‘Şoray Uzun Yolda’ programının sunucusu Şoray Uzun ile programı ve televizyon dünyası hakkında konuştuk. Şoray; ‘Şehir merkezinden çıkar çıkmaz içinizi büyük bir huzur kaplıyor. Huzuru Anadolu’da buldum... ‘ diyor.Programınızın içeriğinden biraz bahseder misiniz? ‘Şoray Uzun Yolda’yı, Nuray Yılmaz ve Tayfun Talipoğlu’nun programlarından etkilenerek yaptık. Ama bu onların programlarının aynısını yaptığımız anlamına gelmesin. Bizim bir yeri tanıtmak gibi bir kaygımız yok. Bizim için önemli olan Anadolu insanını tanıtmak. Tabii gitmişken de gezdiğimiz yerlerin kültürel mekanlarını gezmek ve ekrana yansıtmak bizim için büyük bir keyif oluyor.- Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor?Diğer programların ekiplerini ele alırsak çok küçük bir ekibe sahibiz. Ekibimiz, yönetmen, ben ve kameramanımız olmak üzere üç kişiden oluşuyor. İnsanlar çok şaşırıyor ama biz her işi halledecek güce sahibiz.- Anadolu’yu ilk dolaşmaya başladığınızda ne hissetiniz?Dünyanın İstanbul’la sınırlı olmadığını anladım. Anadolu insanı, misafirini bağrına basıyor. Rize’ye gidip, çay ikramını geri çevirirseniz oradaki insanlar bu olayı hakaret olarak algılar. İstanbul’da ise millet bir şey yememen için gözünüzün içine bakıyor. Şimdilik hayatım yollarda geçiyor ama ben bundan çok memnunum. Şehir merkezinden çıkar çıkmaz içinizi büyük bir huzur kaplıyor. Huzuru Anadolu’da buldum. Bazen üç dört saat uykuyla dolaşmama rağmen kendimi çok dinç hissediyorum. - Televizyon dünyası size ne ifade ediyor?Televizyon piyasası çok karışık bir dünya. Tiyatro, televizyona göre daha basittir. Bir ay prova yaparsınız, seyirci karşısına çıkarsınız ve her akşam onun karşılığını alırsınız ya da almazsınız. Televizyon böyle değil; bir programı üç saatte de yapabilirsiniz. Yayından sonra AGB ölçüm cihazlarının sonuçları gelir ve karnenizi alırsınız. Bazen çok iyi bir performans sergilediğiniz halde reytingler düşük çıkar. Televizyonculuk çok acımasız bir meslek.- Televizyonda hangi programları izliyorsunuz?‘Kaliteli program istiyoruz, içimiz dışımız
magazin oldu.’ görüşüne katılmıyorum. Halk bunları istiyor. Can Tanrıyar da ‘Televole’yi yapmaya bayılmıyor ama halk bunu istediği için yapıyor. Biz çok çabuk tüketen bir halkız. Evlenme formatlı programlar büyük ilgi görmüştü ama onlar da zamanını doldurdu. - Oyunculuğa neden devam etmediniz?Dizi yapmak istiyorum ama dizi yapanlar müsait değiller herhalde. Önceleri günlük programlarım olduğu için yoğun bir tempo içindeydim. Şu aralar tekliflere açığım. - Geleceğe yönelik planlarınız neler?Benim hayat felsefem ‘Gelecek, elbet bir gün gelecektir.’ Sinema filmlerinde oynamayı çok istiyorum ama Türkiye’de çok az
film çekiliyor. Åžu aralar Anadolu’daki farklı kültürleri, kadın-erkek arasındaki çatışmaları konu alan bir sit com projem var. Biraz daha gezelim görelim daha sonra bu projeyi de hayata geçireceÄŸim. Â
button