Kanla yazılmış mektup!

BUGÜN, bir Güneydoğu gazisinin mektubunu (özetleyerek) yayınlıyorum. Düşündüren, duygulandıran ve üzen bir mektup! Gazi Astsubay Oktay Yıldırım yazıyor:

Haberin Devamı

“Bu mektup, vatan üzerine, bayrak üzerine, namus üzerine, vicdan üzerine, akıl üzerine, kelimeleri çirkinleştiren kalemler ve kalemleri tutan kan kokulu riyakâr eller üzerine... Kalemlerini sapladıkları şehitlerin ve analarının yürekleri üzerine... Mayın, bomba, pusu, baskın, yazar, çizer ve ihanete alet olan her şey üzerine yazılmıştır. İstemeyen okumasın, kanla yazılmış bir mektuptur bu!

* * *

Kardeş kardeşi öldürmez, öldüren kardeş filan değildir, kalleştir. Kalleşlerin en kalleşi ise kardeşim diyerek kalleşlik yapan kalleşlerdir.

...Ve en kahpesi mayın değil, onu Adil Binbaşıların, Davut Çavuşların yoluna döşeyen eldir, o eli alkışlayan ve ululayıp aklayan kalemdir. En az o el kadar suçludur o kalem! O mayınlara basıp parçalanan bedenler, Edirnekapı’dadır ve bizim yüreklerimizde ve hafızalarımızda yaşarlar.

Haberin Devamı

Kemerburgaz’daki Kemer Country villalarından görünmez Edirnekapı Şehitliği, çok uzaktır, hem de çok!

* * *

Ellerimizde can verdi o parçalanan bedenlerin sahipleri, bayrakları dalgalansın diye...

Vücudunda sigara söndürülerek, tüm kemikleri kırılarak, kafa derileri yüzülerek işkence edilen, sonra da kazıklarla öldürülen ve çığlıkları telsizlerden dinletilen vatan evlatlarının yeri bizim yüreklerimizdedir. O çığlıkları duymayanlar bunu bilemez!

Yazıklar olsun, can veren o yiğitleri, hainlerle bir tutanlara...

Ağabey’ diyordu bana telefonda Astsubay Zülfikâr ‘Geçen gün kız arkadaşımla gezdim biraz ve kimse bacağımın takma olduğunu anlamadı.’

 Daha 19 yaşındaydı Zülfikâr... Mezun olalı tan 20 gün olmuştu. O kahpe ellerin döşediği mayınla bacağı koparken... Küskün ve kızgın değildi sesi. Gururlu ve biraz pusluydu sadece... Koşmayı, atlamayı, denize girmeyi feda etmişti vatanı için...

* * *

Kavganın sebebini unutmadık, çünkü bu kavga hiç bitmedi. Kavganın sebebi vatandır, bayraktır, onur ve namustur!

Meğer ölüm varmış! Sevememek, çiçek koklayamamak varmış! Ne gam?

Haberin Devamı

Şerefsizlerin dağlara döşediği mayından daha tehlikeli ve daha kahpecedir dimağlara ve bilinçlere döşenen mayınlar!

En pahalı kalemler pazarlar barışı, salyaları akan bölücülerin sofrasına... Bazen bir villanın çalışma odasında ve bazen bir gazete köşesinde dokunaklı kelimelerle süsleyip öylece pazarlanır barış!

* * *

Adil Binbaşı’nın bastığı mayının üzerinde ‘Made in Italy yazıyordu İngilizce... Ama döşeyenler Kürtçe konuşuyordu.

Bu mektup, Türk bağımsızlığını koruyanların kanı ile yazılmıştır ve Edirnekapı’daki şehit mezarlarının üzerinde yazılmaya devam edecektir.

Vatan, bayrak ve onur üzerine yazılan bu mektup vatansızlar, hainler, bölücüler gibi aczi ve acınmayı anlatmaz, vatan ve bayrak aşkını anlatır. Onurlu ve egemen olabilmenin, onursuzca ve esir yaşamaktan daha önemli olduğunu anlatır. Asla diz çökmeyeceğimizi anlatır. Yüreği olan varsa gelsin çöktürsün diye, yüreği olan varsa okusun diye yazılmıştır.” (Güneydoğu Gazisi Astsubay Oktay Yıldırım)

Yazarın Tüm Yazıları