Kasetim çıktı, aldınız mı?

Güncelleme Tarihi:

Kasetim çıktı, aldınız mı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

Banu Alkan'ın reklam filminde sorduğu bu meşhur soru, son zamanlarda büyük küçük herkesin diline dolandı. Levent Yüksel de üç senenin sonunda çıkarttığı albümü ‘‘Aşkla’’ için sevenlerine bu soruyu yöneltiyor. Cevap; ‘‘Aşkla’’, müzik listelerinde bir numara.

Levent Yüksel'in son albümü ‘‘Aşkla’’ öyle zannettiğiniz gibi kolay kolay oluşmadı. Elbette ki hiçbir şey kolay oluşmuyor, emek istiyor ama Levent Yüksel'in durumu daha bir ilginç. Çünkü şarkıcı stüdyoya bir girdi, üç yıl sonra çıkabildi ancak! Bugüne dek tüm albümlerini üç ya da altı ay arasında hazırlayan bir şarkıcı için bir hayli tuhaf bir durum ama nedeni hatta nedenleri var. Öncelikle Yüksel, müzisyen, besteci kimliğine bir de prodüktörlüğü eklemiş ve Sezen Aksu'suz bir albüm çıkartmış ortaya. Ama durumu öyle bir anlatıyor ki gülmemek için zor tutuyorum kendimi; ‘‘Okumalarım bitti, deprem oldu. Ardından ikinci deprem geldi. 'Hadi aradan biraz zaman geçsin, depremin stresini atalım' derken altı ay daha geçti. Bu arada müzik şirketimi değiştirdim. Böylece üç yıl geçivermiş! Neyse ki en sonunda muvaffak olduk.’’ Sonuçta en mutlu günlerini yaşıyor Levent Yüksel.

Nereden aklınıza geldi prodüktörlüğe soyunmak?

Kasete gireceğim zaman ‘‘Hadi bir değişiklik olsun’’ dedim. Bugüne dek çıkan albümlerimin prodüktörlüğünü hep Sezen Aksu yapardı. Artık yorumculuktan prodüktörlüğe terfi etmek istedim. Bu fikrimi Sezen Aksu'ya açtım. ‘‘Kaset yapmak istiyorum. Ama seninle değil. Kendi kendime yapacağım. Ayrıca senden de bir, iki parça alırım. Ne dersin?’’ dedim. ‘‘Omuzlarımdan çok büyük bir yük almış olursun Levent. Çok sevinirim’’ dedi.

Sezen Aksu'nun sanki böyle bir şey demenizi beklermiş gibi kabul etmesi şaşırtıcı...

Bu sözle ne demek istediğini daha sonra anladım. Prodüktörlük denilen şey hakikaten bir yükmüş. Stüdyoya girerken; ‘‘Ben bu albümü üç ay içerisinde tamamlarım’’ dedim. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Araya deprem girdi, plakçımla anlaşamadım ayrıldık.

Neden anlaşamadınız?

Bu iş evliliğe benziyor. Birtakım problemleriniz vardır, karşılıklı oturup konuşursunuz ve ayrılırsınız. ‘‘Niye ayrıldınız?’’ diye sorduklarında, ‘‘Şiddetli geçimsizlik’’ dersiniz. Aynı öyle bir durum. Anlaşarak ayrıldık. Anlaşmamızın bir şartı da şuydu; albümde bir tane Tarkan'ın parçası vardı. ‘‘Onu çekeriz’’ dediler. Derhal kabul ettim. Sonra DMC'ye geçtim. Albümümde dokuz parça hazırdı. Ama bir hit lazımdı. Sezen devreye girdi. Bir günde beste yaptı. Ertesi gün sözlerini yazdı. Sonra hızını alamadı. Bir parça, bir parça daha derken ‘‘Artık yeter. Artan parçaları bir dahaki albümde kullanırım’’ dedim. Böyle böyle üç sene doldu.

Tecrübeniz olmamasına rağmen prodüktörlüğe soyunmanız risk değil mi?

Aslında risk değil. Çünkü daha öncesinden üç albüm ve bir single çalışmam vardı. Onlar benim için yeterli bir deneyim oluşturuyordu. Ama tabii bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim.

İlk albümünüz çok başarılıydı. Sanki sonrakiler Med-Cezir'i yakalayamadı. Siz ne dersiniz?

İlk kasette Uzay Heparı'yla çalışmıştım. Bütün parçalar da hit olunca... Şans yani. O şansı bir daha elde edememiş olabilirim. İkinci albümde Onno Tunç faktörü girdi. Faktörü diyorum; çünkü Onno Tunç o kadar iyi bir müzisyendi ki Türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı basçısı ve armoni bilen adamı. Bir takım halinde çalışıyorduk, ben de golü atan adamdım. Fakat müzikal anlamda Onno Tunç albümünü yapmış da, ben de gidip ona vokal yapmışım gibi oldu. O kadar başarılı bir albüm olmasa da, ‘‘Zalim’’, ‘‘Kara Ağaç’’ ses getiren parçalarımdı. Sonra ‘‘Bir Daha’’ furyası çıktı. Single dalında Türkiye rekorunu kırmışım hiç farkında olmadan.

Kendinizi kanıtlamış birisiniz. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz?

İhtiyacım yoktu ama ‘‘Artık ne yapsam satıyor’’ durumuna geçiyorsunuz, ‘‘Ne olacak? Ben söylerim, dinleyiciler alır.’’ Çok pişman oldum tabii. Acayip derecede kötü bir albüm oldu. Son albüm söz konusu olduğunda titredim ve kendime geldim. İlk kasetime benzer bir kaset yapacağım diye çıktım yola.

Ne zaman sizin, Sertab Erener ve Demir Demirkan'la birlikte fotoğraflarınız yayımlansa ‘‘Dünyanın çivisi çıktı’’ başlıkları atılıyor. Bu sizi rahatsız ediyor mu?

Yok canım gülüp geçiyorum. Çünkü komik. Geçenlerde bir gazetede çıkan haberi dinleyin; üçümüz bir şirket kurup, yeni yeteneklere prodüksiyon yapacakmışız. Çok güldüm. Sertab'la ve arkadaşlarıyla bu kadar yazılıp çizilecek kadar birlikte olmuyoruz. Ama bir araya geldiğimizde de gayet medeni bir şekilde yaklaşıyorum. Çünkü bizimki örnek bir birliktelikti. Sertab'la beni çok yakıştırırlardı. Ayrılırken de örnek bir şekilde ayrılmak istedim.

Tekrar evlenmeyi düşüyor musunuz?

Çok mersi. Bir kere denedim, yeter.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Kasetim çıktı aldınız mı?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!