Kanatlı uygarlık...

SİZ onları görmüyorsunuz, onlardan uzaktasınız. Ama kuşların göçleri iki haftadır sürüyor.

Bölük bölük, alay alay geliyorlar.

Eğer İstanbul gibi bir göç yolu üzerindeki kentte yaşıyorsanız, bir gece sabaha karşı kalkıp gökyüzünü dinlerseniz, belki duyarsınız.

Her türün kendine özgü bir göç şarkısı vardır. Onların geçişi bir karnaval geçişi gibi sürüp gider.

Şarkılar birbirini kovalar.

Kimi zaman liderlerinin "Toparlanın" anlamında haykırışı duyulur, toparlanır sürü... Kimi zaman hedefe yaklaşmanın, kimi zaman karayı görmenin sevinç çığlıkları kaplar gökyüzünü.

Bir de bakarsınız ki küçük küçük seslerle birbirlerini kutlamaya başladılar.

Ben buna "kanatlı uygarlık" diyorum.

Asla yollarını şaşırmazlar.

Onların nasıl olup da on binlerce kilometrelik yolu şaşırmadan, koca denizleri aşarak, birkaç yüz metre bile yanılmadan hedeflerine vardıklarını bilim adamları çözmüş değil.

"Kanatlı uygarlığın" sırrıdır bu...

*

Bugünlerde onlara kızıyor olabilirsiniz.

Ama milyonlarca yıl gelip gittikleri halde neden insanlara zarar vermediklerini... Geldikleri ve gidecekleri ülkelerde niye "grip-mrip" sorunu çıkmadığını düşünmeniz gerekiyor.

Çünkü siz onların yaşam alanlarına girdiniz.

Sulaklarda çiftlikler kuruldu, kuş cenneti manzaralı villalar satılıyor, göl ve nehir kenarları fabrikalarla doldu, insanlar onların yuvalarını yıkıp yerleştiler.

Belediyeler (Melih Gökçek’in yaptığı gibi) sazları kesip dinlenme tesisleri kurdular.

Ya da Demirel gibi göl kıyısına sanayi çarşısı yaptırıp "Dikkuyruk ördekleri başka yere gonsalar olmaz mı?" dediler.

Sonuç işte böyle oldu.

*

Hemen onların yerlerini boşaltmanız gerekiyor.


Yoksa her sene "kuş gribi" gelecek...

"Kuş gribi"nin gidip altına oturup, sonra "Kuş gribi geldi" diye yakınmak ahmaklıktır...

"Kanatlıların itlafı" gibi merhametsizce ve yararsız uygulamalar asla çözüm olmayacak, göreceksiniz...

Tek çözüm var: "Kanatlı uygarlığın" yolundan çekilmelisiniz.
Yazarın Tüm Yazıları