Katharine Branning ile keyifli çay sohbeti

BAZEN yabancılar kültürümüzü bizden daha iyi anlıyor, seviyor, hatta sahipleniyor. Tıpkı, Amerikalı Katharine Branning gibi...

Haberin Devamı

Fransa Sorbonne Üniversitesi’nde Sanat Tarihi okurken derste gördüğü Sivas’taki Gök Medrese’ye vurulmasıyla başlıyor Branning’in Türkiye sevdası. Hem de ne sevda...

Türk erkeğine değil kültürüne aşık oldum

Kendisi de ‘Alışık olduğunuz Türk erkeğine aşık yabancı kadın öyküsü değil benimki. Bir Türk eserine, sonrasında da Türk kültürüne aşık olmuş bir kadının hikayesi’ diyor. 34 yıldır devamlı gidip gelmiş Türkiye’ye, her gelişinde de bir ay kalıyor. Gezmediği yer kalmamış ülkemizde, utanarak söylüyorum benim ülkemi benden iyi biliyor... Bir Türk arkadaşı, onu, 18. yüzyılda Türkiye’de yaşamış ve arkadaşlarına kültürümüz hakkında mektuplar yazan Lady Montagu’ya benzetince, kitap yazma fikri doğuyor. Bu kez Katharine, Lady Montagu’ya Türkiye’nin bugününü ve nelerin değiştiğini yazıyor. Böylece ‘Bir Çay Daha Lütfen’ kitabı çıkıyor...

Çay, özel değerlerin sembolü

Haberin Devamı

“Türkiye’de kendimi evimde gibi hissediyorum. Çünkü yolda herkes bana gülümsüyor, insanlar ‘gel caniim’ diye hemen çay ikram ediyor” diyen Branning, çayı sadece bir içecek değil kültürümüzdeki çok özel değerlerin sembolü olarak görüyor. Çayın en sevdiği yanı ise yanında sunulan, gülümseme, sıcaklık ve sevgi. Kitaptan sonra Amerikalılar kadar Türkler’den de mektup almış Katharine Branning. Hatta beş yıldır ailesini ziyarete gitmeyen Amerikalı bir Türk kitabı okuduktan sonra ‘bana kültürümün güzelliğini ve unuttuğum değerlerimi hatırlattınız’ diye yazmış ve ailesini ziyarete Türkiye’ye koşmuş...

26 yıl sonra tekrar İzmir

Kitaptan etkilenenlerden biri de MV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Vargı. Etkilenmekle kalmıyor, Branning’i Türkiye’ye davet ediyor ve sunumlar yapmasını sağlıyor. Katharine Branning de böylece en son 1987’de geldiği İzmir’e de tekrar gelme fırsatı yakalamış. Kordon’a, muhteşem manzaraya bayıldığını kısa sürede tekrar geleceğini söyleyen Branning’in sunumu, toplantı için İzmir Swissotel’de hazırlanan sinili, tahta sandalyeli ortam kadar sıcaktı. Otel Müdürü Rıza Elibol’a da teşekkür ederken söylediğim gibi, umudumuz İzmir’de böyle farklı etkinliklerin artması...

Haberin Devamı

Kar yüzünden Selanik’e varamadım

NELER hayal etmiştim oysa ki... Türkiye ve Yunanistan’ı kapsayan ‘Muhteşem Yolculuk’ programının Selanik’te yapılan galasına davet edilince; Atatürk’ün evine giderim, kimbilir soyumun izlerini bile bulurum belki diye sevinmiştim... Ama olmadı, kar birçok kişi gibi bana da geçit vermedi. Ben gidemedim, ama Muhteşem Yolculuk ekibi Türkiye Selanik Başkonsolosu Tuğrul Biltekin’in ev sahipliği ve Selanik Belediye Başkanı Yannis Boutaris’in katkıları ile Les Lazaristes Oteli’nde seçkin davetliler ve basın mensupları ile uluslararası arenaya merhaba dedi. Türkiye ve Yunanistan’da, İzmir ve çevresi dahil 19 farklı şehir, 145 farklı mekanda, 45 günde çekilen uluslararası projenin yönetmeni Erdal Murat Aktaş ile sunucuları Sinem Yıldırım, Alaçatı’daki Maria’nın Bahçesi’nin sahibi Maria Ekmekçioğlu ve Aleks Afthonidis’in de büyük ilgi ile karşılanmış.
Türkiye ve Yunanistan dışında 8 farklı ülkede de gösterilecek olan Muhteşem Yolculuk’un devam serileri de farklı destinasyonda çekilmeye devam edecek.

Haberin Devamı

İzmir Operası’nın büyük başarısı

İZMİR Devlet Opera ve Balesi’nin dev prodüksiyonu Turandot Opera’sının 11 Şubat akşamı yapılan ilk gösteriminden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Hangi birini anlatmalı; opera ve bale sanatçılarının kendilerini tamamen vererek hakkıyla oynadıkları roller mi, Ahmed Adnan Saygun sahnesine bile dar gelen görkemli dekor mu, gerçek birer sanat harikası olan kostümler mi (açıkçası bazılarını verseniz giyerim, o kadar şık, kaliteli ve özgün), sahnede müthiş yansımalar, derinlik ve illüzyon yaratan ışık düzeneği mi, başta “Nessun Dorma” olmak üzere tüm eserleri tüylerimi diken edecek kadar içten çalan İZDOB Orkestrası mı? Sadece ben değil, o gece beraber gittiğimiz İtalyan arkadaşlarım da bu muhteşem gösteriye hayran kaldılar.
Oyunun sonunda yaptığım gibi, bu görkemli eserde emeği olan herkesi ayakta alkışlıyorum. İZDOB Genel Müdürü Aytül Büyüksaraç ve ekibine, İzmir’in hakettiği kalitede, dünya standartlarında bir eseri sahneledikleri için ne kadar teşekkür etsek az...

 

Yazarın Tüm Yazıları