Kayıp resimler

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Yazımın başlığı bir Kerime Nadir romanını çağrıştırıyor.

Türk ressamlarının kaybolan tablolarının öyküsü de, belki o romanlardaki aşk öyküleri kadar hazin ve iç burkucu.

Nişantaşı, Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde, 'Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri' sergisi var.

Türk resminin ustalarının, 1938 ile 1943 yılları arasında Anadolu gezileriyle ilgili resimleri.

Kırk sekiz ressam Anadolu'yu, yurdun en gelişmemiş, imparatorlukta unutulmuş köşelerini yazıya ve resme nasıl getirdiler? Gerçekten, cumhuriyetin 75. yılında Anadolu'yu algılama ve cumhuriyetin kültürel grişimlerini değerlendirme bakımından önemli bir sergi.

Yurt gezilerinde yapılan resimlerin toplamı 800'ü buluyor. Ne yazık ki bunlardan 657'si kayıp.

Kayıp sözü çok yönlü bir anlam taşıyor.

Ya yok oldu, bozulup gitti, ya da kapanın elinde kaldı.

Turan Erol, katalogdaki ‘‘Ressamların Yurt Gezileri ve Sounuçları’’ yazısında hareketin önemini özetliyor:

‘‘1938 yılında Cumhuriyet Halk Partisi'nce başlatılan ve 1944 yılına kadar süren Ressamların Yurt Gezileri, Türkiye'nin sanat hayatında derin etkileri olmuş bir uygulamadır. Her yıl on ressam değişik vilayetlere gönderiliyor ve onlara gittikleri yerlerde, herhangi bir sınırlandırmaya uyma zorunluluğu olmadan, serbestçe resim yapmalarına, daha sonra gerçekleştirmeyi düşünebilecekleri tablolar için malzeme toplamalarına olanak sağlanıyordu. Bu geziler dolayısıyla Türk ressamları İstanbul ve çevresinin kalıplaşan pitoreskinden sıyrılabilmişler, Anadolu doğasını, Anadolu insanını yakından tanımışlardır.’’

Gezinin önemini, işlevini, Anadolu'nun yeniden sanata aktarılmasını bu satırlar yeterince anlatıyor.

Murat Ural'ın ‘‘Cumhuriyet Romansı: Ressamlar Yurt Gezisi'nde(1938-1943)’’ adlı yazısı, cumhuriyetle resmin, genelde sanatın bağlantılarını kaleme getiriyor.

* * *

ALBÜMDE; ressamlar üzerine değerlendirmede üzücü notlar da var.

Bazı resimlerin altına çizilen çizgi, o resimlerin akıbetinin meçhul olduğunu açıklıyor.

Ahmet Muhip Dranas'ın çıkarttığı Güzel Sanatlar dergisinin(1942) yazdığına göre A.Hakkı Anlı, Kütahya gezisinden 8 tablo ile dönmüş ama bugün bir tanesi bile yok.

Nurullah Berk'in sayfasında gene utandırıcı bir not: ‘‘Sanatçının Tekirdağ resimleri bulunamamıştır.’’

Cemal Bingöl'ün çocuk resimlerinin güzelliğine hayran olurken, onun Bingöl'e gidebilmek için, bir gün süren yolculuğu, kamyondaki zeytin yağı tenekeleri üzserinde geçirdiğini yazıverelim.

Mahmut Cuda, Trabzon için, ‘‘düşler ve duygular diyarı’’, diye yazmış.

İlhami Demirci'nin Midyat Pazarı, Anadolu'nun İstanbul'a tuvalden yansıyışının hoşuma giden bir örneği.

Abidin Dino, Ferit Edgü'nün dediği gibi, Anadolu gerçeğine, halkın sanatına farklı bakıyordu. Balıkesir resimlerine de bu gözle bakmak gerekir.

Feyhaman Duran'ın 'Gaziantep'ten Peyzaj'ı İstanbullulara, resim meraklılarına yeni bir pencereydi.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Edirne resimlerinin ondan fazlası kayıplar listesinde.

* * *

YURT Gezileri ve Yurt Resimleri sergisini gezerken ve albümünü okurken, yoksul cumhuriyetin sanata, sanatçıya ve Anadolu'ya gösterdiği sevgiyi farkedeceksiniz.

Ayrıca, cumhuriyetin inançlı kuşağının sanat eserlerindeki içtenliğini de göreceksiniz.

Mutlaka gezin ve okuyun.



Yazarın Tüm Yazıları