Kandil’den zindana zindandan Meclis’e

EN tepede İmralı, Kandil ve Avrupa’daki lider var.

Onun altında Türkiye Meclisi var.

Haberin Devamı

Onun altında il komiteleri var.
Onun altında milletvekili adayları var.
BDP’de milletvekili adayları aşağıdan yukarıya doğru belirlenecek.
Adaylık başvurularını önce il komiteleri inceleyecek. Orada eleme sonucu kalan adaylar Türkiye Meclisi’ne gidecek. Orada eleme sonucu kalan adaylarla ilgili son sözü İmralı, Kandil ve Avrupa söyleyecek. Ve milletvekili adayları belirlenecek.
Bunun dışında on bir ilde önseçim olacak. Önseçim büyük ihtimalle yine aynı vizeden geçecek.
BDP’de milletvekili aday belirleme süreci böyle olmayabilir. Birileri böyle plan yapıyor olabilir, o plan tutmayabilir.
ÖNEMLİ KİŞİLER
BDP 2007’deki kararını yeniliyor. Seçime bağımsız adaylarla girmeye karar veriyor.
Barajın yüzde 10 gibi demokrasiye aykırı bir çıtada bulunması, BDP’yi zorluyor. Zorlama karşısında çıtayı bağımsız adaylarla aşmaya çalışıyor. Bence doğru bir karar.
2007’de bağımsız aday yöntemiyle BDP Meclis’e giriyor. Rahatlıkla üç çıkartacağı yerde iki, hiç çıkartamadığı yerde bir milletvekili kazabilecek iken, daha geride bir sonuç alıyor. Nedeni, adaylarda isabetsizlik.
Onun için bu seçimde aşağıdan yukarıya doğru bir yöntem izlemeyi düşünüyor. Bu seçimde hedef 40 milletvekilliği. Kazanır, kazanmaz, ama hedefi bu.
Adaylar arasında ayrıca Türkiye’nin tanıdığı önemli kişilere yer verecek.
GENİŞ MANEVRA
BDP’de adaylık geniş bir manevra.
Örneğin, Diyarbakır’da devam eden KCK davasında yargılananlar arasından aday gösterilmesi söz konusu.
Ya da, hükümetin Kürt açılımı projesi kapsamında Kandil’den Habur’a gelen ve fakat tutuklananlar arasından aday çıkması da muhtemel.
Adaylar bütün partilerde ince elenip sık dokunuyor. Normal. Ancak, BDP’deki süreç daha farklı.
Halen milletvekili olan BDP’lilerin kaç tanesi yeniden aday olabilecek, merak ediyorum.

Haberin Devamı

İçişleri Bakanı’nın Elazığ macerası

CUMHURİYET gazetesi bir süredir yayın yapıyor. Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aynı konuya parmak basıyor:
Elazığ Belediyesinde yolsuzluk iddiaları.
İddia iki türlü. İlki, Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzlukla bağlantılı. İkincisi, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Danıştay kararlarını hiçe saydığı iddiası.
Elazığ Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu AKP’li. Hakkında ihale yolsuzluğu iddiası var. İddianın araştırılması için İçişleri Bakanı’nın izin vermesi gerek.
Ne var ki, yolsuzluğun araştırılmasına Beşir Atalay izin vermiyor. Danıştay Bakanın izin vermeme kararını kaldırıyor. Kaç kere? Bir, iki, üç kere.
Danıştay kararları üzerine, Atalay Elazığ’a iddiayı soruşturmak üzere iki mülkiye müfettişi gönderiyor.
İddia doğru, yanlış, orasını bilmem. Bilinen şu ki, Danıştay’ın üç kez, yolsuzluk soruşturulsun, ısrarına rağmen, Atalay direniyor. Elazığ’daki başkan AKP’li olduğu için mi?
Örneklerini çok gördüğümüz gibi, belediye bir başka partide olsa, o halim, selim Beşir Bey anında şahin kesiliyor. Teftiş, müfettiş derken belediye başkanını acele görevden alıyor.
Beşir Bey, şimdi ayıp olmuyor mu? Bu partizanlık değil mi Beşir Bey?

Haberin Devamı

Oraya demokrasi, bize enflasyon

BİZİM petrol hesabımız 2011 için yılın başında şöyle:
Varili 79.9 dolar, toplam petrol faturası 10.6 milyar dolar.
Libya’daki ayaklanma bu hesabı bozuyor. Sadece bizim için değil, bütün dünya için bozuyor. Petrol fiyatları hızla artıyor.
Petrolün varili şu anda 120 dolar civarında. Bizim petrol faturası bir anda 17 milyar dolara yükseliyor.
Aslında, dün Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın vurguladığı gibi, Libya’nın dünya petrol üretimindeki payı yüzde bir. Libya’daki isyanın dünya petrol fiyatlarına böylesine yansıması petrol ihrac eden ülkelerin fırsatçılığı. Libya’yı fırsat bilerek, petrol fiyatını arttırıyorlar. En başta İran.
Petrol fiyatının artması, arkasından doğalgaz ve elektriğin artması, bizde iğneden ipliğe bütün fiyatların artması demek.
Arap ülkelerine, bu arada Libya’ya gelecek demokrasi, bize enflasyon olarak geri dönüyor.

Yazarın Tüm Yazıları