Kardelen’den de kár etmeseniz ne olur

Turkcell’in Kardelen Projesi saygı duyulacak bir proje. Güneydoğu’dan, Doğu’dan beş bin kızımıza geleceğin kapılarını aralıyor. Sezen Aksu da çıkardığı albümle, bu projeye sanatçılığına çok yaraşan inanılmaz bir destek veriyor.

Turkcell ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin birlikte yürüttükleri Kardelen projesine Sezen Aksu’nun yaptığı bu desteği duymayan kalmadı. Sezen Aksu Turkcell sponsorluğunda il il gezip Kardelen konserleri düzenliyor. Buralarda Kardelen albümünün CD’leri, kasetleri satılıyor (konser başına 600-700 adet albüm satlıyormuş). Sezen Aksu’nun Kardelen şarkıları dilden dolaşıyor. Albüm gelirleri 5000 kızımıza yol, su, elektrik olarak geri dönüyor.

Bu arada Doğan Müzik Company’de Kardelen albümünün dağıtımını üstlenmiş durumda. 150 bin adet albüm Turkcell bayilerine dağıtılmış, 50 bin adet ise müzik marketlere. Turkcell’in önerdiği satış fiyatı 6.5 milyon lira. Şimdi sıkı durun. Bazı müzik marketler, kocaman kocaman hipermarkerler ne yapıyormuş biliyor musunuz. Kardelen’e 10 milyona yakın fiyat koyuyorlarmış. Yuh demek istiyorum. Yuh. Gerçekten yuh. İnsanda biraz sorumluluk duygusu olur. Biraz. Eğer Kardelen’e 10 milyon koyarsanız Kardelen’in satışlarını azaltmaz mısınız? Belki siz az satışla da çok kazanırsınız ama ya 5000 Kardelenimiz? Açgözlülüğün bu kadarı fazla. İndirin Kardelen’in fiyatlarını. Elinizi vicdanınıza koyun. İndirin.

Hürriyet Cuma’nın gücü

Çılgın Türkler’i iki aydır Hürriyet Cuma’da tanıtıyoruz, daha iki ay önceki ilk yazıda ders kitabı olmasını önermiştik. CHP milletvekilleri geçen hafta meclise ‘Çılgın Türkler orta ve ilköğretimde’ ders kitabı olsun diye önerge verdiler. Kitap 50’nci baskıyı zorluyor.

Tan’ın albümünü yorumlarken ‘Yeni bir Tarkan doğuyor’ demiştim. Tan’ın albümündeki ilk şarkı dillerde. Tan yavaş yavaş basamakları çıkıyor. Doğru şarkılarla ikinci albüm gelirse Tan en ‘cool’ popçulardan biri olmaya aday.

Şimdi de diyorum ki ‘Lo Lo Lo’ albümüyle çıkışa geçen Tuğba Özerk’e dikkat. Geçen pazar akşamı Rasim Öztekin’in TRT’deki Gece Dürümcüsü programına birlikte katıldık. Çok sempatik, çok samimi. Öne çıkacak davranışları iyi yönetilirse kesinlikle Türk popunun kendini tekrar ettiği şu günlerde bir umut ışığı olabilir. ‘Lo Lo Lo’ albümü biraz ‘Ne buldunsa koy’ albümü olmuş. Tuğba sesinin her türlü halini şarkılarda denemiş. Bazı şarkılar var ki Tuğba’nın kendi sesine çok iyi gidiyor. Tuğba kendi olmalı, başkalarını asla taklit etmemeli. Bir de ilk günlerde fotoğraflarındaki, klibindeki ‘çıplaklığın’ dozunu iyi ayarlamalı. Çıplaklık çabuk dikkat çeker ama dozu iyi ayarlanmazsa çabuk da tüketir. Aman dikkat...

Bu ne biçim Tatlı Cadı

Tatlı Cadı’ya ne kadar sevinerek gittiğimi anlatamam. Nasıl sevinmem. Televizyonla tanıştığım ilk günlerdeki vazgeçilmez dizim. Beni reklamcılık mesleğinin arka planıyla tanıştıran dizi. Samantha Stephens, Darren, Elenor... Ve de kıskanç komşu Glaydes. Hálá siyah beyaz görüntüleri kafamda. Sıcak, gülümseten görüntüler.

Tatlı Cadı’nın 2005 versiyonu ise bir hayal kırıklığı. Nicole Kidman’ın mükemmel Tatlı Cadı yorumu da filmi kurtarmaya yetmiyor. You’ve Got Mail, Sleeples in Seattle ve When Harry Met Sally gibi romantik komedilerin senaristi Nora Ephron öncelikle senaryoda çuvallamış. Televizyon dizisini sinemaya uyarlamak kolay iş değil. Ephron işin içine romatik aşk falan ekleyeyim demiş ama ortada klasik Tatlı Cadı tadından eser yok. Bazı bölümler sıkıcı. Ephron aynı zamanda yönetmen. Ama yönetmenliğini eleştirmeye gerek yok. Film daha senaryoda çöküyor. Keşke hiç bu filmi çekmeselermiş. Keşke hayallarimdeki Tatlı Cadı ile yaşasaymışım. Filmin sonundan anladığım Tatlı Cadı 2 de çekilecek. Umarım bir kez daha bu kadar kötüsünü çekip Tatlı Cadı anılarımıza ihanet etmezler...

CUMA İTİRAFI

Neden 10; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 39; İl: Bursa

Evliyim. Bir sevgilim var. Onu seviyorum. O da beni seviyor. Çocuklarım var. Bu yüzden, evlenemeyeceğimizi kabul etti. Bu şekilde devam etmeye razı olmasına rağmen, onun hayatına ipotek koymak istemediğim için, kendisine, uygun birini bulmasını tavsiye ediyorum. Benim zorlamam sonucunda ‘Tamam’ dedi; ama bu sefer ben huzursuz oldum. ‘İnternetten olmadık birine takılır’ düşüncesi ile farklı bir hesap yarattım ve başka bir insanmışım gibi kendisiyle yazışmaya başladım. Tüm özelliklerini ve isteklerini bildiğim için etkilemem zor olmadı. Şimdi tanışma aşamasındayız. Tanışma nasıl olacak bilmiyorum. Ayrıca tüm bu olanları en ince detayına kadar bana anlatıyor. Şimdi ben ciddi ciddi kendi yarattığım karekteri kıskanmaya başladım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Umarım sonu iyi olur.

Yorum: İnternette aşk ahlakı diye de birşey olmalı canım. Şimdi düşünsenize bu kızcağızın durumunu. Kimbilir ne hayallar kuruyor.Beyaz atlı prensini bulduğundan emin. Düşler aleminde. Bilse beyaz atlı prensinin sütçü beygirine binmiş bir köle olduğunu. İnternetten aşk arayanlar aman dikkat. Karşınızdaki eski sevgiliniz, karınız, kocanız, patronunuz hatta anneniz, babanız olabilir. Yoğurdu üfleyerek yeyin, yoksa olacaklardan sorumlu değilim.

CUMA LAKIRDISI

Hayatım boyunca görüşlerim değişti, değişiyor, ve değişecek.. Değişim atının terkisine atlamış, uzak ufuklara doğru mutlu mesut yol almaktayım...

(Ahmet Hakan)
Yazarın Tüm Yazıları