Kargalar yüzünden Kadıköy sakinleri ikiye ayrılmış

Haberi az önce okudum. Kargalar yüzünden Kadıköy sakinleri ikiye ayrılmış.

Haberin Devamı

Karga nüfusunun arttığını, bunun da başta ötücü kuşlar olmak üzere pek çok şeyi olumsuz etkilediğini düşünen bir grupla, karga sevenler karşı karşıya gelmişler.

Tartışmayı, Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'in "Yeter Söz Milletin" köşesine yollanan bir okur mektubu başlattı.

Kadıköylü bir okur, kargaların sayısının fark edilecek düzeyde arttığını, irileştiklerini, çevreye zarar vermeye başladıklarını öne sürüyordu. Okur, yetkililerin önlem almaması durumunda (Önlemle kast edilen herhalde bir karga katliamı) sayıları azalmış olan ötücü kuşların sonunun geleceğini de hatırlatıyordu.

Böyle renkli, böyle enteresan bir görüş, tarihi boyunca problem konusunda sıkıntı yaşamamış olan güzel memleketimizde hemen karşı bir görüş oluşmasını sağladı.

Kendilerini "Şahinler" olarak adlandıran karga karşıtlarıyla, "Güvercinler" adı altında toplanan karga taraftarları karşı karşıya geldiler. Bu arada kargayı sevenlerin, "Kargalar" dururken, niye adlarını "Güvercinler" olarak seçtikleri de merak etmeden geçemiyor insan.

Her neyse efendim, haberde karga karşıtları, bu enteresan ve nedense benim hem ürkerek hem de beğenerek yaklaştığım hayvanın kontrol altına alınması yolundaki isteklerini şu gerekçelere dayandırıyorlar:

  • Karga nüfusu arttı, boyları büyüdü. İnsanlardan korkmuyorlar.

  • Kargalar, sahil yolunda yürüyenler için tehdit teşkil ediyor. Kırıp içini yemek için havadan yere bıraktıkları midyeler çok tehlikeli.

  • Denizanaları nasıl Boğaz'ı istila ettiyse, kargalar da öyle gökyüzünü istila etti.

  • Ağaçlara, meyvelere çok zarar veriyor.

    Anladığımız kadarıyla kargalar şu ana kadar kimseye zarar vermemiş. Ama zarar verebilecekleri öngörülüyor. Benim bildiğim kadarıyla dünya üzerinde sebepsiz yere diğer canlılara saldıran tek tür insandır. Karga, yuvasına yönelik bir hareketiniz olmadığı sürece, insana saldırmaz. Yıllar önce Beylerbeyi'nde otururken, evimin balkonu, muhitin kargaları tarafından ceviz kıracağı olarak kullanılıyordu. Ağaçlardan aldıkları cevizi balkonuma bırakıp, içini yiyorlardı. Zekasıyla bende hayranlık uyandıran kargaları izlemek, benim için keyifti. Bana verdikleri tek zahmet balkonu süpürmek oluyordu ki; o da iki dakikamı bile almıyordu.

    Kargaların İstanbul'un ağaçlarına meyvelerine zarar verdikleri iddiası da biraz boşlukta kalıyor. İstanbul'da kaç tane meyve ağacı kaldı ki zaten?

    Karga yandaşları ise şunları söylüyor:

  • Kargaları öldürürsek sakalar, floryalar geri mi gelecek?
  • Bunca yıl ötücü kuşlarla kargalar birlikte yaşamadı mı?
  • Martılara kafa tutan tek kuş kargadır. Kargalar yok edilirse meydan martılara kalır.
  • Ötücü kuşların yaşama olan ağaçları kesmişiz, yeşili yok etmişiz. Şimdi kabahati kargalara yüklemeyelim. Suçluyu başka yerde arayalım.

    Karga yandaşlarının görüşleri, bence daha tutarlı. Bina konduracağız diye, şehirde mezarlıklar dışında yeşil alan bırakılmadı. Floryalar, sakalar, geri gelmez. Gelse bile nerede yaşayacak o güzelim hayvanlar. Acarkent'te daire tutacak halleri yok. Martıya karşı tehdit unsuru olarak görülmesi biraz yanlış. Kargaların martı yuvalarına dadanmaları yüzünden çıkan kavgalara çok şahit oldum. Önemli bir arıza çıktığını görmedim. Karga, istediğini alamayınca yenilgiyi kabullenen, düzgün karakterli bir kuş.

    * * *

    Latince "corvus", İtalyanca "corvo", İngilizce, "raven" veya "crow", Japonca "karasu", Fransızca "corbeau", Yunanca "koronae", Rusça "BOPOH" (Voran diye okunuyor) olarak bilinen, tarih boyunca pek çok medeniyet tarafından kurnazlığın, bilgeliğin simgesi olarak görülen karga, tanınınca çok sevilebilen bir hayvan. 60 yaşına kadar yaşabilenlerine de rastlanan kargaların bir diğer özelliği de tek eşli olmaları ve eşlerinden ölene kadar ayrılmamaları.

    O yüzden bırakın doğa kendi dengesinde ilerlesin. Manasız bir karga katliamı yapılmasın.

    Memlekette bu kadar problem yaşanırken bir de karga problemimiz olmasın. Şimdilik bu kadar...
Yazarın Tüm Yazıları