GeriSeyahat Kapadokya’ya gittiğinizde Kırşehir’e uğramadan dönmeyin
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Kapadokya’ya gittiğinizde Kırşehir’e uğramadan dönmeyin

Kapadokya’ya gittiğinizde Kırşehir’e uğramadan dönmeyin

Hitit’ten Osmanlı’ya pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kırşehir, Anadolu’nun ekonomik hayatında önemli merkezlerden biriydi.

Türk dilinin öncüsü Aşıkpaşa, Gökbilim Medresesi’nin kurucusu Cacabey, Ahiliğin kurucusu Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli gibi pek çok önemli kişi yetiştirdi. Arzu Kılıçözü “Ekimde beş günlük bir gezi planlamıştık. Uzun olabileceğini, sıkılacağımızı düşünürken, bu süre yetmedi” diyor.

Kılıçözü zemzem akar / Bahçeler gül kokar / Kırşehir’den başkasına / Aklı olan nasıl bakar...
Kadim dostum Ayfer Yavi ile ne zamandır planladığımız Kırşehir gezisini en sonunda gerçekleştirdik. Zamanlamamız çok da iyi oldu, Ahilik Kültürü haftasına denk geldik; üstelik hava da mükemmeldi. Beş gece kalalım, her yeri gezelim, dedim. Arkadaşım kararsızdı. “Ya sıkılırsak, beş gün orada ne yapacağız” dedi. Geçmişte uğramıştım ve beş günün az geleceğini kestirebiliyordum. Gezi sonunda baktık ki, beş gün yetmiyor, göremediğimiz yerler oldu.

Kırşehir, Kapadokya bölgesinde. Ulaşımı çok kolay. Fakat turizmde hak ettiği ilgiyi görememiş. Yine de Japonlar, Kapadokya’ya geldiklerinde Kırşehir’e uğramadan geçmiyor. Nedenini daha sonra anlatacağım.

“Ozanlar Diyarı Şirin Kırşehir” diye anılan şehir, Aşık Musa, Dadaloğlu, Aşık Said, Aşık Seyfullah, Aşık Hasan, Muharrem Ertaş, Şemsi Yastıman ve Neşet Ertaş gibi birçok ünlü halk ozanımızı yetiştirmiş. Şirin mi? Evet. 220 bin nüfuslu kent temiz, yolları düzgün, halkı cana yakın. İki kadın çok rahat gece gündüz her yeri dolaştık, hiç bir sorunla karşılaşmadık.

Fast food yok, çay bahçelerinde pop değil türkü çalıyor, sayısı azalsa da hâlâ bağ evinde kendi meyve sebzesini yetiştiren, kışlık pekmezini yapan, bamya dizip kurutan birçok aile var. Ahi Evran Üniversitesi, şehirde büyük bir öğrenci nüfusu oluşmuş, hareketlendirmiş. Valilik tarihi, turistik yerlerle ilgili çok güzel broşür ve kitaplar yayımlamış. Diğer şehirlerde tek broşür bulmakta zorlanırken, Kırşehir’den kitapları eve kargoyla gönderdim.

Şehre yolunuz düştüğünde, vaktiniz sınırlıysa Ahi Evran Camii, Arkeoloji Müzesi, Cacabey Medresesi, Kapucu Camii, Çarşı Camii, Aşık Paşa Türbesi ve termal tesislerini mutlaka görün, Uzun Çarşı’yı gezin, kaleye çıkın. Hepsi merkezde ve birbirine yakın. Kalenin manzarası güzel.

AHİ EVRAN’A ERMEDEN SEVDİM DEME KIRŞEHİR’İ

“Elini, sofranı, kapını açık tut, dilini, gözünü ve belini bağlı tut.” Bu söz, Anadolu’yu gezdikten sonra Kırşehir’e yerleşen, burada ölen Ahi Evran-ı Veli’ye (1171-1261) ait. Kurduğu Ahilik, iş ahlakını savunan, sermaye ve işçinin alın terini koruyan, akıl, ahlak, bilim ve çalışma prensipleri üzerine kurulan, günümüzün kooperatifçilik, sendikacılık, sosyal güvenlik, kalite ve fiyat kontrol sistemine benzer yönleri olan bir teşkilat. Ahi Evran-ı Veli’nin türbesinin bulunduğu zaviye, il merkezindeki Ahi Evran Mahallesi’nde.

İLK RASATHANE: CACABEY

Her yıl ekimin ikinci haftasında Ahilik haftası kutlanıyor. Seyahatimiz bu haftaya denk gelince çeşitli el sanatları, halk dansları, saz konserleri, yöresel yemek tanıtımlarını bir arada görme şansını yakaladık. Kazanlarla yapılan ve halka dağıtılan Ahi pilavının tadı damağımızda kaldı.

Cacabey Medresesi, 1272’de dönemin Valisi Nurettin Cibril bin Cacabey tarafından fen ve astronomi eğitimi için kurulmuş. Gezegenleri simgeleyen, duvara gömülmüş sütunları (sütunce), rasat kuyusu, aydınlık feneri ve gözlem kulesiyle sıradışı bir mimariye sahip. Dış cephenin köşe sütunları roketin fırlama halini andırıyor. Ayrıca, dış cephedeki daire şeklindeki dört kabartmanın ekvator çizgisini, eksen eğikliğini, Güneş ve Ay’ı temsil ettiğine inanılıyor. Bugün cami olarak kullanılan yapı, Cacabey’in türbesi ve aynı adı taşıyan meydanla bir bütün teşkil ediyor.

