Kayseri’de dünya devi oldu, şimdi Çin’e meydan okuyor

LÜBNAN’da Hariri ailesine başsağlığı diledikten sonra soluğu Kayseri’de alan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Orta Anadolu A.Ş.’nin ‘denim’ yani blucin kumaşı fabrikasını gezdik.

Elbet 156 bin metrekarelik bir alana yayılmış olan fabrikayı baştan sona gezmek mümkün olmadı.

Uçuşan pamuk tozlarına karşı ağzımızda maske fabrikanın 20 milyon dolarlık yeni yatırım alanlarını ancak görebildik.

Zaten gezinin amacı da buydu.

Yılda 200 milyon dolar ciro yapan ve cirosunun yüzde 10 ila 15’ini yatırıma dönüştüren Orta Anadolu’nun yeni yatırımını yerinde görmek.

Önce Kayseri’nin gizli sanayi devi Orta Anadolu ile ilgili bilgi.

Orta Anadolu Mensucat, özel sektörün emekleme döneminde 1953 yılında bazı Kayserili tüccarlar tarafından kurulmuş.

Doğu Almanya’dan gelen dokuma makineleriyle fabrika Başbakan Adnan Menderes tarafından açılmış.

Fabrika yirmi yıl boyunca Kayseri’nin gözdesi.

1970’lerin ortasında yeni yatırım ve teknoloji eksikliğinden sıkıntılar başlıyor.

1980’lerin başında fabrikanın ortaklarından Gazioğlu ve Karamancı aileleri fabrikayı satın alıyor.

Bugün Orta Anadolu fabrikası tamamıyla Karamancı Ailesi’ne ait.

Fabrika tüm dünyada üretilen ‘denim’ kumaşının yüzde birini karşılıyor.

Dünyanın en kaliteli blucin kumaşını üreten üç Japon fabrikasından sonra dördüncü sırada.

Orta Anadolu Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karamancı ‘Pamuk borsasını takip etmek için 24 saat pamuk nöbeti tutuyoruz. Gece yarısı Fildişi Sahilleri’nden, Cezayir’den ya da Urfa’dan pamuk alabiliriz’ diyor.

LEVİS OKUL OLMUŞ

Orta Anadolu
1986 yılından beri Levi’s için kumaş üretiyor.

Fatih Karamancı, ‘Levi’s’ten çok şey öğrendik. Bizim için okul oldu. Bugün dünya kulvarında rekabet edebiliyorsak Amerikalılarla işbirliğinden öğrendiklerimiz sayesinde’ diyor.

Sözü Orta Anadolu Onursal Başkanı Demir Karamancı’ya da getirmek istiyorum.

Demir Karamancı
, 1948’de Robert Kolej’den mezun olduktan sonra ABD’de master yapmış.

İbrahim Bodur, Nihat Gökyiğit, Asım Kocabıyık yakın arkadaşları.

‘Bizim dönemin işadamları şanslıydı. Zira bizim yatırım yaptığımız dönemlerde Türkiye’de ne yatırım yapsanız kazanırdınız’ diyor.

Levi’s’a dönersek, Karamancı Ailesiyle işbirliği sadece Kayseri’deki Orta Anadolu fabrikasıyla sınırlı değil. Çorlu’da ortak kurulan fabrikada, Levi’s’in Avrupa’daki 501 üretiminin yüzde 25’i gerçekleşiyor.

Fabrikada ayrıca Lee, Wrangler, Rifle, GAP, DKYN, Mavi gibi ünlü markalar için de pantolon üretiliyor.

Dünyada 35 milyon kişi bu fabrikadan giyiniyor.

İşte bu yüzden Fatih Karamancı, ‘Çin’den korkmuyoruz. Hong Kong’a girdik ve çok yakında Çin pazarına da gireceğiz. Hem de zengin Çinli’ye hitap edecek ürünlerle’ diyor.

