Güncelleme Tarihi:
KÜÇÜKÇEKMECE’de lise öğrencisi Serap Eser’in ölümüyle sonuçlanan İETT otobüsüne molotofkokteylli saldırıya ilişkin davada yaşları 18’den küçük olduğu için dosyaları ayrılan 5 sanık da 24 yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle çocuk mahkemesinde yargılanan sanıklar suçlamaları kabul etmedi. İstanbul Küçükçekmece’de 8 Kasım 2009 tarihinde İETT otobüsüne yapılan molotofkokteylli saldırıda 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Serap Eser yanarak ağır yaralanmıştı. 29 gün hastanede yaşam savaşı veren Eser, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Savcı şüpheliler hakkında ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’ ve ‘kasten öldürme’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanmalarını talep etti. Sanıklardan yaşı 18’den küçük olan 5’inin dosyası Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
PKK ÜYELERİ
Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlayan Ramazan S, Mahsun D, Ömer K. Mesut D. ve Özgür B. hakkında karar önceki gün çıktı. Davanın son duruşmasında görüşünü açıklayan savcı, sanıkların PKK terör örgütü üyesi oldukları, mesaj ve görüşme kayıtlarına göre olay günü eylem için biraraya geldikleri ve otobüs durağı yakınında ateş yakarak molotofkokteylleri ile beklediklerini belirtti. Mütalaada otobüs kapılarını açınca ilk olarak sanıklardan Ramazan.S’nin molotofkokteylini attığını daha sonra tüm sanıkların molotofkokteyli attıklarını ve çıkan yangın sonucunda Serap Eser’in hayatını kaybettiği ifade edildi. Savcı Mehmet Yıldırmaz sanıkların terör örgütü üyesi olma, kasten insan öldürme ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından ayrı ayrı 5 yıldan 51 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
KÜRT’ÜZ DİYE
Duruşmada son sözleri sorulan tutuklu sanıklar Ramazan S, Mahsun D, Ömer K. Mesut D. ve Özgür B. suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini talep etti. Tercüman eşliğinde savunmalarını veren sanıklardan Mesut D. olay günü bir düğünde olduğunu ifade ederek, “Kürt olduğumdan dolayı bu suçlar bize isnat edilmiştir. Eylemde benim parmak izim veya görüntüm yoktur. Beraatimi istiyorum” dedi. Sanık Ömer K. dört yıldır tutuklu olduklarını, suçlamaların asılsız olduğunu ifade ederek ‘Beşimiz de yorulduk. Tutukluluğumuzun uzun sürmesinin vicdani bir boyutu yoktur” dedi. Sanık Özgür B. ise ailesinin sürekli göz yaşı döktüğünü, davada hukuki boyutun aşıldığını savundu.
İYİ HALDEN
Son savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların olay günü önceden kararlaştırılarak molotofkokteylleri ile İETT’ye ait otobüse saldırdıklarını, aracın yanması sonucu Serap Eser’in ağır yaralandığını ve daha sonra yaşamını yitirdiğini belirtti. Mahkeme heyeti sanıkların eylemleri ve Serap Eser’in ölümü arasında illiyet bağı olduğu gerekçesiyle sanıklara ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hapis cezası verdi. Heyet sanıkların 18 yaşından küçük olmasını gerekçe göstererek cezalarını 21 yıla, mahkemedeki iyi hallerini göz önünde bulundurarak da 17 yıl 6 aya indirdi. Eylemi PKK adına yaptıkları ve patlayıcı madde bulundurdukları gerekçesiyle de 6 yıl 8 ay hapis cezası alan sanıklar toplamda 24 yıl 2’şer ay ceza aldı.
2 DE MÜEBBET
Serap Eser’in öldürülmesiyle ilgili davada Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Salman Akpınar ile Hamit Aksan, 24 Mayıs 2012’de “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik suç işlemek” ve “Patlayıcı atmak suretiyle kasten öldürmek” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Salman Akpınar hakkında patlayıcı madde bulundurmak, örgüt propagandası yapmak suçlarından 7 yıl 8 ay, Hamit Aksan hakkında ise patlayıcı madde bulundurmak suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası veren mahkeme heyeti, pişmanlık göstermemeleri nedeniyle sanıklar hakkında indirim yapmamıştı. Salman Akpınar “Serap ve ben bu olayın mağdurlarıyız. Onun payına ölüm, benim payıma da hapis düştü” demişti.
MOLOTOFKOKTEYLLİ saldırı sonucu İETT otobüsü bu hale gelmiş, lise öğrencisi Serap Eser’in de bu haldeki görüntüsü çekilebilmişti. Olaya ilişkin 7 kişi gözaltına alınmış, molotofkokteylini atan kişinin Hamit Aksan olduğu açıklanmıştı.
Serap yok hayat yarım
29 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Serap’ın iki ağabeyinden Selçuk Eser, karardan çok ‘Taş atan çocuklar yasası’na tepkili. Yaşadıkları acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını söyleyen Selçuk Eser şöyle konuştu: “Evden taşındık. Çünkü o anları yaşatacak her şeyi geride bıraktık, değiştirdik. Psikolojimiz çok bozuk. Hayatımız artık yarım. Serap yok. Davaları da takip etmiyoruz. Bizim için bir önemi yok. İster 5 yıl alsınlar ister 24 yıl bizim için önemli değil. Bizim tek gerçeğimiz kardeşimi kaybetmiş olmak. Taş atan çocuklar yasasından yararlandırdılar onları. Çocuk değil onlar. Bu suçu bilerek isteyerek ve kasten işlediler. Cezaları ağırlaştırılmış müebbet olmalıydı. Çünkü benim kardeşim hiçbir zaman kapıyı çalıp ‘ağabey ben geldim’ diyemeyecek. Ama onlar 24 yıl sonra kapıyı çalıp ‘anne ben geldim’ diyebilecek.
HAKKIMI ONLARA HELAL ETMİYORUM
Belki de afla daha önce çıkacaklar. Biz ancak kardeşimin mezarını ziyaret edip onu hissedebileceğiz, ona sarılamayacağız. Ya da rüyamıza girsin diye dua edeceğiz. Kardeşim hastanede ‘Abi ben ne olacağım’ diye ağlamaya çalışıyordu. Ama yüzü yandığı için ağlayamadı bile. Çok zordu, tarifi yok, ciğerimiz yandı. Süreçle hiç bir şekilde ilgilenmiyoruz. Çünkü annemin strese bağlı hastalıkları var, haberleri seyretmiyoruz. Annemi daha fazla üzmek istemiyoruz. Sürece destek veren biri var Altan Tan diye, diyor ki, ‘Bırakın vatandaş deşarj olsun, molotof kokteyli atsın.’ Çözüm süresicini bu insanlarla beraber götürmeye çalışıyorlar. Ne olur onu bilmiyorum. Taş atan çocuklar yasasını çıkaranlarla da hesaplaşacağım. Yukarda Allah var, hakkımı onlara helal etmiyorum.”