Karademir: Çiftçiye, orman köylüsüne ve ülke ekonomisine darbe indiriliyor

Güncelleme Tarihi:

Karademir: Çiftçiye, orman köylüsüne ve ülke ekonomisine darbe indiriliyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2018 13:13

Karademir: Çiftçiye, orman köylüsüne ve ülke ekonomisine darbe indiriliyor

Haberin Devamı

Veysel DOGUÇ/ADANA, (DHA) - ZİRAAT Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Semih Karademir, yeni torba tasarıyla ormanların, tarım arazilerinin ve suların özelleştirilmesinin önünün açıldığını savundu.
Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şubesi, Tarım Orkam-Sen, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu ve Türkiye Ziraatçılar Derneği adına ortak açıklama yapan Semih Karademir, "Asıl hedefi yalnız ülkemizin şeker gereksinimini karşılamak değil, tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırmak olan şeker fabrikalarının özelleştirilmek istenmesi, toplumun her kesiminde haklı tepkilere ve endişelere yol açmaktadır" dedi.
Şeker pancarının ülke tarımının gelişmesinin, modern tarım tekniklerinin uygulanmasının, tarım sanayinin ve kırsal kalkınmanın temel direği olduğunu belirten Karademir şöyle konuştu:
"Fabrikaların satılması salt ekonomik bir yaklaşımla değerlendirilmemelidir. Aynı zamanda sanayileşme ile kalkınma düşüncesinin terk edilmesi de söz konusudur. Neo liberal politikalara geçiş uğruna terk edilen bu anlayış yerliliktir, milliliktir, bağımsızlıktır. 24 Ocak kararlarının uygulanması için kurgulanmış 12 Eylül Darbesi sonrası planlamadan vazgeçilmiş, tarımda desteklemeler kaldırılmış ve küresel sermaye dayatmaları sonucu özelleştirme adı altında ülke yağma ve talana açılmıştır. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi aynı zamanda, pancar şekeri ile nişasta bazlı şeker arasındaki tercihi gösteren bir politikanın yansımasıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığımıza olan zararları yapılan her yeni bilimsel çalışmayla artarak ortaya çıkmaktadır. Nişasta bazlı şekerin üretimine ve ithalatına ilişkin etkin kontroller söz konusu değilken, bir anlam ifade etmeyecek kota azaltmalarının, kamuoyunu yatıştırmaya yönelik göstermelik bir hamle olması dışında bir anlamı bulunmamaktadır."
SULARIMIZA VE TOPRAKLARIMIZA YÖNELİK YENİ TEHDİTLER
Genel Kurula sunulan yeni torba tasarıda sularımıza, arazilerimize ve ormanlarımıza yönelik yeni tehditlerin ortaya çıktığına dikkat çeken Karademir şöyle devam etti:
"Torba tasarıyla bir veya birden çok havzadaki su varlıklarının gerçek ve tüzel kişilere su kullanım izni verilerek tahsis edilmesi yoluyla özelleştirilmesinin önü açılmak istenmektedir. Daha önce mikro HES uygulamaları ile doğanın kılcal damarları olan derelerimizin, çaylarımızın su kullanım hakları özel sektöre verilmiş, kadimden beri kırsaldaki insanımızın tasarrufunda olan sular, yöre halkından ve ekosistemdeki canlılardan kaçırılmıştı. Torba tasarıyla canlıların en temel hakkı olan suyun metalaştırılması yönünde yeni bir adım daha atılmaktadır. Yani Tasarı açık bir biçimde, 'gökten yağan yağmurun birikmesi, düşen karın erimesiyle oluşan suları, şirketler çiftçiye para karşılığı satacak' diyor. Halkın ortak varlığı olan su varlıklarımız sermayeye peşkeş çekilemez. Suyun metalaştırılıp, çiftçiye fahiş fiyatla sulama suyu satılması tarıma  ve üretime vurulmuş  büyük bir darbedir."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!