Önce memleketi sonra kendimizi tanıttık

DEMİR Karamancı
gerçek bir anı küpü.

Bize bizzat Kayseri’yi gezdirdiği yetmiyormuş gibi, anılarıyla Türk sanayisinin geçmişine ufuk turuna çıkartıyor.

Demir Karamancı, Levi’s’i işbirliğine nasıl ikna ettiklerini anlatıyor.

‘Levi’s yetkilileri geldiler Kayseri’de fabrikayı gezdiler. Beğendiler ancak çekiniyorlar. Türkiye’yi, çalışma koşullarını tanımıyorlar zira...’

Levi’s’
in CEO’su Bob Haas bu temaslardan sonra İstanbul’da Beylerbeyi Sarayı’nda Turgut Özal’ın verdiği bir davete katılmış. Özal, bizzat Haas’a Türkiye’yi anlatmış.

‘Önce memleketi tanıttık öyle ikna ettik Levi’s’i’ diyor Demir Karamancı.

Karamancı
Ailesinin Kayseri’de ağırladığı sadece Levi’s yöneticileri değil.

Fabrikanın hemen yanıbaşında konukevi hem dünyanın önde gelen markalarını, hem de Cleveland Hastanesi’nden aralarında Murat Tuzcu’nun olduğu bir ekibi ağırlamış.

Konukevinin dekorasyonu yaklaşık 10 yıl önce Zeynep Fadıllıoğlu tarafından yapılmış.

Ünü artık yurtdışına taşmış olan Zeynep Fadıllıoğlu’na 10 yıl önce Kayseri’de fabrikanın konukevine dekorasyon yaptırmış olan Karamancı ailesini bilmem anlatabildim mi?

300 bin ton kağıt için 950 80 bin ton için 1200 kişi

DÜN
sabah gazeteye, tam 22 yıl boyunca Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreterliği’ni yapmış olan Remzi Erkürem uğradı.

Erkürem 1992 yılından beri emekli...

Ancak emekli olup köşesine çekilmiş değil.

Emekliliğini geçirmeye niyetlendiği Altınoluk’ta, antik Antandros şehrinin kurtarılmasına çalışıyor.

1999 yılında dernek kurmuş.

İş Bankası, Akbank gibi sponsorlar ve Ege Üniversitesi’nin desteğiyle antik şehrin bazı bölümleri su yüzüne çıkmış.

Antandros’ta, Remzi Erkürem’in kişisel çabalarıyla neler yapıldığını hafta sonunda ayrıntılı bir şekilde anlatacağım.

Bugün esas kolunun altında kalın bir Antandros dosyasıyla gelen Remzi Erkürem’in SEKA ile ilgili anılarını aktarmak istiyorum.

Gazete Sahipleri Sendikası Genel Sekreterli’ği yaptığı günlerde Erkürem kağıt ithalatıyla ilgileniyormuş.

SEKA’nın üretimi yeterli olmadığı için, Bas-Koop için Romanya’dan, İsveç’ten kağıt getirtiyormuş.

‘O günlerde gazetelerin ihtiyacına göre gazete kağıdı dağıtılırdı’ diye anlatıyor.

SEKA’nın gazete kağıdı üreten iki fabrikasından biri Balıkesir’de, diğeri Giresun’da.

Balıkesir fabrikası bildiğiniz gibi Albayraklar tarafından satın alındı.

Her neyse, Erkürem 1980’li yıllarda, İsveç’in Goteborg kentinde Holmen Şirketi’nden kağıt almaya gittiğini anlatırken bakın ne diyor:

‘Yılda 300 bin ton kaliteli kağıt üreten İsveç firması Avrupa’daki tüm ofisleri dahil 950 kişi çalıştırıyordu. Balıkesir’deki SEKA ise yıllık 80 bin tonu 1200 kişiyle çıkartıyordu’...

Kötü yönetim kurbanrı SEKA’nın tarihinden işte bir hüzünlü kesit.
Yazarın Tüm Yazıları