Kasırga, Ülkü Ocakları eski Çayeli Başkanı...

KARADENİZ bölgesindeki bir kentte avukatlık yapan bir okurumuz bize bir not göndermiş.

Haberin Devamı

Okuyalım:

"Adalet Bakanlığı'na 'tarafsız' olduğu gerekçesiyle bu göreve getirilen bakanlık müsteşarı Fahri Kasırga için İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, Danıştay'a dava açtığını belirterek şöyle diyor: "Sayın Kasırga son olarak, Danıştay ve Yargıtay üyeleri seçiminde, rapor alıp HSYK toplantılarını kilitlemiştir. Kurul, 'toplantıları kasıtlı olarak engellediği' için Yargıtay'a suç duyurusunda bulundu. Yargıtay, bakanlıktan soruşturma izni istedi. Fahri Kasırga şimdi hem kendi aleyhindeki soruşturma için izin verecek makamın başına hem de aleyhine suç duyurusunda bulunan HSYK'nın başkanlığına getirilmiştir. Bu Anayasa'ya aykırıdır."

Yargıtay üyelerinin atamaları sırasında Kasırga'nın süreci nasıl kilitlediğini Hürriyet'te

Oya Armutçu'nun haberlerinden okuduk; Erdoğan'ın malvarlığı davasında beraat ettiğinde Yargıtay'a itiraz etmediğini de...

Haberin Devamı

Bu konuda ikinci çıkışı GP İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in yaptı. Şirin haklı olarak 'tarafsız' Adalet Bakanına soruyor:

"Başbakan’ın toplu konut açılışları için yapmak üzere gittiği, ancak AKP mitingine dönüştürülen Erzurum seyahatine siz de katılmışsınız. Bağımsız olması gereken Adalet Bakanı'nın bu seyahatte ne işi vardı? Acaba adli bir açılış filan mı vardı? Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu propaganda ziyaretine neden katıldığınızı ve bu yakınlığın bağımsızlığınızı zedeleyip zedelemediğini, bu sorularıma cevaben kamuoyuyla paylaşmanızı bekliyorum."

Tabii ki bu soru cevaplanmayacak.

Son olarak Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Yarsav) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da, Kasırga'nın 'bağımsız' olmadığını savundu. Eminağaoğlu, Yargıtayve Danıştay'a üye seçiminde HSKY'nın Kasırga hakkında yaptığı suç duyurusuna atıfta bulunarak atamayla Kasırga'nın HSYK'ya başkanlık yapmasının sağlandığına dikkat çekiyor.

ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI

Ama ben bu bölgenin bir hukukçusu aynı zamanda meslekdaşı olarak sık sık hukuk devleti deyimine başvuran hemşehrimiz Başbakan'ın en azından seçim döneminde, hiç olmazsa kendi davalarına bulaşmamış bir yargı mensubunu ya da hemşehrisini Adalet Bakanlığı'na atamamasını beklerdik.

Haberin Devamı

Ne yazık bu hassasiyeti bile gösteremedi.

Daha önce Diyarbakır, Kocaeli ve Ankara'da Cumhuriyet Başsavcısı olarak iyi niyetli çalışmalarını bildiğimiz Fahri Kasırga için size asıl notumu iletiyorum.

Kasırga'nın, 12 Eylül öncesi dönemde Rize'nin Çayeli ilçesinde Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını biliyor musunuz?

Ülkücülerle arasının pek de iyi olmadığı bilinen Erdoğan'ın bir 'ülkücü'yü neden atadığını hayretle karşılıyorum. Bunda bir çelişki yok mu?"

Susuzluğa karşı projeler

BATI bölgelerimiz 'kavrulmaya' başlandı. Ne yazık ki bir çok makam ve kişi bunun hala farkında değil. Artık uyanalım... Susuz kalıyoruz...

Belediye başkanları kuraklık yaşandığını daha yeni farkediyorlar.

