Kalitede küme düştük

Özkan Sümer, Türk futbolunu mercek altına alıp, Avrupa ile kıyasladı.

Haberin Devamı

Gerek ulusal takım, gerekse kulüplerimizin kayda değer bir başarısı yok. Uluslar arası standartlarda yalnızca dört stadımız var. Doluluk oranları yüzde elliden aşağılarda.

“Büyük kulüp” kime denir?

1- BÜYÜK kulüp, haksızca kazanmayı hak gören kulüp değil, haksızlığa rağmen kazanma iradesini gösteren kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, yalnızca kendi camiasına karşı değil, ülkeye karşı da sorumluluğu olduğunun bilincinde ve duyarlılığında olan kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, sevgiyi hak eden, başarıyı hak eden, itibarı hak eden kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, önde olmaktan önce, örnek olmayı önemseyen kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, olayların içinden kirlenmeden geçen kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, adil yarışmayı birinci ilke kabul eden kulüptür.
- BÜYÜK kulüp, yalnızlığında kendi içinde çoğalabilen kulüptür.
- Büyük kulüp, hatalarının bedelini ödemeyi kabullenen kulüptür.

Haberin Devamı

2- TFF ne yapmalı?

TFF’ yi yönetenlerin, yönetici olma hakkına saygı duyuyoruz ancak yönetici olmak bir hak olması yanında, sorumluluk da gerektirir. Bugüne kadarki uygulamalar ve kararlardan çıkardığımız sonuç şu: Mevcut TFF Yönetim Kurulu böylesine dinamik ve karmaşık yapısı olan bir kurumu yönetecek yeterlilikten çok uzak. Bu durumu kendileri de bildiği için yönetmeyi, yönetilerek sürdürmeye çalışıyorlar.
Böyle olunca da Türk futbolu bir bilgisizlik sarkacında gel-git yapıp duruyor.
Şundan eminim ki, TFF Yönetim Kurulu, Türk futboluna hizmet etmekte çok samimi. Ancak, bulunduğu şartlar bakımından Türk futboluna yapabileceği en anlamlı ve anlaşılır hizmet istifa etmektir. Aksi halde hem kendilerine, hem de Türk futboluna çok yazık olacak.

3- Bir ülkede futbolun kalite göstergeleri şöyledir

- Statların doluluğu: Malum olaylardan ötürü ülkemizde statların doluluk oranı yüzde elliden daha fazla düşüş göstermiştir. Normal zamanlarda da statlarda maç izleme oranı İngiltere İkinci Ligi (Championship) ve Almanya 2. Ligi’nin ( 2. Bundesliga) altında seyretmiştir. Bu durum açıkça gösteriyor ki, bizde statlarda maç izleme kültürü henüz yerleşmiş değil. Elbette bunda statların yetersizliği, ulaşım zorlukları, sözel ve görsel şiddet olayları da etkili oluyor
- Beş büyük ligde oynayan oyuncu sayısı: Geçen yılki verilere göre; Lüksemburg 500 bin nüfusu ile beş oyuncu, İzlanda 300 bin nüfusu ile dört oyuncu,
Hırvatistan 4 milyon nüfusu ile 21 oyuncu,
Uruguay 3 milyon 500 bin nüfusu ile 24 oyuncu,
Türkiye 74 milyon nüfusu ile ancak 3 oyuncusuyla yer almıştır.
- Beş büyük ligde görev yapan antrenör sayısı: Ne yazık ki, beş büyük ligde görev yapan bir tek Türk antrenör mevcut değil.
- Nüfusa göre futbola katılım oranı: Aktif futbolcu sayısı Almanya’da 5 milyon 700 bin, İngiltere’de 7 milyon, Türkiye’de ise toplam futbolcu sayısı 215 bin.
- Sportif başarı derecesi: Gerek ulusal takımımız, gerekse kulüplerimizin son yıllarda elde etiği kayda değer bir başarı yok.
- Statların kalitesi: Uluslar arası standartlarda stadımız toplam dört adet.
- Kulüplerin fiziki şartlarının yeterliliği: Kamp yerleri, sağlık merkezi, çalışma alanları, gençlik geliştirme tesisleri, idari ve ticari binaların yeterli düzeyde olduğu birkaç kulüp var.
- Kulüplerin futbolcu üretme kabiliyetleri: Kulüplerimiz oyuncu yetişmesinin bir zaman, imkân, eğitim, altyapı-üstyapı ilişkisi olduğunu algılayabilmiş değil.

Yazarın Tüm Yazıları