Kardeşlik şöleni
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2007 00:00
Ankara Deneme Sahnesi’nin hazırladığı, bin yıllık geleneğin anlatıldığı ’Kardeşlik Töreni- Samah’ isimli gösteri Devlet Tiyatroları Küçük Tiyatro Sahnesi’nde Başkentli sanatseverlerle buluşuyor.
Deneme Sahnesi Başkanı Prof. Dr. Nurhan Karadağ, "1997 yılından beri, Ankara Deneme Sahnesi bu çalışmaya ev sahipliği yapıyor. Bu geleneği yıllarca devam ettirmek istiyoruz" dedi. Oyunun sadece bir dans gösterisinden oluşmadığını vurgulayan Karadağ şöyle konuştu:
"Kardeşlik Töreni-Samah Türkiye’deki Alevi-Bektaşi inancı ve felsefesinden kopuk salt bir dans gösterisi değil. Dinsel inancın yoğunluk kazandığı Ayin-i cem de değildir. Oyuncular, Cem’i inanç anlamında değil, sanat anlamında yaşayarak gösterirken, konuklar ise; Cem’in birer Cemal’i değil, izleyici olarak yer alırlar. Oyunda Ayin-i cem’in hoşgörü, kardeşlik, barış, sevgi, dürüstlük, doğruluk ve özde insan olmanın düşün ve gereklilikleri süzülerek sanatsal perspektifle öne çıkarıldı. Ankara Deneme Sahnesi, bin yıldır sürdürülen Alevi-Bektaşi geleneğine ilişkin bu törenleri, Anadolu’nun hala yaşayan hümanist düşüncesini hem Anadolu insanına yeniden yorumlayarak hem dünya insanının yarınına güzellikleri taşımak adına vazgeçilmez bir görev olarak yorumluyor."
Oyun, 7 Mayıs Pazartesi 19.30 ve 21.00’da iki seansta Ankara izleyicisiyle buluşacak
50 YILLIK TARİH
Deneme Sahnesi ilk olarak, elli yıl önce Ankara Gazi Lisesi’nde bir grup liseli gençten oluşan bir toplulukla yola çıktı. Moliere’in ’Cimri’ (1956) oyununu sergileyen gençler, (Münip Şenyücel, Erol Kardeşeci, Aydın Erdem) Ankara Deneme Sahnesi’nin temellerini attılar. Prof. Dr. Karadağ Deneme sahnesi kültürünü şöyle anlattı:
"Ankara Deneme Sahnesi’nin 50 yıllık tarihinde önde tuttuğu tiyatro anlayışında tiyatro yapmayı benimseyen, işinde profesyonel, tavrında, heyecanında tiyatro sevgisini hep önde tutan bir amatörlük var. Usta çırak ilişkisini kaybetmeden, bilgi ve tecrübesini yeni kuşaklara aktararak ve onunla birlikte yeniden gençleşerek varolmayı seçen bir oluşum. Profesyonelliğini hep daha iyiyi arayarak gösteren, kazanımlarını bencilce kendine saklayarak değil; aksine, yaymaya, aktarmaya, belgelemeye ve geleceğe bırakmaya gayretli kurumsal bir yapımız var. Demokrat, her üyesinin söz söyleme özgürlüğüne sahip olduğu, kendini ve grubu geliştirmek için her kapıyı zorlayan, bireysel doyumu değil, topluca yaratmanın kıvancını duymaya özlem duyan bir örgütlü oluşumuz."
"Kardeşlik Töreni-Samah Türkiye’deki Alevi-Bektaşi inancı ve felsefesinden kopuk salt bir dans gösterisi değil. Dinsel inancın yoğunluk kazandığı Ayin-i cem de değildir. Oyuncular, Cem’i inanç anlamında değil, sanat anlamında yaşayarak gösterirken, konuklar ise; Cem’in birer Cemal’i değil, izleyici olarak yer alırlar. Oyunda Ayin-i cem’in hoşgörü, kardeşlik, barış, sevgi, dürüstlük, doğruluk ve özde insan olmanın düşün ve gereklilikleri süzülerek sanatsal perspektifle öne çıkarıldı. Ankara Deneme Sahnesi, bin yıldır sürdürülen Alevi-Bektaşi geleneğine ilişkin bu törenleri, Anadolu’nun hala yaşayan hümanist düşüncesini hem Anadolu insanına yeniden yorumlayarak hem dünya insanının yarınına güzellikleri taşımak adına vazgeçilmez bir görev olarak yorumluyor."
Oyun, 7 Mayıs Pazartesi 19.30 ve 21.00’da iki seansta Ankara izleyicisiyle buluşacak
50 YILLIK TARİH
Deneme Sahnesi ilk olarak, elli yıl önce Ankara Gazi Lisesi’nde bir grup liseli gençten oluşan bir toplulukla yola çıktı. Moliere’in ’Cimri’ (1956) oyununu sergileyen gençler, (Münip Şenyücel, Erol Kardeşeci, Aydın Erdem) Ankara Deneme Sahnesi’nin temellerini attılar. Prof. Dr. Karadağ Deneme sahnesi kültürünü şöyle anlattı:
"Ankara Deneme Sahnesi’nin 50 yıllık tarihinde önde tuttuğu tiyatro anlayışında tiyatro yapmayı benimseyen, işinde profesyonel, tavrında, heyecanında tiyatro sevgisini hep önde tutan bir amatörlük var. Usta çırak ilişkisini kaybetmeden, bilgi ve tecrübesini yeni kuşaklara aktararak ve onunla birlikte yeniden gençleşerek varolmayı seçen bir oluşum. Profesyonelliğini hep daha iyiyi arayarak gösteren, kazanımlarını bencilce kendine saklayarak değil; aksine, yaymaya, aktarmaya, belgelemeye ve geleceğe bırakmaya gayretli kurumsal bir yapımız var. Demokrat, her üyesinin söz söyleme özgürlüğüne sahip olduğu, kendini ve grubu geliştirmek için her kapıyı zorlayan, bireysel doyumu değil, topluca yaratmanın kıvancını duymaya özlem duyan bir örgütlü oluşumuz."