Kapılar ardında bir itiraf

GEÇEN hafta Vatan Gazetesi’nde yayınlanan bir haber dikkatimi çekmişti.

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin MKYK toplantısında 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesinin Türkiye’nin çok aleyhine olduğunu söylemiş.

Yanlış hatırlamıyorsam, AKP kanadından gelen ilk yüksek düzeyli itiraf buydu.

Ben de Başbakan gibi düşünüyorum.

Ama bu konuda asıl kararı, tarihin vereceğini düşünüyorum.

Bunun aksini savunanlara şimdilik şunu hatırlatmakla yetineceğim.

O günlerde bize gösterilen en korkutucu itham şuydu:

Oradan gelen ilk Mehmetçik tabutundan sonra ne diyeceksiniz?

Rakamlar önümüzde.

Türkiye bu savaşta neredeyse İngiltere’den daha çok insan kaybetti.

Tarih, ikinci Irak savaşıyla ilgili yargısını henüz vermedi.

Ama birincisinin önümüze koyduğu bazı gerçekler var.

O dönemde rahmetli Özal’ı, Kuzey Irak’ta Çekiç Güç’ün bulunmasına izin verdiği için, PKK’yı palazlandırmakla suçlamışlardı.

Türkiye ikinci Irak savaşına müdahil olmadı.

Sonuç?

Dağda yendiğimiz PKK hortladı.

Demek ki bu suçlamaların temeli yokmuş.

* * *

Cemil Çiçek dün Bakanlar Kurulu’nun Lübnan’a asker gönderme kararını açıklarken işte bunları düşünüyordum.

Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermesi tartışması yeniden alevlenecek.

Cepheler yine aynı.

Türkiye’nin Lübnan’daki barış gücüne asker vermesi gerektiğini yazan ilk iki gazeteci Cengiz Çandar ve bendim.

Bu görüşümde ısrarlıyım.

Türkiye, Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesine bir yerden müdahil olmalıdır.

Yoksa bu bölgede hiç söz sahibi olamayacağız.

Bu, PKK konusunda da gücümüzü azaltacak.

Ben yine çok iddialı değilim.

Sadece görüşlerimi yazıyorum.

Sonuçta kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi verecek.

Şimdi herkesin tavrının ne olacağını merak ediyorum.

Mesela CHP’liler, Genel Kurul Salonu’na yine yakalarında barış gülleriyle mi girecekler?

AKP’nin "barışsever" Meclis Başkanı, yine aynı iç tüzük imkánlarını kullanacak mı?

Yoksa bu defa işin ucunda "Müslüman kardeşlerimiz var" deyip asker göndermeyi mi destekleyecek?

Son olaylarda İsrail yanlısı politika izleyen PKK yandaşları ne yapacak?

Kuzey Irak Kürtleri, İsrail’e en küçük bir eleştiri yöneltmezken, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt vatandaşları yine aynı oyuna mı gelecek?

* * *

Benim bu olayda Türkiye’den beklediğim tek şey var.

Geçen seferki gibi ikili oynamamak.

Meclis’in açık ve dürüst bir tartışma yapıp kararını vermesini sağlamak.

Bu defa durum biraz farklı görünüyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül aynı çizgide birleşmiş görünüyor.

Bülent Arınç şimdilik Irak savaşındaki keskin demeçleri vermiyor.

Buna karşılık Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, geçen seferki tutumunu aynen devam ettiriyor.

Elbette Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri sadece kendini bağlar.

Yani benim yazdığım bu yazıdan farkı yoktur.

Çünkü neticede asker gönderme kararını Türkiye Büyük Millet Meclisi verecek.

Birincisinde olduğu gibi, bunda da alınan karara herkes saygı gösterecek.

* * *

Son günlerde kulağıma şöyle dedikodular geliyor:

AKP’ye muhalif partiler, Anadolu’da şöyle belden aşağı bir kampanya yürütüyormuş.

Güya Türk ordusu, İsrail’i korumak için oraya gidiyormuş.

Siyaseti böyle ilkesiz bir seviyeye indirmek, kimseye yarar sağlamaz.

Benim diyeceğim şu:

AKP, cesur davranmalı. Muhalefetin bu dedikoducu siyasetine teslim olmamalı.

Farklı ve büyük siyasetçi olmak için fırsat arıyorsanız, işte fırsat...
Yazarın Tüm Yazıları