Karayalçın: Marta kadar beklerim

‘ATÖLYECİLER’ ya da ‘‘Yeni Oluşumcular’’ olarak bilinen grubun lideri Murat Karayalçın ile tıkanan yeni parti kurma çalışmaları üzerine konuşuyoruz:

İnönü, parti kurma çalışmalarından niye çekildi?

-
Baştan SHP-CHP birleşmesinde ben birleşmenin SHP'de olması gerektiğini düşünüyordum. Ancak 'birleşme CHP'de olacak' deyince İnönü ile ilk ve son defa ters düştük. Sonuçta 'birleşme projeleri'nin tutmadığı görülüyor Türkiye'de...

O zaman niye kalkıştı?

- Sayın İnönü'nün parti kurma gibi bir projesi yoktu; CHP'den ayrıldıktan sonra belki kendisini biz de zorladık. Daha sonra da 'ben yokum' dedi.

CHP dışında çeşitli sol gruplar neden birleşemiyor?

-
Sorun, genel başkanlık ve kurucular kurulu isimlerinin nasıl oluşturulacağıdır... Bunun kanıtı, Erdal Bey'in bu çalışmayı yürütürken hiç kimsenin ilke, program, tüzük konusunda farklı bir ses çıkartmamış olmasıdır. Erdal Bey üzerinde mutabakata varılırken tartışma da olmadı. Çekildikten sonra ise bu tartışmaları gündeme getirmenin de bir gereği yoktur. Çünkü program ve tüzük taslakları herkesçe benimsenmişti. O halde bugün partinin çatısı ile ilgili bir mutabakatın sağlanması sorunu çözer.

MUTABAKAT ARIYORUM

Ertuğrul Özkök, ‘Boş koltuk, hayalet lider’ yazısında, boş koltuğun sadece iki adayı varmış, diyor.

-
Yineliyorum; ben mutabakat arıyorum. Kim olursa olsun ben en sonda da yer alabilirim. Bu konuda tek koşulum var; bu iş (parti kurma) şubat sonuna kadar bitmeli. Çünkü artık içimi sıkıntı basıyor. Mart veya nisana kalırsa, dağılma ve olumsuzluk sürecine girilecektir. Mutabakat olursa tek çatı, tek isim üzerinde anlaşılabilir. Ben bekliyorum hálá...

Prof. Burhan Şenatalar, Derya Sazak ile yaptığı söyleşide 'Acele partileşmeye gerek yok' diyor.

- Pratikte doğru olmasına karşın buna katılmıyorum. Çünkü bizi bekleyen binlerce insan var. 'Butik' dense de partilerin daha sonra 'hipermarket' olacaklarını düşünmek lazım.

CHP'de yeniden birleşme olur mu?

- Sayın İnönü'nün çekilmesinden sonra Sayın Baykal, CHP'ye yeni bir yapı kazandırılması amacıyla çağrı yapabilirdi. Sayın Öymen'in Genel Başkanlığı sırasında 1.5 yıl yeni bir tüzük üzerinde çalışıldı. Ayrıca Sayın İnönü, parti kurma çalışmasını yürütürken son derece de önemli öneriler dile getirdi. Sayın Baykal, üç-beş ay içinde bir bunların tümünün dikkate alınacağı bir tüzük kurultayı yapabilirdi. Böyle yapılmadı; aksine ayrılanlar ağır bir şekilde suçlandı. Şahsen benim şu anda CHP'ye dönmemi gerektiren hiçbir neden yoktur. Çünkü ayrılmamın nedenleri ortadan kalkmadı. Ancak bir bireysel kırgınlık ya da küslük söz konusu değildir.

‘Kupa’ ile söyleşi


Sayın 'Kupa', hoşgeldiniz

-
Hoşbulduk...

Türkiye'ye ilk gelişiniz mi?

- İlk de sayılmaz, bir keresinde mavi yolculuk yaparken Ege kıyılarınızda dolaşmıştım...

Yurdum insanını nasıl buldunuz?

