Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Kar gitti koah koah geldi!

"Öhö öhö!" Bu, varlığımı belli etmek, birine takılmak amacıyla öksürür gibi yaparak çıkardığım bir ses değil.

Bunu KOAH’a, yani "Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı" üzerine dikkat çekmek için yazdım. Çünkü bir günde 24 bin kez nefes alan bir insan yaklaşık 24 bin litre hava solur. Bu nedenle, nefes alabilmek ve nefesle beraber aldığımız havanın kalitesi bizim için bir sağlık ve dolayısı ile ölüm-kalım meselesidir.

Soğuk kış günlerinde arada bir kar ya da yağmur yağar. Yağışlar gidince yerini alan yüksek basınç merkezleri ise geceleri ayaz, sabahları sis, gündüzleri ise kuru ve puslu bir havaya neden olur. Bu tür günlerde yukarı seviyedeki hava, yerin hemen üzerindeki havadan daha sıcak olur. Yani, yerden itibaren düşen hava sıcaklıkları belirli bir yerden itibaren yükselmeye başlar. İşte enversiyon (Enver Ziya değil!) denilen bu tabaka, bir tencere kabağı gibi kirleticilerin daha yukarı seviyelere yükselerek dağılmasını engeller. Sonuçta sabah ya da akşam ufka doğru gökyüzüne bakınca siyah bir bölge görürsünüz.

Sanayi, endüstri ve binaların ısınmasında kullanılan kömür, fuel oil, doğal gaz gibi fosil yakıtlarla havaya her gün büyük miktarlarda kirletici atılır ve bu miktarlar kışın günden güne pek değişmez. Fakat alçak basınç merkezleriyle beraber yağışlı ve rüzgárlı havalarda kirleticiler hava ile karışıp daha fazla dağıldığı için havadaki yoğunlukları azalır. Yüksek basınç merkezleri ise kirleticilerin havada dağılıp karışmasını engelleyerek yoğun hava kirliliğiyle beraber solunum yolu hastalıklarının alevlenmesine neden olur. İşte hava kirliliğinin bir varmış, bir yokmuş şeklinde görülmesinin nedeni bu meteorolojik şartlardır.

LONDRA’DA 12 BİN KİŞİ ÖLMÜŞTÜ

Bu durumda, canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerindeki miktar ve yoğunluğa ulaşarak hava kirliliği oluşur. Kirli havayla vücuda girebilen yabancı bir madde antijen olarak adlandırılır ve bağışıklık reaksiyonuna yol açar. Böylece kirli hava, solunum yolu hastalıklarının artmasına sebep olur. Örneğin, kurşunun kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engellediği, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz yönde etkilediği, karbonmonoksit’in ise, kandaki hemoglobin ile birleşerek oksijen taşınmasını aksattığı bilinmekte. Bununla birlikte kükürtdioksit’in, üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri var. Özellikle duman, akciğerden alveollere kadar girerek olumsuz etki yapmakta.

Soğuk bir kış günü olan 5 Aralık 1952’de Londra’da hakim olan yüksek basınç merkezinden dolayı yakılan kömürün tüm dumanı ve kükürt partikülleri sis ile birleşerek ölümcül bir hal almıştı. Sonuç olarak klasik hava kirliliği olarak kabul edilen Büyük Londra Smog’unda bir kaç günde 12 bin kişi hayatını kaybetmişti. Los Angeles’ta ise smog, fotokimyasallar, ozon, kuru ve güneşli havalarda kendini modern hava kirliliği olarak göstermiştir. Bu tür smog, trafik kazalarından da daha fazla insan öldürüyor!

KOAH SİNSİDİR, DİKKAT

Sonuç olarak solunum, ister modern, ister klasik olsun ev dışı hava kirliliğini akciğerlere taşır. KOAH, hava kirliliği olan büyük şehirlerde daha çok görülen bir hastalık. Kükürt dioksit ve havadaki küçük taneciklerin neden olduğu kirlilik de çok tehlikeli. KOAH, sinsi bir akciğer hastalığı. Akciğer fonksiyonlarının yüzde 50’si kaybolmadan hastalık belirti vermezmiş. Çoğu kişi ileri derecede nefes darlığı gelişmeden doktora gitmez; nefes alıp vermedeki hafif zorlanmaları veya hırıltı ve öksürüğü yıllarca ihmal eder.

Ülkemizde maalesef smog uyarı sistemi, uygulaması ve bilinci yok. Büyük şehirlerimizde doğal gazın yerini az da olsa kömürün almasıyla hava kirliliği ve KOAH riski de arttı. Sonuçta vatandaş olarak kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız. Bunun için, hava kirliliği yoğun günlerde gereksiz fizik aktiviteden kaçınmalı, dışarı çıkmamalı, pencereleri kapalı tutmalı, ev seçiminde işlek caddeleri tercih etmemeliyiz... Burundaki kaşıntıyı gidermek için elin ayasıyla burnun yukarıya doğru sürtünmesi "alerjik selam" denilen bir görüntüye neden olur. Alerjik biri olarak sizi bu selamla selamlıyorum!
Yazarın Tüm Yazıları