Afrika'da 6 gün

Güncelleme Tarihi:

Afrikada 6 gün
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 29, 2010 09:54

Dünyaca ünlü ıngiliz oyuncu Mischa Barton, tam da değişim molası vereceği bir hayat arzularken, Elle dergisinden Kuzey Afrika seyahati teklifi aldı. ışte Mischa’nın Afrika günlüğü...

Haberin Devamı

1. GÜN: Bizi Johannesburg’dan Madikwe’e (Botswana sınırına yakın) getiren uçağa adımımı attığım ve ufkun ötesini saklayarak kaplayan kızıl yeryüzünü gördüğüm an, hayatımı derinden değiştirecek bir deneyimin içinde olduğumu anladım. Kuzey Afrika’nın batısındaki eyaletlerinden biri olan Molori, Kalahari Çölü’nün eteklerine yayılmış tam bir safari arazisi. 290 kilometrekareyi kaplayan bu alan, aslanlar, filler, gergedanlar, sığırlar ve vahşi köpeklere ev sahipliği yapıyor. Burada yalnızca beş süit var ve hepsi inanılmaz. Ben başbakanlık süitindeyim. Terasımda şezlongum, jakuzim ve bir kütüphanem bile var!

KAPLANLAR BÄ°ZÄ° DEĞİL CÄ°PÄ°MÄ°ZÄ° ALGILIYOR      Â

2. GÜN: Buradaki her şey hayvanların takvimine göre düzenlemiş. Sabahın 05:00’inde kalktık ve karanlık olmasına rağmen hayvanların avlanmalarına şahit olduk. Sonra cipe atlayıp etrafta bir gezintiye çıktık. Güneş yükselirken bir çitaya rastladık. Az ileride birkaç uykulu aslan, ağaçların kabuğunu tırmalayarak geriniyordu. ışte Afrika’da sabah... Greg, onların bizi değil, daha büyük olan cipimizi algıladıklarını ve bu yüzden bize saldırmayacaklarını hatırlatıyor. Günün gerisi havuzda yüzerek, etrafta minik gezilere çıkarak ya da kitap okuyarak geçti. Akşam durgundu.

ANİDEN SIRTLAN KARŞIMIZA ÇIKTI

3. GÜN: Sırtlanlar... Bu kadar kötü üne sahip olmaları çok enteresan, çünkü bence çok büyüleyiciler. Aslında onları gezi sırasında başka bir şeye odaklanmışken fark ettik. Yaklaşık 20 tanesi birden aniden karşımıza çıktı. Greg’in deyimiyle, onlar kedilerle değil köpeklerle aynı soydan. Günün gerisini aslanlara ayırdık ve cipte olmanın tadını çıkardık. Onların, insanların varlığına şaşırmadan kendi işleriyle ilgilenmelerine aşık oldum.  Günün en iyi kısmı akşama denk geldi: Bir erkek aslanın bizim cipimize yaklaştığı an! Ani bir hamleyle zaten Greg’in kadrajında olan bir sığırı avlaması da hafızamdan hiç çıkmayacak.

ARKADAÅžLIK RUHUNDAN ÇOK ETKÄ°LENDÄ°M Â

4. GÜN: Minik bir gezinti yaptıktan sonra dönüşte güzel bir aromaterapi deneyimi yaşadım. Ben buranın tadını çıkarıp dinlenirken, Greg ve eşi Riana da kendi işlerine koyuldular. Buradaki insanlar çok yardımsever. Herkes bir işin ucundan tutuyor ve işler hemen bitiriyor... Dürüst olmak gerekirse, arkadaşlık ruhundan çok etkilendim. Akşam gezintisi sırasında beyaz gergedanlara denk geldik! Gerçekten büyük kaslı vücutlarıyla kendilerine hayran bırakıyorlar.
 Â
Ä°TÄ°RAF EDÄ°YORUM KUÅžLARI SEVMEZDÄ°MÂ

5. GÜN: ıtiraf ediyorum, kuşları hiç sevmezdim. Onları kanatları olan can sıkıcı yaratıklar olarak görürdüm. Ama şimdi bu önyargım tamamen değişmiş durumda. Bu fikir rönesansında büyükbabamdan aldığım dürbünün etkisi büyük, kabul! şimdi cıvıldayan kuşları daha yakından takip edebiliyorum. Madikwe’de 350 civarında kuş çeşidi var. Unutmadan, bugün bir sürü zürafa ailesi gördük. ılk kez bu kadar yakından canlı gördüğüm zürafalar çok barışçıl; üstelik zarif boyunları ve uzun kirpikleriyle çok da güzeller. Dönüşte aynaya bakıp kirpiklerimi incelemedim desem yalan olur.
 Â
EN KÖTÜ ŞEY ANNE  FİL İLE YAVRUSU ARASINDA KALMAK

6. GÜN: Bütün hayvanların su içtiği gölette epey bekledikten sonra aniden 30 kadar filin ağaçların arkasından kalabalık bir halde geldiğini fark ettik. Fillerin bir aile gibi hareket etmeleri insanlara çok benziyor. Hint filleri biraz daha insana alışkın oluyor. Afrika filleriyse insana yaklaşmayacak kadar vahşi. Üstelik yavruları konusunda da fazla korumacı. Eminim tam bu dakikada olabilecek en kötü şey, bir anneyle yavrusu arasında bir yerde kalmak... Bu küçük geziden sonra artık gitme vakti geldi. Açıkçası geri gideceğim için mutsuzum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!