklarını kategorize etmeyin. İyi-kötü olanlar şeklinde gruplandırmayın. Onları yönetmeyin, rehberlik edin. Fikir verin, ama zorlamayın. Akıl değil, cesaret ve bilgi verin.Sürekli ılımlı ve dengeli egzersizin önemini kavratın ve bunun bir alışkanlık olmasını sağlayın.Kilo kaybı gerektiğinde diyet listesi değil, bilgi desteği arayın, profesyonel bir yardım alın. En uygun kilo kaybının daima ılımlı bir beslenme ve eğlenceli bir egzersiz planlaması ile sağlanacağını hep hatırlayın.Kilo fazlası takıntısı olan çocuklarınızı yüzme ve güneşlenme gibi vücut şeklini ve ağırlığını ön plana çıkartacak aktivitelere yöneltmeyin.Yeme davranışı bozukluğunun erken belirtilerini öğrenin ve ergenlik dönemindeki çocuklarınızda bu belirtileri izleyin.Kuşkulu iseniz, beklemeden profesyonel yardıma yönelin. Öğretmenleri, rehberleri, aileniz içindeki onun öncelikli ve etkin dostlarını devreye sokun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!