Kask Kafalılar’ı ülkem yetiştiriyor

Güncelleme Tarihi:

Kask Kafalılar’ı ülkem yetiştiriyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2005 00:00

Offff of... Of çekerek yazmaya başladığım konuları hiç sevmiyorum, hem de hiç! Anladığınız üzere can sıkıcı konular... Ben ülkemde pek çok sorunun, eğitimdeki eksik ve yanlış uygulamalardan kaynaklandığını düşünenlerdenim. İlk günden beri; ‘Motosiklet ciddiye alınması gereken bir tutkudur. Kendinizi eğitmeden, bu konuda bilinçlendirmeden motor kullanmayın. Bu bıçağı kendinize saplamak demektir’ diyorum.

Biliyorsunuz motosiklet kullanmak için A2 sınıfı ehliyet almak gerekiyor. Ehliyet ne demek? Sen bir işin ehli oldun, aha bu da belgesi demek! Motosikletin ehli olmak, yani motosiklet kullanma bilgi ve becerisine sahip olduğunuzu belgelemek için de ülkemin şart gördüğü kurumlara baş vurup, motosiklet eğitimi alıp, milli eğitimin artık merkezi sistemle yaptığı yazılı ve pratik sınavları geçmeniz gerekiyor değil mi? Gelin görün ki ülkemdeki pek çok ehliyet kursu motosikletin ‘M’sini bile öğretecek yeteneğe sahip değil. Bu yetmiyormuş gibi, sınavlar da ‘Laf olsun torba dolsun’ diye düzenleniyor. Üstelik, maalesef, yine motosikletin ‘M’sinden bile bihaber kişiler tarafından düzenleniyor. ‘Hadi sen bi kullan da görelim’ desek, motosikleti çalıştırmayı bile beceremeyecek kadar alakasız arkadaşlar, sınavda size 15 metrelik bir alanda kukaların arasından geçmeniz sureti ile; ‘offf bu tam bu işin ehli olmuş, o ne geçişti be kukaların arasından’ diyerek ehliyet veriyor ya da ‘böyle de kuka mı geçilirmiş, yok yok bu daha motorcu olmamış’ diyerek bu işin ehli olmadığınıza karar veriyor. Sonra işin ehli olduğu devlet tarafından onaylanan bu arkadaşlar da, motosikletin en fazla ‘MO’sunu bilerek, motosiklet kültüründen, kullanım tekniklerinden, giyim kuşam işlerinden bi haber motor tepelerinde trafiğe çıkıyorlar. Sonra başlarına gelen tüm felaketlerde, ülkem gazetelerinde manşet oluyorlar. Sonra da motosiklet tehlikeli, ‘tü-kaka’ oluyor. İşte ülkem gerçeği...

Aylardır ‘Motorcular neden kask takmıyor?’, ‘Kask kafalı olmayalım’, ‘Kaskımız başımızın tacıdır’ diye söylenip duruyorum. Takip edenler bilir, ülkemin dört bir yanından, bir ay içinde, kask takmayan yaklaşık 10 bin motorcuyu fotoğrafladık sizlerle beraber. Nasıl taksın ki adamlar? Yasalarda cezayı yaptırımı olmasına karşın ehliyet sınavında bile kask takmadan sınava girmelerine izin veren bir eğitim sistemimiz varken, nasıl taksınlar? Ülkem boyuna ‘kask kafalı’ yetiştirsin, biz de yırtınıp duralım. Buyurun fotoğraftaki örneğe bakın! Birkaç hafta önce merkezi sistemle Türkiye’nin her yerinde aynı anda yapılan pratik, diğer adı ile direksiyon sınavında, Aydın Nazilli’de çekilen bir fotoğraf bu. Videosu da var. Kimse kask takmıyor sınavda. Çünkü ne sınava katılan, ne de sınavı yapan durumun farkında bile değil. Motosiklet kullanmanın, sadece kukaların arasından geçmekten ibaret olduğunu düşünüyorlar. İşte ülkemde böyle, motosiklette kask takmanın ne denli hayati bir öneme sahip olduğunu bile bilmeden ve öğretmeden ehliyet veriyorlar. Sonra da kask takmadın diye ceza kesiyorlar. Eh be bilader! Adam kask takması gerektiğini bilmiyor ki... Sen daha devlet olarak olayı idrak edememişsin. Bir yanda kasksız sınava giren adama ehliyet veriyorsun, trafiğe salıyorsun; öbür yanda kask takmadı diye ceza uyguluyorsun! Ceza uygulanmasın demek değil elbette bu... Ama sen bir öğret adama, de ki ‘Kask takmalısın’, motor kullanma bilgi ve becerisine vakıf et, sonra senin dediklerini yapmıyorsa cezası neyse uygula. Ama nerdeeeee... Biz söyleriz biz işitiriz ancak. Rica ediyorum arkadaşlar, en azından elimizdeki kıt kaynaklarla da olsa biz kendimize sahip çıkalım, kendimizi bilgilendirip eğitelim.

