Kazın ayağı öyle değildir

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Ya nasıldır? Aşağıdaki satırları okuyun, ben size kazın ayağının neye benzediğini biyol anlatayım.

1. Klasik kaz ayağı tanımı:

Enflasyon, zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden bir süreçtir. Özellikle, yüksek faizle beslenen ‘‘rant yiyicileri’’, bu süreçten en kârlı çıkan kesimdir. Onlar enflasyonun düşmesini istemez. Çünkü; enflasyon düşerse, rant gelirleri azalır.

2. Modern kaz ayağı tanımı:

Enflasyon, zengini daha zengin, fakiri daha fakir eden bir ekonomik süreç değildir. Faizler düşmeden enflasyonun düşmesi, yüksek faizli banka hesabı ve devlet tahvili (hazine bonosu) sahiplerine büyük bir ‘‘servet transferi’’ sağlar.

Açıklama:

Enflasyon, parasal varlıkları kemiren bir ekonomik süreçtir. Buna karşılık, fizik varlıklar, yani arsa, bina, tarla, makine enflasyon karşısında değerini (en azından) korur. Enflasyonun kime yaradığı, kişinin zengin-fakir olup olmamasına değil, servetini nerede değerlendireceğine bağlıdır. Milli gelir dağılımını bozan esas süreçler, (a) Çalışanların toplu pazarlık gücünün olmaması/azalması, (b) Ekonominin dışa açılması, (c) Eğitim farklılaşması dolayısıyla bireysel pazarlık gücü yüksek, kendilerine ‘‘profesyoneller’’ denilebilecek, yeni bir sosyal sınıfın oluşması, (d) Bölgesel menfaat maksimizasyonuna dayalı siyasi koalisyonlar ve nihayet (e) Kayıtdışı ekonomi dolayısıyla ortaya çıkan vergi kaçaklarıdır. Parasal varlık sahipleri, yani bankada vadeli mevduatı olanlarla devlet tahvili alanlar veya paralarını bu cins tahvile (veya bonoya) dayalı repo hesaplarında değerlendirenler, yüksek reel faiz aldıklarından değil, vergiden muaf gelir sağladıkları için, sınırlı bir avantaja sahiptir. Bu cins tasarruf aleti sahiplerinin çoğunluğu, genelde reel faiz alamaz. Parasını dövize bağlayanlar ise, kriz devreleri hariç, parasal servetlerini enflasyon karşısında koruyamaz.

Bundan sonrasını daha dikkatli okuyun.

Devletimizin iç borç stoku, vade tarihlerine kadar tahakkuk edecek faizleriyle birlikte, 5 katrilyon dolayındadır. Ortalama basit faiz yüzde 115 ve vade ise 5 ay civarındadır. (Bunlar bendeki bilgiler. Daha doğrusunu bir yetkili bildirirse, bu sütunda yayınlayacağım.) Yani bonolar, önümüzdeki 5 ayda yüzde 47 nominal faiz getirecektir. Şimdiki değeri 3.5 katrilyon dolayında olan bu parasal servetin, önümüzdeki 5 ayda reel olarak bir faiz geliri yaratması için, bu devredeki enflasyonun yüzde 47'den az olması gerekir. Enflasyon ne kadar düşerse, reel faiz o kadar yüksek olacaktır. Aksine, eğer enflasyon bu devrede yüzde 47'den yüksek olursa, parasal servet sahiplerinden, toplumun diğer kesimlerine bir ‘‘gelir/servet’’ transferi olacaktır. Gördünüz mü kazın ayağı nasılmış? Aynı tahlil yöntemini geçmişe dönük olarak da yapabilirsiniz. Netice aynıdır. İç borç, iç borçla ödendikçe enflasyon, parasal servet sahiplerine gelir aktaran bir süreç değildir. Nadiren yakalanan ‘‘balık’’ları hesaba katmayın.

SON SÖZ: Kazı bilmeyen, ayağını hiç bilmez.

Yazarın Tüm Yazıları