"Kanserde kişiye özel beslenme tedavi sürecine destek oluyor"

Güncelleme Tarihi:

Kanserde kişiye özel beslenme tedavi sürecine destek oluyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2018 14:30

"Kanserde kişiye özel beslenme tedavi sürecine destek oluyor"

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA) Medicana Bahçelievler Hastanesi beslenme ve diyet uzmanı Fatmagül Öztürk kanser tedavisi sonrasında beslenmenin çok önemli olduğunu açıkladı.

İdeal kiloda olmanın ve bu kilonun korunmasının çok önemli olduğunu belirten Öztürk, kanser tedavisinde beslenme ile ilgili olarak şunları söyledi: "Günümüzde kanser hastalarının birçoğunda beslenme yetersizlikleri görülmekte. Bu durum  tedavi sürecinde kullanılan ilaçların, alınan kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinin yan etkileri olarak ya da tümörün oluşturduğu mekanizma yüzünden yaşanan iştah kaybının sonucu olarak karşımıza çıkar. Beslenmenin iyi olmaması sadece kanser değil tüm hastalıkların tedavi sürecinin uzamasına ya da tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olur."

VÜCUT DİRENCİNİN DÜŞMEMESİ İÇİN BESLENME PLANI ÖNEMLİ

Kemoterapi ve Radyoterapi tedavisi sırasında bulantı, kusma, ishal, kabızlık, gaz, şişkinlik, kansızlık, tat alma duyusunda bozulma gibi yan etkilerin ortaya çıktığını söyleyen Öztürk, beslenmenin etkisi ile ilgili ipuçları verdi ve şunları söyledi: "Hastanın yutma güçlüğü varsa yutmayı kolaylaştırıcı ürünler, kilo kayıp düzeyi hastada son 3 ayda yüzde 10 ve üzerinde ise özel gıda takviyeleri ile desteklemek gerekiyor. Ağız içinde yara oluştu ise domates çorbası, domatesli gıdalar, salça ve salçalı gıdaların tüketilmemesi, yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin çok sıcak ya da çok soğuk olmaması, turşu, aşırı tuz, kolalı ve gazlı içeceklerin tüketilmemesi gerekmekte. Ağızdaki yara durumuna göre gıdanın yumuşaklığı ve kıvamı konusunda yine yönlendirmek mümkün. Vücut direncinin düşmemesi için iştahsızlığın olduğu dönemde kişiye özel beslenme planının oluşturulması ve takibi önem arz eder."

KEMOTERAPİ SÜRECİNDE İLAÇ VE BESİN ETKİLEŞİMİNE DİKKAT EDİLMELİ

Hastaların kanser tanısı aldıktan sonra beslenme konusunda çok kafa karışıklığı yaşadığını söyleyen Öztürk, "Özellikle karbonhidrat kaynaklarını hayattan çıkarmak gibi bir tutum sergileniyor. Rafine edilmiş ürünler çıkartılabilirama enerjinin büyük bir kısmının tam tahıllardan gelmesi gerekirken bu durum sıkıntı oluşturabiliyor" dedi ve yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: Sebze- meyvenin hayattan çıkmaması gerekiyor. Yalnız ilaç – besin etkileşimine giren gıdalar varsa bunların tedavi sürecinde kullanılmaması gerektiğini bilmek gerekir. Greyfurt, karadut, yaban üzümü kemoterapi alındığı dönemde kullanılmamalı. Yağ belli bir oranda sınırlandırılmalı. Posa- lif alımını artırmak gerekir; tam tahıllar, kepek, çavdar, tam buğday, bulgur, makarna, sebze- meyve, kuru baklagiller posa alımını sağlayan gıdalar. Mevsiminde olan sebze ve meyveyi tüketmek daha sağlıklıdır, her zaman. Sağlıklı pişirme tekniklerini uygulamak, kızartma, mangal ateşinde pişirmemek, yağı yakmadan kullanmak her durumda önerdiğimizdir. Kemoterapi kürünün içinde kortizon içeren ilaç varsa hasta o süreçte tuz ve tuzlu gıda tüketmemeli, şekerli gıdalar ve rafine gıdaları yine hayatından çıkarmalıdır."

Meme kanseri tedavisinde kullanılan bazı ilaçların etkinliğinin azalmaması için, soya ve soyalı gıdaların beslenme planından çıkarılması gerektiğini söyleyen diyetisyen Öztürk sözlerini şöyle noktaladı, "Katkı maddeleri nedeniyle tüm bisküvi ve krakerlerde bu kapsama girebiliyor. Ayrıca keten tohumunun da diyetten çıkarılması gerekmekte. Etiket okuma alışkanlığının gelişmesi önem kazanıyor. Yapılan bilimsel araştırmalarda, beslenme tedavisi için mutlaka bir diyetisyene başvurulmasının hastanın besin alımını artırdığı, tedaviye bağlı yan etkilerin azaldığı ve yaşam kalitesinin arttığı gözlemlenmiştir” dedi ve ekledi: “Kemoterapi alım sürecinde lökosit seviyesinin belli bir oranın altında olmamasını isteriz. Bu açıdan hijyenik koşullarda pişirme, hazırlama süreçlerinde dikkat, yemek yemeden önce ellerin yıkanması, beslenme düzeyine dikkat edilmesi tedavi sürecine destek olur.  Su alımı her daim önemlidir. Günde 8-10 bardak su içilmesini tavsiye ediyorum."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!