Kayıp aranıyor

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Yer yarıldı, semiz gövdesiyle Apo içine girdi. Teröristi koydunsa bul! Türkiye onu ararken, o korkudan ne yapacağını şaşırmış durumda. Suriye bankalarındaki milyonlarca dolar parasının bir bölümünü çekmiş. İsviçre bankalarından da gerekli çekimleri yapmış. Şimdi paralar bavulda, oradan oraya geziyor.

Nasılsa bir gün ortaya çıkacak.

Türk devleti, teröristin başına günün birinde çökecek.

Burada üzerinde ısrarla durmak istediğim bir husus var. İki ülkenin, Rusya ve İtalya'nın bu konuda Türkiye'ye karşı aldıkları tavır.

Apo, Suriye'den postalandığında, kapağı Rusya'ya atmıştı. Rusya uzun süre bu adamın kendi ülkesinde olup olmadığı konusunda resmi bir açıklama yapmadı.

Adamın orada olduğu biliniyordu, ama Rusya ses vermiyordu.

Sonra, paketi İtalya'ya gönderdiler. Bu kez teröriste İtalya sahip çıktı. Onu aldı, barındırdı, besledi.

Hayatta bulunan en büyük terörist, en büyük katil, böylece uygar geçinen bir Avrupa ülkesinin koruması altına girmiş oldu.

Almanya'nın yaptığı kıyak da cabası!

O ülkede Apo hakkında verilmiş tutuklama kararları vardı. Korkudan hepsini birden hasıraltı ettiler.

***

Bu utanç verici, yüz kızartıcı sürecin yeni bir halkasını bir süre önce yaşamaya başladık. İtalya, bu adamı apar topar ‘‘bir yere’’ postaladı.

Gittiği yere büyük olasılıkla İtalyan uçağı ile gönderildi. Yanında İtalyan yetkililer vardı. Orası neresi ise, o ülkeyle önceden pazarlık yapıldı, onay alındı.

Paket gitti!..

Ve İtalya, durumu gizlemeye, kıvırtmaya devam ediyor.

En duyarlı olduğumuz bir konu... 40 bine yakın insanın ölümünden sorumlu olan bir terörist...

Avrupa'nın ‘‘uygar’’ ülkesi, bu adamı bir ülkeye gönderiyor ve her şey Türkiye'den gizleniyor.

Dostluğa, uluslararası hukuka, hatta insanlığa sığmayan bir davranış.

Peki nereye gitti bu adam? Rusya'ya gittiği ortaya çıktı.

Fakat Rusya, bundan önceki tavrını, hem de aynen, bu kez de ortaya koydu.

Önce sustu.

Ankara'daki Rus Büyükelçisi, ‘‘Biz onu barındırmayız’’ falan gibi laflar etti de, Moskova'dan ses gelmiyordu. Aynı filmi ikinci kez seyretmeye başlamıştık.

Nihayet Rusya konuştu!

‘‘Apo sınırlarımız içinde değildir.’’

Bu açıklama ile ‘‘Şimdi başka yere gönderdik’’ demek istiyorlardı. Eğer gerçekten orada değilse, ortada bir tek gerçek var:

Bu adamı önce ülkelerine kabul ettiler, birkaç gün ağırladılar ve sonra başka bir ülkeye gönderdiler.

Ama nereye? Hangi ülkeye?

Şu anda bilinmiyor. Ortada bin tane söylenti dolanıyor da, hangisine inanmak gerektiğini bilemiyoruz.

***

Önce Rusya-İtalya paslaşması ve teröristin Rusya'dan İtalya'ya gönderilmesi.

Sonra İtalya-Rusya paslaşması ve bu kez aynı adamın İtalya'dan Rusya'ya gönderilmesi...

Her iki ülke yetkililerinin de, Türkiye'ye saygısızlık etmeleri, bizi uyutmaya kalkışmaları...

Başbakan Ecevit iki gün önce gazetecilere, ‘‘Teröristi eğer komşu bir ülke barındırırsa, bunu ülkemize karşı düşmanca bir davranış olarak tanımlarız ve gereken önlemleri alırız’’ diyordu.

Acaba şu pis oyunda İtalya ve Rusya'nın yaptığını ‘‘dostça bir davranış’’ olarak tanımlamamız mümkün müdür?

Adına ‘‘düşmanlık’’ denilen kavram yoksa başka bir şey midir?

***

Türk olsun, Kürt olsun, 40 bine yakın insanın katili olan bir adam, iki ülke tarafından barındırılıyor.

Bizim insanlarımızın kanı ucuzmuş! Onlar çok ucuza gitmiş.

Bunlar bize ders olsun. Bu PKK rezilliğinin ardındaki ‘‘uluslararası’’ tezgâhı artık görelim. Adına ‘‘Apo’’ denilen bu ‘‘maşa’’, bu ‘‘piyon’’, boyunu ve çapını aşan işleri acaba kimlerin adına görüyordu?

O şimdilik kayıp. Sanki yer yarıldı ve içine girdi.

Ama bir gün, bulunduğu delikten çıkacak. Yaptıklarının hesabını verecek.

UĞUR MUMCU

Bugün 24 Ocak. Uğur Mumcu'nun ölümünün 6. yıldönümü. Katiller ortada yok. Acaba neredeler? Hiçbir şey bilinmiyor. En azından kamuoyu bilmiyor.

Abdi İpekçi öldürüldü, katilleri belli. Bazıları makbul adam oldular, ortalıkta geziniyorlar. Çetin Emeç öldürüldü, katiller yok.

Uğur Mumcu bir görev adamıydı. Yürekli, kimseye boyun eğmemiş, onun bunun sofrasına oturmamış, onurlu insandı.

Laikliğin ve Atatürkçülüğün yılmaz savunucusu Mumcu, şimdi geride bıraktığı binlerce yazısında ve kitaplarında yaşıyor.

Türkiye, onun gibi insanları kolay yetiştirmiyor.

Hele Türk medyası!

Mesleğimizde son yıllarda tanık olduğumuz yozlaşmaya baktığımızda, onu daha çok arıyoruz, özlüyoruz.

Nur içinde yatsın.



Yazarın Tüm Yazıları