-
İnsanlarınız çok sıcak, inanın sabahın köründe yolları, Taksim Meydanı'nı doldurup, tezahürat yaptılar, TV-TV gezdiler. Bana dokunabilmek için birbirlerini ezdiler. Cumhurbaşkanları gibi korundum. Dünyanın hiçbir yerinde benim gibi bir kupa ile bu kadar ilgilenen ahali görmedim. Göreceğimi de sanmıyorum.

Türkiye denince 'kupanıza' ne geliyor?

-
Boğaz, şiş kebap, rakı...

Türkiye'ye tekrar gelecek misiniz?

- Beni kazanırsanız ebediyen sizin olabilirim, ama şansınız ellide bir görünüyor.

Türk milletine son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

- Yahu sizin bir mizah yazarınız vardı, adı neydi?.. Hah buldum Aziz Nesin... Nerede, hálá yaşıyor ve yazıyor mu? Beni görmeye gelmedi mi?

Gelemez çünkü vefat etti Sayın Kupa, ama yaşasaydı da gelmezdi; çünkü o yüzde 35 içerisindeydi...

Anket yapalım


EZAN, Allah'a yalvarma, yakarma anlamında bir dua değildir. Cemaati namaza davet duyurusu, yani bir çağrıdır.

Cumhuriyetimizn ilk yıllarında büyük önder Atatürk'ümüzün önerileri ile ezanın halkımızın anlayacağı, konuştuğu dilde okunması doğrultusunda, amcam Karagümrüklü Hafız Rıza Sağmen, 'Tanrı uludur' başlıklı Türkçe metnini ve notasını yazmıştır. 1950 yılına kadar minarelerimizde okunmuş, halkımız bu çağrıyı Allah'a erişme ve gönlü saygı dolu duygularla uzun yıllar dinlemiştir.

Ankara'da ezanın halkımızın konuştuğu dilde Türkçe mi yoksa Arapça mı okunması hakkında bir araştırma ve bir anket yapılmasını öneriyorum.

Fikret GÜLERSOY-ANKARA

İptal teşekkürü


ADANA'dan bir grup müteahhitten küçük bir not geldi: Adana Köy Hizmetleri'nin, İl Özel İdaresi tarafından açılan % 5 kırımlı 1 trilyonluk 14 içme suyu ihalesinde birtakım 'tezgáhların' döndüğünü ‘‘Eski tas eski hamam’’ (17.10.2001) başlıklı yazınızla gündeme getirmenizden ötürü size; bu haber üzerine olaya hemen el koyup duyarlı davranan ve müfettiş gönderen Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'a ve müfettişlerin üç aylık incelemesi sonunda hazırladıkları olumsuz rapor üzerine ihaleleri iptal eden Adana Valisi Oğuzhan Köksal'a teşekkür ederiz.

Çilemiz ‘katkı payı’ ile katlandı


DÜZCE'den bir grup ‘‘yöneticizede depremzedeler’’ yazıyor:

Prefabrik konutlarda kalan depremzedelerden ‘‘katkı payı’’ adı altında 30 milyon lira kira alınıyor. Ödeyemeyecek durumda olanlardan ‘‘muhtaçlık belgesi’’ isteniyor. Bir sağlam onurumuz kalmıştı. İşini aşını, evini her şeyini kaybetmiş Düzceli, sessizce, tevekkülle ayakta durma savaşı veriyor. Bu durum iki yılı aşkın süredir değişmedi, düzelmedi. Anlayan kim? Belediye de şehiriçi otobüs biletlerini 500 bin lira yaptı. Düzceli sıkıntı içindeyken bu kadar zam yapılmamalıydı. Düzce'nin dört bir yanına dağılan halk, bir ekmek, bir aspirin almak için dahi otobüse binmek zorunda. Yetmedi mi çilemiz?

