Kampanyaya destek yağdı

İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu: Sorun, ‘saklı kaldıkça’ büyüme potansiyeli taşıyan özelliktedir. Özellikle de ‘tekrarının önlenmesi bakımından’ istismarın, yargıya ulaştırılması çok önemli. Şikâyet hakkını kullanan mağdur, sadece kendisi için cezalandırma talep etmekle kalmayacak, özü itibariyle bu sorunla genel bir mücadele yapmış olacaktır. İstanbul Barosu için, bu alan ciddi bir görev konusudur. Mağdurların başvuruları halinde, adalete erişimlerini sağlayacak etkin bir hukuki yardım görecekleri konusunda emin olmalarını istiyorum.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devrim Güngör: En çok kadın ve çocukların mağduru olduğu taciz ve istismar fiillerinin önlenmesinde ceza tek başına maalesef yeterli olmaz. Öte yandan failin cezalandırılması çoğu zaman mağdurun yaşadığı travmadan kaynaklanan acısını hafifletmemektedir. En etkin çözüm yollarından biri küçük yaştan itibaren verilecek eğitim ile kişilere herkesin kendi bedeni üzerinden cinsel yönden bir hürriyete sahip olduğu ve bu hürriyetin ihlal edilmesinin ne tür sonuçlara yol açabileceğinin öğretilmesi.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü: Bu tamamen geleneklerle beslenen erkek egosunun bir sonucu. Mağdur tacizi hemen otobüsün şoförüne söylemeli ve otobüs karakolun önüne çekilmeli. Ya da bulunulan yere hemen polis çağırılmalı. Bunun için de önce şoförlerin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekir. İkinci basamak yargı sürecidir. Bu tür vakalarda istismar denince kişinin rızası varmış gibi algılanıyor. Resmi delil aranıyor. Kişiye elle, gözle yapılmış tacizin belgesi olur mu? Yargının da kadın beyanına çok süratli şekilde uyması şart.