İktidar, seçimler öncesinde bu geliyorum diyen 'afeti' kamuoyuna yansıtmak istemiyor.

Bunların global ısınmadan doğduğunu söylemekten bile çekiniyor; 'zorunlu tasarruf yapmalıyız" diyemiyor.

Okurumuz İbrahim Akdağ ilginç önerilerde bulunuyor:

"Doğu ve Güneydoğumuza farklı, diğer bölgelerimize farklı yağış düşüyor; bu araştırılıyor mu?

Doğu'da, taşmasın diye baraj kapakları açıldı ve sular çözümmüş gibi köylerimizi su altında bıraktı. Bu mu mühendislik çözümü?

Barajların altına ilave su toplama havzaları yapılmalı ya da bu taşkın sular başka barajlara pompalanmalı. Buna burun kıvırmayın. Nasıl ki boru hatlarıyla petrol taşınıyorsa ve o teknoloji mevcut ise; bu sistemde pekala uygulanabilir.

Nehirler arasında bağlantı kurulmalıdır.

Atık sular mutlaka arıtılarak tarımda kullanılmalıdır.

Bunlar akla gelebilir ama hemen projelendirilmelidir.

Acil davranalım!"

Biliyor musunuz

- GAZETECİLER Kasım Öngön'in MHP Çanakkale'den; Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı ve araştırmacı-gazeteci Erdoğan Aslıyüce'nin MHP İstanbul 3. bölgeden, Mehmet Yolyapar'ın CHP Çorum'dan milletvekili aday adayı olduklarını...

- KÜTAHYA Hava Er Eğitim Tugayında Destek Grup Komutanlığı yapan Yarbay Süleyman Dönmez'in (eşi AKP'li Kütahya Belediyesi'nde arkeolog olarak çalışıyor), albaylığına bir yıl kala istifa ederek AKP'den aday adaylığını açıkladığını...

GÜNÜN SÖZÜ

"(Bugün, maalesef, üzülerek söylüyorum ama, üniversitelerimizin çoğu tabela üniversiteleridir. 40 tane cerrah olacağına, 2 tane şifa dağıtan cerrah olsun.) Bu sözün sahibi kim biliyor musunuz? 21. dönem DYP milletvekili, şimdiki Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik...) (TBMM'de 15 üniversitenin kurulmasına ilişkin öneri sırasında Yalova Üniversitesi kurulmasına AKP'nin karşı çıkılmasına tepki gösteren CHP Milletvekili Muharrem İnce)

Sayın Arınç dün 16 Mayıstı!..

HATIRLAYINIZ, Meclis Başkanı Bülent Arınç, "Mayısın 16'sında (dün) söyleyeceklerim var" demişti.

Konuyu kamuoyu biliyor.

Haberin Devamı

Merak ediyorum bugun yani 16 Mayıs günü kime ne cevap vermiş, ne demistir?

Görev bilinçi ile sizleri bu soruyu sormaya davet ediyorum.

Avni CAN- FRANSA

Müdür katları dolaşmamış...

"GÖKSU (M. Maraş) EDAŞ Müdürü Halil İbrahim Gök'ün kurumunda türbanlı kadın yok, dışarda ne takarlarlarsa bizim onları takip etmek görevimiz değildir biçimindeki cevabını okudum. Ben yıllardar o binalara işim dolayısı ile girer çıkarım, proje onaylatır veya iş takibi yaparım. İnanın kılık kıyafet serbest. Bayanlar dışarda nasılsa içerde de öyle... Açıklama gönderen müdür, katları ya dolaşmıyor ya da görmek istemiyor. Valilik tarafından veya savcılık tarafından habersiz bir ziyarette odalar dolaşılırsa zaten görünür herşey. Ya da Uğur Dündar bir gizli kameralı eleman göndersin de baktırsın. Kim doğru kim yalan söylüyor belli olur."

Haberin Devamı

Gençler ve kitap...

