Artık bankacılara ‘istasyon’u soran yok

Güncelleme Tarihi:

Artık bankacılara ‘istasyon’u soran yok
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2005 00:00

2001 krizinin en zor günleri...Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) baskısıyla geçilen dalgalı kur, o günlerde yürekleri hoplatıyor...Dolar füze gibi yükseliyor. Başı sıkışan dönemin Ecevit Hükümeti, çareyi dört büyük bankanın patronundan 1 milyar dolar istemekte buluyor...Buna karşın, 1999 sonundan itibaren başlayan el koymalar, bankaları sıkıştırıyor. Her gün yeni söylenti çıkıyor.İşte bu ortamda kamu bankaları hariç, çoğunun merkezi İstanbul’da olan bankaların yöneticileri sık sık Ankara’nın yolunu tutuyor. Ankara’da gidilen adres elbette Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) oluyor.Ancak, o günlerde hiçbir bankacı BDDK’ya gittiğinin bilinmesini istemiyor. Esenboğa Havaalanı’nda, Ankara-İstanbul uçağında karşılaşan bankacılar arasında şu diyalog geçiyor:- Hayrola?- Ankara’da şube ziyaretlerimiz vardı. Ya siz?- Bizim de öyle...İki ayrı banka ekibinin kendi aralarında kıs kıs gülmesinden sonra can alıcı soruyla konuşma sürüyor:- ‘İstasyon’a uğradınız mı?- ‘İstasyon’ mu? Hımmm, evet, evet...- Sorun var mı?- Yok çok şükür... Bu görüşmeyi de hasarsız atlattık... Siz uğradınız mı?- Bizim de yolumuz ‘istasyon’a düştü elbet.- Sizde sorun var mı?- Bir-iki küçük uyarı var o kadar...Diyalogda ‘istasyon’ diye anılan yer elbette BDDK...BDDK, bugünlerde de bankacıları merkezinde ağırlıyor. Bir BDDK yetkilisi, ‘2004 bilançolarını bankalarla tek tek görüşüyoruz. Hepsi pırıl pırıl’ diyor. Şimdiki turları bir bankacıya soruyorum. Keyifle yanıtlıyor:‘Neydi o günler. 2001 krizi sırasında BDDK’ya gitmek pek hayırlı iş değildi. Şimdi onlar da çok rahat, biz de. Belki kimilerine küçük uyarılar oluyordur, o kadar. Çünkü, sorunlarını epey aştı.’Öyleyse IMF neden hálá ‘Zora giren bankayı doğrudan kapatmayın, Fon’a alın’ diye ısrar ediyor? Bankacı sinirleniyor:‘BDDK kredi kartına öngördüğü sınırlarda ne kadar haksızsa, Fon’a banka alınmaması, yani zora giren bankanın kapatılması konusunda o kadar haklı. BDDK’nın haberi olmadan sektörde bırakın kuşu, sinek uçamaz. Herhangi bir sıkıntı işareti görürse, BDDK anında uyarı yapar, önlem alınmasını sağlar.’Yani? Bankacı kestirip atıyor: ‘IMF’nin Fon’a banka alınması ısrarı anlamsız. Yabancı bankaların çıkarını düşünüyor. Olası bir sıkıntı halinde yabancı banka da girdiği riskin bedelini ödemeli. Türk halkı 46 milyar dolarlık batık banka faturasını üstlendi. Yeni faturalar yüklemek haksızlık.’Bir ekonomi bürokratından da ilginç ipucu alıyorum: ‘Aslında IMF Fon’a banka alınması konusunda ısrarcı olmayabilir. BDDK bunu neden güzelce anlatarak çözmüyor, anlamıyorum.’Bankacılar ‘istasyon’ günlerini acı gülümsemeyle anımsıyor...BDDK, ‘Fon’a banka almam’ diyor. Bankacılar da bu tavrı destekliyor...IMF’yle işi daha da germeden çözümü bulun, stand-by’ı riske atmayın...Piyasa ‘kafayı kaldırırsa’ faturası ağır olur, unutmayın...Çerkeşli kadınlara ‘dantel kooperatifi’TÜRKİYE Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Aynur Bektaş, önceki Başkan Umut Oran’dan aldığı ‘Anadolu’yla bütünleşme’ projesini yeni katkılarla büyütmeyi planlıyor.Bektaş, bunlardan birini şöyle anlatıyor: ‘İstanbul’da ev hanımlarına dantel, boncuk oyası yaptırıyoruz. Şimdi bu uygulamayı Çerkeş’e de taşıyorum. Şu anda Çerkeş’te hanımlar bizim ürünlerimiz için dantel, boncuk oyası yapıyor. Üstelik İstanbul’dakinin üçte biri fiyatına. İstanbul’da fiyatı aracılar yükseltiyor. Anadolu’da bu işi örgütlü yürütmek için kooperatif kurmayı düşünüyoruz. Pilot uygulamayı Çerkeş’te yapacağız. Elbette kooperatif gerektiğinde başka işlere de girecek.’Bektaş, doğduğu yer Çerkeş’te (Çankırı) refahın yükselmesine biraz olsun katkıda bulunmak için çaba harcıyor. Fabrikasının bahçesine tenis kortu da kondurmaya hazırlanıyor.Bakalım Aynur Hanım’ın ‘dantel kooperatifi’ modeli tutacak mı?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!