İLK ÖZ TÜRKÇE MESNEVİYİ AŞIK PAŞA YAZMIŞTI

Aşık Paşa, 12’nci yüzyıl sonu, 13’ncü yüzyıl başında Kırşehir’de yaşamış bir mutasavvıf. Arapça, Farsça, İbranice ve Ermenice’yi iyi derecede bilirmiş. Buna karşın eserlerini katıksız öz Türkçe ile yazmış. Anadolu’da Arap, Fars dillerine duyulan hayranlığı kınamış. Bizlere 12 bin beyitlik görkemli eseri Garibnâme’yi bırakmış. Bugün, şehir merkezinden 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde, şehre hakim bir tepedeki türbesinde yaşıyor anısı. Türbenin 10 dilimli istiridye kabuğu şeklindeki taç kapısı ve etrafındaki süslemeler Anadolu Selçuklu süsleme sanatının yegane örneklerinden.

KESİKKÖPRÜ KERVANSARAYI

Kırşehir’in 20 kilometre güneyinde Kızılırmak üzerindeki Kesikköprü, Anadolu Selçuklu köprülerinin en ünlüsü. 1251’de yapılmış. 13 kemerli, 220 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde. Yakınındaki Kesikköprü Kervansarayı’na uğradık. 1268’de Cacabey’in yaptırdığı yapı restorasyondaydı. Dışardan fotoğraf çekmekle yetindik. Misafirperver köy muhtarı Şahin Koç bizi gezdirip bilgi verdi, hem de evinde güzel bir yorgunluk çayı ikram etti.

TERMAL TURİZMİ

Kırşehir termal kaynaklar bakımından çok zengin. Bu kaynaklar termal turizmin yanı sıra konut ısıtması ve seracılıkta kullanılıyor. Kaplıca tesisi olarak üç yıldızlı Terme Oteli, Temur Termal Oteli ve Ahi Evran Üniversitesi’ne bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi bulunuyor. Ayrıca şehir merkezinden 2,5 kilometre uzaklıkta inşaatı devam eden beş yıldızlı Termal Köy’ün bu yıl hizmete girmesi planlanmakta. Kırşehir’in yakında termal turizmde diğer merkezlere rakip olması bekleniyor.

JAPONYA DIŞINDAKİ EN BÜYÜK JAPON BAHÇESİ BU KÖYDE

Kaç kişi Kırşehir’de muhteşem bir Japon bahçesi olduğunu bilir? Anadolu’nun ortasında bir cennet hayal olabilir mi? Bu bahçe, Kırşehir’den yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Kaman İlçesi’nin Çağırhan köyünde. 1993’te, Prens Takahito Mikasa’nın Kalehöyük kazılarını başlatması anısına, Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi’nce kurulmuş. Japonya dışındaki en büyük botanik bahçesi. İnanması zor ama 14 bin bodur bitki, üç bine yakın ağaç var, her cinsin Latince ve Türkçe isimleri yazılı. Belirli gün ve saatlerde şelaleler açılıyor, suni göletler yapılmış, yemyeşil, tertemiz, huzur verici, cennet gibi bir yer. Hayran kaldık, baharda tekrar gitmeye karar verdik.

Japonların yürüttüğü Kalehöyük kazılarından çıkan eserler bahçedeki höyük görünümlü modern müzede sergilenecek. Yapı bu yılın ikinci yarısında açılacak. Şimdilik müzede sadece Kalehöyük’ün katlarını, kazılan alanları gösteren çok ilginç bir maket var. Müzenin yanında muazzam bir Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü yer alıyor.

YAPMADAN DÖNMEYİN

-Ünlü “Kırşehir taşı”ından (oniks) hediyelik eşya alın.

-Halı-kilim dokumacılığı yok olmuş. Ancak halı yastıklar üretiliyor. Mutlaka alın, yakında bu sanat da yok olabilir.

-Ağalar, Hacıbey, ve Bekir Efendiler konaklarını gezin.

-Kaman, cevizin anavatanıdır. Mutlaka buradan ceviz alın.

-Kırşehir ve Aksaray arasındaki Ulupınar kasabasında, Ziyaret Tepe’deki Yunus Emre Anıt mezarını ziyaret edin.

-“Orta Anadolu’nun Denizi” olarak bilinen Hirfanlı Baraj Gölü’nü görün, etrafındaki restoranlarda balık yiyin.

-Mucur, Kepez ve Dulkadirli yeraltı şehirlerini gezin.

KUŞ CENNETİ CAN ÇEKİŞİYOR

Seyfe Gölü, kuşların önemli göç yollarından birinde. Bir zamanlar flamingoların üreme alanıydı, 187 kuş türü barınıyordu. Şimdi göl çan çekişiyor. Tabiatı Koruma Alanı, birinci derece Doğal Sit Alanı ve Ramsar Alanı ilan edilmesine, Türkiye’de bu üç niteliği birden taşıyan tek göl olması da durumu değiştirmiyor. 2006’da tamamen kurumuştu. Bu sene biraz su tuttu. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğrencileri soruna dikkat çekmek için “Seyfe Kurak Alanı Göl Oluyor” kampanyasını yürütüyor. Dilerim göl kurtulur, kuşlar geri gelir.

False