- GENÇLERİN yarattığı projelere destek sağlayan 'Hayata Artı' Gençlik Programı'nda yeni dönem başvuruları başladı. 2005'de Coca-Cola Türkiye’nin BM Kalkınma Programı ile işbirliği içinde oluşturduğu toplam 1,5 milyon dolarlık program kapsamında şimdiye kadar Türkiye’nin dört bir yanından toplam 22 proje hayata geçirilmişti. Başvurular 15 hazirana kadar yapılabilecek.

(Bilgi: ww.hayataarti.org)

- TÜRKİYE'nin en başarılı kitap kampanyası sayılan ve bu alandaki duyarlılığı artıran, her yıl kendi rekorunu kıran TNT Ekspres Türkiye Kitap Toplama Kampanyası 8. kez başladı. ÇYDD Zeytinburnu şubesi ile sürdürülen kampanya Eylül ayındaki ilköğretim haftasına kadar sürecek. Kampanyada bugüne kadar toplanan 2 milyon kitap ihtiyaçı olan 1235 okula gönderildi. (TNT'nin 444 0 868 numarası arandığında kitaplar ücretsiz olarak alınıyor.)

PANO

- CUMHURİYET gazetesi Yazı İşleri Müdürlerinden Bülent Dikmener adına düzenlenen 28. haber ödülünü kazanan Uğur Dündar (CNN Türk), Aykut Küçükkaya (Cumhuriyet) buna bağlı olarak bu yıl ilk kez verilen 'Turhan Narler Yerel Gazetecilik Ödülü'nü alan Mehmet Celen (Çanakkale Olay) ve Erdal Özcan'a (Çorlu Devrim) ödülleri yarın Çanakkale'de törenle verilecek. Çanakkale OMÜ Troya Kültür Merkezi'nde düzenlenecek ödüllerden ayrı olarak gazetecilerin katılacağı 'Çağdaş Türkiye' başlıklı panel düzenlenecek.

- 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda 100 motosikletle 14.00'de Anıtkabirde'yiz. www.EMOK.org.tr

Fatih'te adları değiştirilen durak ve sokaklar...

Haberin Devamı

MİLLET Caddesi'nin caddesi'den (Şimdiki adı Turgut Özal Bulvarı) tramvay ile Aksaray'a giderken Haseki durağındaki 'Akşemseddin' anonsu ile şakınlığımı üzerimden atamadan Yusufpaşa durağında 'Seyid Nizam' anonsu yapıldı.

Acaba diyorum Millet Caddesi, Haseki ve Yusuf Paşa ne gibi bir suç işledi ki isimleri değiştirildi?

Bundan önce de Fatih Sarıgüzel caddesinin ismini Mehmet Zaid Kotku olarak değiştirilmesine Fatih'liler itiraz etmiş zannederim. Mahkeme karar ile eski adı ile kalmıştı. Bu iktidarın işi 'söz' de değişiklikler midir? 'Öz' girmeye niyetleri yok. Örneğin, vergi dairelerinde de oldu. Vergi Dairesi Müdürlüğü, Vergi İdaresi Başkanlığı oldu.

Bir memura sordum; Vergi Dairesi Müdürlüğünden sonraki değişiklik size ne verdi, aldı, diye... Kocaman bir hiç... Ne işte bir değişiklik ne aşda. Ancak levhacılara iş çıktı. Levhaları değiştirdiler. İlginç cevap değil mi?

Cadde ismleri değişikliğide aynı işi yaptı; levhacılar kazandı.

N.KARAKAYA

SHP projelerini bilen var mıdır?

DÜN Erdal Günel adlı okurumuzun "Bu isimler TBMM'de yer almalı" başlıklı yazıda geçen "Solun birleşmesi sırasında SHP'den uzak durulmalı" görüşüne SHP'liler üzülmüşler. SHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Nuri Şahin milletvekili aday adayları isimlerine yoğunlaştığımız bu günlerde biraz da parti programlarına bakılmalı" diyor.