Çin malı mağdurları artıyor

Her hafta mail kutuma gelen bir dolu, Çin malı motosiklet mağduriyeti hikayelerinden usanmış durumdayım. Yanlış anlamayın, yollamayın demiyorum. Hatta bilakis yollayın. Ama keşke kimsenin başına böyle sıkıntılar gelmese de, ben de böyle mailler almasam. Şikayetler ortak bir noktada birleşiyor. Firmaların olaya ilgisizliği! Yani hikayeler hep aynı başlıyor. Yıllardır motosiklet sevdası ile yanıp tutuşan motosiklet sevdalısı, ekonomik olarak kolay ulaşılabilir olduğu için bütçesine uygun motoru alıyor. Firmalar bu esnada oldukça sıcak ve ilgili. Motosikletine kavuşan sevdalı, özlenen sevgiliye kavuşmanın heyecanı ile sürekli motoruna biniyor. Sonra motorda bir takım sorunlar beliriyor. Bu kısım her hikayede motorun başka bir tarafıyla alakalı sorunlar şeklinde karşımıza çıkıyor. Biri durduk yere stop ediyor. Öbürünün frenlerinde bir abukluk oluyor. Diğerinin göstergeleri çalışmıyor vs... Motor sevdalısı durumu fark ettiği anda garanti çerçevesindeki motorunu yetkili servise götürüyor. İşte hepsinde işin acıklı kısmı burada başlıyor. Kimisini ‘Hallettik’ deyip yolluyorlar, ama sorun çözülmemiş oluyor. Sevdalı defalarca servise gidip geliyor. Kimisi için ‘Bu garanti kapsamında değil’ deniliyor. Kimisinin motoru aylarca parça bekliyor. Kimisinin sorununun sebebi tespit bile edilemiyor. Ve işkence haline gelen süreç başlıyor.

Şimdi... Motosiklette herhangi bir arıza çıkabilir, sıfır aldığınız motorda da sorunlar yaşayabilirsiniz elbette. Yani büyük markalarda bu hiç mi yaşanmıyor? Yaşanıyor. Ancak onlar geç de olsa müşteri memnuniyetini keşfettiler. Malını satarken gösterdiği özeni, hatta fazlasını satış sonrasında da sürdürmeyi öğrendiler. Çin malı motosikletlerin bu kadar şikayet almasının en büyük sebebi, bu motosikletleri ülkemize getiren firmaların bu konudaki cehaletidir. Satış sonrasında sorun yaşayan bu sevdalıların problemleri ile ilgilenmeyen tüm firmaları kınıyorum. Hatta biraz daha ileri gidip, bu durum artarsa motosiklet sevdalıları ve firmaların yaşadıkları bu ilgisizlik sorunlarını, yani bana gelen mağdur hikayelerini marka ve kişi isimleri ile yayınlamayı düşünüyorum.

MotoGP İstanbul Park’ta esecek

Formula 1’den sonra merakla beklediğimiz MotoGP geldi kapıya dayandı. Bu hafta sonu üç gün boyunca (21-22-23 Ekim) İstanbul Park motosiklet istilasına uğrayacak. Biletler Biletix’ten satışa sunuldu. Henüz MotoGP ile tanışmamış olanlar için söyleyeyim, MotoGP sadece motosiklet değil tüm pist yarışları içinde rekabet, heyecan, şov olarak gerçekten çok üst seviyede bir organizasyon. MotoGP de her turda geçişler, kazalar, artistik hareketler ve elbette inanılmaz süratler mevcut. Miskinlik etmeyip soğuk, yağmur dinlemeyip bizzat gidip yerinde görün. Ben ve Fazercan oradayız elbette.

Kenan dünya ikincisi

Bu çocuğu çok severim biliyorsunuz... Fransa’nın Magny Cours pistinde geçtiğimiz hafta koşulan Superstock FIM Dünya Kupası’nın son yarışında Kenan Sofuoğlu, dünya ikincisi oldu. Fransa Magny Cours pistinde gerçekleşen ve 35 pilotun mücadele ettiği son yarışa Sofuoğlu, 6’ncı sırada start aldı ve kısa zamanda Yamaha R1 ile ilk sıralara yerleşti. Yarışın son turuna lider olarak giren Sofuoğlu, son virajda ne yazık ki geçildi ve ikinci olabildi. Yarışta birinci Didier Van Keymeulen olurken, S. Nebel üçüncü oldu. Superstock FIM Dünya Kupası’nın bu son yarışının ardından, genel klasmanda Didier Van Keymeulen birinci, Kenan Sofuoğlu ikinci ve Craig Coxhell üçüncü oldu.

Ben çok severim de aranızda kim bu Kenan diyenler için kısaca anlatayım. Kenan tam bir motor manyağı. Sadece kendi de değil, ailecek motor hastası Sofuoğlugiller. Kenan geçen yıl Avrupa Şampiyonası Superstock kategorisinde üçüncü oldu. Bu yıl da aynı kategoride adı Superstock FIM Dünya Kupası olarak değiştirilen yarışta ikinciliği elde etti. Adapazarı doğumlu Kenan, henüz 22 yaşında ve şekilde görüldüğü üzere ülkemizi dünyada hem de motosiklet gibi henüz ülkemizde bile pek geliştiğini söyleyemeyeceğimiz bir konuda başarıyla temsil ediyor. Demek istediğim kendisi ciddi bir yetenek, son derece de mütevazı. Ben bu çocuğu nasıl sevmeyeyim?..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!