Karaçi’yi okula veriyoruz

Evin hanımı iş gezisinde. Ev, kedi-köpek ve köşe bana, evin erkeğine kaldı. Efe de hâlâ Büyükada’da tatilde olduğundan bu aralar yatakta beş değil, üç kişiyiz yani. Ben ve iki kedi.

Muşka’nın ustalarla münasebaetini okumuştunuz. Aylardır yapmam gereken ufak tefek tamiratı evin hanımı yokken yapmaya karar verince, bizim koca kıçlının nasıl komple bir usta olmaya karar verdiğini görmüş oldum.
Bir kere elektrik işlerine meraklı, bunu görmüştük. Tuvalet rezervuarını değiştirmek için gelen tesisatçıların başında durup akıl öğretmesinden, yakında patilerinin bu konuya da yatkın hale geleceğini anladım. Ama en güzeli, salondaki ahşap masayı cilalarken beni izlemesiydi. Masanın üzerine kurulup tenis maçı izler gibi fırçanın ileri geri gidişini seyretti. Onun oturduğu yere ulaştığımda da lütfen çekilip işimi yapmama izin verdi. Cila kokusundan rahatsız olmaması -kutuyu burnuna tuttum kaçsın diye- dirençli bir boyacı olacağının işareti bence...
Cilalamayı atladığım noktalarda gezerek bana işimi de öğretti, sağ olsun. Reha Muhtar’lı haber bültenlerinin sona ermesi ne talihsizlik. Yakında boya yapıp conta değiştiren bir kedimiz olacak ama televizyona çıkamayacak...
Muşka’yı bir yere çırak vereceğimiz böylece belli oldu. Karaçi ise anlaşıldı, okuyup adam olacak. Son birkaç gündür Karaçi bilgisayarıma ve bana musallat oldu. Klavyenin üzerinde gezinmeler, tuşların üzerine oturup uzun uzun monitörü seyretmeler, not aldığım kağıdın üzerinde yayılmalar... Bunların yarısının, notebook fanından gelen sıcak havadan faydalanma gayreti olduğunun farkındayım. Ama bir yandan da kendini sevdirmek için o kadar ısrar ediyor ki, çalıştırmıyor. Hayatta yapmadığı şeyler... Bir ara, eve başka bir kara kedi mi girdi şüphesiyle lekelerinden kimlik kontrolü bile yaptım. Sonunda nasihat etmek, yere indirmek filan da işe yaramayınca çalışma odasının önüne koydum sırnaşığı.
Sonra da kapının ardından, mauvv... Git, Muşka’nın alet çantasıyla oyna.
Yazarın Tüm Yazıları