"SHP'nin ülkenin temel sorunları için öncelikle ağırlık verdiği konular var... 'Eğitim sigortası' diye birşey duydunuz mu? Anaokulundan üniversite bitimine kadar çocuklarımız devletin güvencesi altında olacak. Devletin kendi sigortası olacak. Tarım Projesi, özellikle GAP ile ilgili 11.5 milyar dolarlık ek yatırımla birlikte yaklaşık 4.5 milyon insanın tarımla uğraşması amaçlanıyor. Bu aileleriyle birlikte 13.5 milyon kişi Türkiye'de tarımdan ekmek yiyecek, istihdam yaratılacak demektir. Türkiye'nin iki yakasını bir araya getirecek; alevi-sünni, Kürt-Türk, Doğu-Batının kaynaşmasını içeren toplumsal barış projesi... Ayrıca 'sıfır yoksulluk', 'kırmız et' (istihdam anlamında, kırmızı eti tavuk eti fiyatına yiyebilme imkanı) Özelleştirme konusunda da, kamu mallarının birilerine 'peşkeş' çekilmesine karşı olduğumuzdan yeniden kamulaştırma yapılması gibi projelerimiz var."

BİZ ÜLKEYİ Mİ SATTIK

SHP Adana İl Başkanı Sabahattin Öztaş da tepki göstererek; "SHP Genel Başkan ve yöneticileri ya da partilileri; ülkeyi mi satmışlar, ülkeyi mi bölmüşler, hırsızlıkları mı ayyuka çıkmış, teröristler mi? Neden solda birleşmede SHP hariç tutulsun" diye soruyor.

Cem Yılmaz ne yapıyor?

TT durup dururken zaten pahalı olan şehiriçi telefon görüşmelerine %25 zam yaptıktan sonra Cem Yılmaz'ın reklamları son derece çirkin. Bu gerceğe rağmen Cem Yılmaz'ın milletle "Bu pahalı geliyorsa bağırma metodu kullanın" diyerek alay etmesi kendisine hiç yakışmamaktadır. Kendisine olan sevgimizi para uğruna istismar etmemelidir.

Turgut APAYDIN

KİPTAŞ, Başakşehir'de 'tarikat' yurtları mı yapıyor?

İSTANBUL Belediyesinin şirketi KİPTAŞ, Başakşehir 5.Etap' ta yapmakta olduğu yeni camilerde, artık yurt yapmaya başladı.

Henüz hizmete girmemiş olan 2.500 kişilik büyük caminin bahçesinde öğrenci yurdu yapılıyor. Bu yetmedi iki hafta önce Başakşehir 4. Etap otobüs duraklarının hemen yanında, 5. Etap için yapılan küçük caminin bahçesinede yurt inşaatı başlatıldı. Şu anda temel seviyesinde.

Başakşehir'de yurt gerektirecek hiçbir şey yok. Herkes evine gidip geliyor. Başka şehirlerden öğrenci mi geliyor ki? Başakşehir gözden uzak olduğu için burası tercih edilmiş. Cami havlularında Yurt nedreden çıktı? Bunlar yurt adı altında medreselerdir ve tarikatlara hizmet edeceği çok açıktır.

Belki de iktidarın ellerinden gideceğini anlamış olabilirler. Giderayak yurtlar yapıp gelecekteki iktidarlarına hizmet için gençleri yetiştirme hazırlığında olabilirler. KİPTAŞ Genel Müdürünün bir tarikat ile olan bağlantısını duymayan yok gibi.

En acı olanıda tüm bunların, Başakşehir'in hemen bitişiğindeki Askeri Kışla duvarının hemen ötesinde olabilmesidir.

Laikliğin savunucusu orduya karşı bir inat olduğu ortadadır. Üstelik Başakşehir arsasının daha önce askeri bölgeyken Belediyeye tahsis edildiğide bilinmektedir. Yani ordu bir bakıma arsa tahsisi yaparak irticai örgütlenmelere istemeden de olsa aracı olmuştur.

M.C.

