Kanal 7’nin Orta Asya gezgini
Güncelleme Tarihi:
Röportaj: Demet ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2006 00:00
Kanal 7’de yayınlanan "Türksoy’la İpek Yolu" programını hazırlayıp sunan Seyfullah Türksoy, her hafta Orta Asya’nın farklı bir köşesinden yayın yapıyor. "Programımızda bilinmeyen olayları araştırıyoruz. Mesela Kırgızistan’ın dağlarında yaşayan öz Rizelileri bulduk." diyen Seyfullah Türksoy, şu sıralarda uluslararası bir dergi çıkarmaya hazırlanıyor.
- Öncelikle gazeteci kimliğinizden bahseder misiniz?
1983’te gazetecilik bölümünü kazandım. Okul bittikten sonra Doğuş Gazetesi’nde çalıştım. Böylece gazeteciliğe adım attım. Oradan Türkiye Gazetesi’ne geçtim. Gazetenin sahibi TGRT televizyonunu kurdu ve ilk etapta gazeteden benim de içinde olduğum 12 kişiyi görevlendirdi.
-Türksoy’la İpek Yolu programına nasıl başladınız?
Benim uzmanlık alanım Orta Asya. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oraya ilk giden gazetecilerden biriydim. Kanal 7’nin Genel Yayın Müdürü Mustafa Çelik, benden bu programı yapmamı istedi.
-Neden Avrupa değil de Orta Asya?
Avrupa’da bana ilginç gelen fazla bir şey bulmuyorum. Bizim tarihi köklerimiz olan ülkeleri gezip görmek beni daha mutlu ediyor.
Nevruz Dede’yi bulduk
-Programın içeriğini anlatır mısınız?
Kültür ve haber ağırlıklı bir gezi programı bu. Bilinmeyen olayları araştırıp insanlara aktarıyoruz. Mesela ilk bölümümüzde Orta Asya’daki sürgün Karadeniz Türklerini gündeme getirdik. Kırgızistan’ın dağlarında yaşayan öz Rizelileri bulduk. Horon aynı horon, hatta şiveleri bile aynıydı. Ardından Bakü’de Son Osmanlı Nevruz Dede’yi bulduk.
-Birçok ülkeye gittiniz. Sizi en çok hangisi etkiledi?
Her ülkenin kendine has güzellikleri var. Örneğin Özbekistan tarihi zenginliğiyle, Kırgızistan dağları ve iklimiyle, Azerbaycan müziğiyle ve misafirperverliğiyle beni çok etkiledi.
Ölümden döndük
-Çekimler sırasında ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl çekimden dönerken Tanrı Dağları’nda gece 04.00’te aracımız kaza yaptı. Dört saat -25 derecede mahsur kaldık. Donmak üzereyken bizi kurtardılar.
-Orta Asya’da Türkiye’ye bakış nasıl?
Bazılarında, Türkiye’ye karşı merak ve özlem var. Bazılarında ise Türkiye’den oraya giden tamamen kültürsüz kişilerden dolayı oluşan olumsuz düşünceler var.
-Başınıza gelen birçok ilginç olay da vardır...
Evet, genellikle lehçe farkından doğan komik olaylar yaşıyoruz. Örneğin bir arkadaşımız, Azerbaycan’da bir genç kızla tanışıyor. Kıza kendini tanıtıyor. Kız da her sözün sonu Azerice ’evet’ anlamına gelen ’beli’ diyor. Arkadaşımız da o sözü belli olarak algılıyor ve kıza soruyor; "Nereden belli?". Bunun gibi komik olaylar yaşıyoruz.
-İpek Yolu dışında başka projeleriniz var mı?
Şu an Kanal 7’de benim yönetimimde yapılan İş’te Hayat programı var. Bir de First Bussiness diye bir dergi çıkaracağız. İngilizce ve Türkçe yayınlanacak uluslararası bir dergi olacak.
1983’te gazetecilik bölümünü kazandım. Okul bittikten sonra Doğuş Gazetesi’nde çalıştım. Böylece gazeteciliğe adım attım. Oradan Türkiye Gazetesi’ne geçtim. Gazetenin sahibi TGRT televizyonunu kurdu ve ilk etapta gazeteden benim de içinde olduğum 12 kişiyi görevlendirdi.
-Türksoy’la İpek Yolu programına nasıl başladınız?
Benim uzmanlık alanım Orta Asya. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra oraya ilk giden gazetecilerden biriydim. Kanal 7’nin Genel Yayın Müdürü Mustafa Çelik, benden bu programı yapmamı istedi.
-Neden Avrupa değil de Orta Asya?
Avrupa’da bana ilginç gelen fazla bir şey bulmuyorum. Bizim tarihi köklerimiz olan ülkeleri gezip görmek beni daha mutlu ediyor.
Nevruz Dede’yi bulduk
-Programın içeriğini anlatır mısınız?
Kültür ve haber ağırlıklı bir gezi programı bu. Bilinmeyen olayları araştırıp insanlara aktarıyoruz. Mesela ilk bölümümüzde Orta Asya’daki sürgün Karadeniz Türklerini gündeme getirdik. Kırgızistan’ın dağlarında yaşayan öz Rizelileri bulduk. Horon aynı horon, hatta şiveleri bile aynıydı. Ardından Bakü’de Son Osmanlı Nevruz Dede’yi bulduk.
-Birçok ülkeye gittiniz. Sizi en çok hangisi etkiledi?
Her ülkenin kendine has güzellikleri var. Örneğin Özbekistan tarihi zenginliğiyle, Kırgızistan dağları ve iklimiyle, Azerbaycan müziğiyle ve misafirperverliğiyle beni çok etkiledi.
Ölümden döndük
-Çekimler sırasında ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
Geçtiğimiz yıl çekimden dönerken Tanrı Dağları’nda gece 04.00’te aracımız kaza yaptı. Dört saat -25 derecede mahsur kaldık. Donmak üzereyken bizi kurtardılar.
-Orta Asya’da Türkiye’ye bakış nasıl?
Bazılarında, Türkiye’ye karşı merak ve özlem var. Bazılarında ise Türkiye’den oraya giden tamamen kültürsüz kişilerden dolayı oluşan olumsuz düşünceler var.
-Başınıza gelen birçok ilginç olay da vardır...
Evet, genellikle lehçe farkından doğan komik olaylar yaşıyoruz. Örneğin bir arkadaşımız, Azerbaycan’da bir genç kızla tanışıyor. Kıza kendini tanıtıyor. Kız da her sözün sonu Azerice ’evet’ anlamına gelen ’beli’ diyor. Arkadaşımız da o sözü belli olarak algılıyor ve kıza soruyor; "Nereden belli?". Bunun gibi komik olaylar yaşıyoruz.
-İpek Yolu dışında başka projeleriniz var mı?
Şu an Kanal 7’de benim yönetimimde yapılan İş’te Hayat programı var. Bir de First Bussiness diye bir dergi çıkaracağız. İngilizce ve Türkçe yayınlanacak uluslararası bir dergi olacak.