Emlak Vergisi kızgınlarından


25 yıl önce Üsküdar, Bağlarbaşı'nda çocuklarımın istikbali için borçlanarak çok zor şartlar altında bir arsa aldım. O tarihlerde değerli değildi. Arsa üzerinde araba yıkayarak, ufak çapta alım-satım yaparak işe başladım. Bu durumda ailemin geçimini iyi kötü sağlayabiliyordum; ta ki 1997'ye kadar... Vergilerini ödeyebilmek için otomobilimi, eşimin bileziklerini satmak zorunda kaldık.

Ödediğim vergiler şudur:

1995 bina vergisi (1 ve 2. taksit) 19.775.000 TL; 1996 19.775.000; 1997 19.775.000; 1998 2.500.000.000; 1999 (deprem vergisi) 2.222.500.324; 1999 3.333.750.162; 2000 (deprem vergisi) 2.222.500.324; 2000 2.232.975.750; 2001 2.902.868.476 TL.

Emlak Vergileri karşısında akıllı bir çözüm bulunamazsa malımızı mülkümüzü belediyelere devretmekten başka çaremiz yoktur.

Ziya AVCI-BAĞLARBAŞI

EMLAK
Vergisi'nden geri adım atılmasın. Pendik Kurtköy'de 13 dönüm arsam var; m2'ye 200 milyon kıymet koymuşlar. Yani arsa 2.6 trilyon; yıllık vergisi 15.6 milyar. 2 trilyonu bağışladım; belediye versin 600 milyar alsın arsayı. Varlık Vergisi zulmü mü isteniyor.

Osman KOLA- KOZYATAĞI

SAYIN Çiller,
Emlak Vergisi'ni ‘Varlık vergisi bu‘ diyerek eleştirmiş. Yalısı, Zekeriyaköy'deki villaları da dahil ne kadar ödeyecek merak ettim. Türkiye'dekilerin mi, yoksa ABD'dekilerin mi vergisi daha çok.

İbrahim KÜÇÜKOĞLU-İSTANBUL


MESAJ


TÜRK Telekom'dan açıklama: Tarık Dursun K.'nın yakınması üzerine inceleme yapılmış ve dilekçesindeki istek üzerine kablo TV aboneliği ve tahakkuk eden ücretler iptal edilerek kendisine bilgi verilmiş, hatalı işlem için de özür dilenmiştir. Bunun dışında yakınma mektubunda bahsedildiği şekilde kablo TV borçlarını ödemediği takdirde abonenin diğer haberleşme araçlarının görüşmeye kapatılması gibi bir durum söz konusu değildir. Böyle bir uygulamamız bulunmamaktadır. Ancak kendisi böyle bir ihbarname aldığında ısrar etmektedir. Yakınma sahibi şu an İstanbul'da bulunduğu ve evrakın da İzmir'de olduğunu belirttiği için konu bilahare kendisi İzmir'e geldiğinde çözüme çözüme kavuşturulacaktır.

FOTOĞRAF sanatçısı Orhan Durgut'un Anadolu arkeolojisinden oluşan 140 fotoğraflık dia gösterisini görmek ister misiniz? (odurgut@hotmail.com)

ANKARA'dan Fikret Gülersoy: Ezan'ın halkımızın konuştuğu dilde Türkçe mi yoksa Arapça mı okunması hakkında bir araştırma ve anket yapılmasını öneriyorum.

ÜSKÜDAR'dan Ayşe Türkeli: Evimizde biri İnternet'e bağlı iki telefonun son iki aydaki dökümlü faturalarında 0 822 2311 5001 numaralar dikkatimi çekiyor. Son faturamda bu numara 7 kere yazılmış, her birinin karşısında sadece 48.100 TL dikkat çekiyor. Telekom'a soruyorum; bu bir hata mı yoksa Telekom haksız kazanç elde etme peşinde mi?

TAKSİM'den İbrahim Yılmaz: Sayın Gürtuna; hükümet 65'lilere darbe vurdu. Siz kızmayın, mütevazi emekli maaşlarımızdan bir miktar katkıda bulunalım ama bu İETT'nin verdiği hakkı tümden elimizden almayın.
Yazarın Tüm Yazıları