Partilerin çocuk politikası var mı?

ÇOCUK Hakları Sözleşmesine göre çocukların dört temel prensip doğrultusunda haklarının yaşama geçirilmesi önem taşımaktadır. Çocukların geliştirilmesi, korunması, yaşatılması ve katılımı bu temel hakları oluşturmaktadır. Bu haklardan geliştirilmenin eğitimle, yaşatılmanın sağlıkla, korunmanın istismar ve şiddetin önlenmesi ile katılımın da çocuğun demokratik haklarını kullanabileceği ortamın yaratılması ile mümkün olacağı anlaşılmaktadır.

Bu doğrultuda baktığımızda çocuklar için yapılabileceklerin bir çerçeve içerisinde değerlendirilmesi ve mutlaka bir eylem planının hazırlanması gerekmektedir. Çocukla ilgili konularda yapılabileceklerin çok yönlü ve farklı alanları kapsadığı bir gerçektir. Çocuk bir bütün içerisinde değerlendirildiğinde ancak doğru bir yaklaşım yapılabilecektir.

Bunun yapılabilmesinin çeşitli aşamaları bulunmaktadır. Bunların başında, yürürlükte olan yasaların Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin prensipleri doğrultusunda düzenlemesi ve uyum yasalarının çıkarılması gerekmektedir. Her ne kadar Avrupa Birliği’ne geçiş sürecinde bununla ilgili çıkarılan kanunlar bu konuda olumlu bir gidişi sağladıysa da aslında daha yapılması gereken birçok farklı alanın bulunduğunu unutmamak gerekmektedir.

Yasalar öncelikli konumuzdur ancak, yeterli değildir. Yasalar olmadan bir şeyi yapabilmek ve sürdürebilmek mümkün olmamasına karşın bu noktaya ulaşabilmenin de ilk aşaması bu konuya sahip çıkacak toplulukların ve toplumun bizzat kendisinin konuya müdahil olmasıdır. Yani toplumu oluşturan her birey çocuk haklarının yaşama geçirilmesi için bir şeyler yapma konusunda kendini sorumlu hissetmelidir. Bunu yapabilmenin ilk adımının da konuyu bilmek, çocuk hakları dendiğinde nelerden bahsedildiğini bilmek olduğunu söylemeliyiz. Bunu yapmadan bir farkındalık ve buna bağlı duyarlılık oluşturabilmek mümkün değildir.

MECLİSTE 100 ÇOCUK

Demek ki bu konuda yapılabileceklerin başında tam da zamanı olduğundan seçimler sürecinde çocuk haklarından konuşmak ve gündeme gelmesini sağlamak gelmektedir.

Geçtiğimiz dönemde bir proje kapsamında Meclis’te 100 milletvekili ile sokak çocukları, çocuk pornografisi ve istismarı konusunda yüz yüze görüşmeler yaptık. Bu görüşmeler milletvekillerinin konu hakkında bilgilenmelerini sağladığı gibi Meclis’e konuyla ilgili taşınan tasarılarda milletvekillerinin sahiplenici ve eylem yapıcı konuma gelmelerini sağladı.

İlginç bir şekilde siyasetin kötü ve tu-kaka bir şey olduğu duygumuzu belki de şu anda uygulayıcılarından dolayı bir görüş olarak yaşamaktayız. Ama unutmamak gerekiyor ki yapabileceklerimizin yolu da siyasetten geçiyor. O yüzden mutlaka çocuk konusunda olumlu bir şeyler olmasını istiyorsak siyasetin bu konudaki temel araç olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bugünler siyasi partilerin mutlaka bu konulara programlarında yer vermelerini sağlama ve onlara bu konuda her türlü desteği verme zamanıdır.

Siyaseten çocuk konularına, programlarında yer vermeyen ve bu konuya duyarlılık göstermeyen siyasi partilere oy vermemek de ilk yapabileceklerimizden birisidir.

Dr. Oğuz POLAT

Yazarın Tüm Yazıları