Kalemli'ye sorular

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Meclis eski Başkanı Mustafa Kalemli, sevdiğim bir insandır. Bir gazetecinin, sevdiği kimselerle ilgili yayın yapması zor iştir.

Sevdiğini kollayacaksın, sevmediğine bindireceksin! Benim gazetecilik kitabımda böyle şey yok.

Meclis Genel Kurul salonu, yeniden düzenleniyor. Türkiye gibi parası ve kaynakları kıt bir ülkenin, bu işe milyonlarca dolar para harcaması gerekir miydi?

Bence gerekmezdi ama bir kere olmuş! Belki daha ucuz, daha mütevazı bir şey yapılabilirdi.

Bu ihale Mustafa Kalemli döneminde açıldı. Şimdi çok kalın çizgileriyle biraz bilgi vereceğim ve daha sonra Kalemli'ye birkaç soru soracağım.

İhalenin devlete toplam maliyeti 40 milyon dolar dolaylarında. Bu iş, Emlak Bankası'na bağlı Emlak Konut isimli şirkete verildi. Emlak Konut ise salonun genel inşaatı için taşeronluğu Mesa-Nurol ortaklığına verdi. Hediyesi 22 milyon dolar.

Salon, sözleşme uyarınca, geçtiğimiz 14 ekim günü teslim edilecekti. Aksi halde, her geciken gün için devlete 10 bin dolar ceza ödenecekti. Sözleşmede teslim süresi bir yıl olarak öngörülmüştü. Fiyatın bu yüzden böyle yüksek olduğu belirtilmişti.

Ancak geçen ekim ayında, Kalemli bunlara 3 ay ek süre verdi. Salonun şimdi, önümüzdeki 14 Ocak günü teslim edilmesi öngörülüyor. Mesa-Nurol ortaklığı, böylece devlete 920 bin dolar ceza ödemekten kurtarıldı.

İhalede pek çok yolsuzluk iddiası var. Pis kokular yükseliyor. Sanırım Mustafa Kalemli'nin başı epeyce ağrıyacak.

***

Şimdi burada Mustafa Kalemli'ye bazı sorular sormak istiyorum.

1- Mesa tarafından Ankara Koru sitesinde yaptırılan süperlüks Mine Blok'ta, en üst kattaki 260 metrekarelik dayalı döşeli, beyaz eşyası hazır dubleks daire, kızınıza satıldı mı?

2- Yine Mesa'nın Ankara Konutkent 2'deki Çamyuva sitesinde bir daire, aynı günlerde kayınbiraderinize satıldı mı?

3- Orada ayırttığınız üçüncü bir daire var mıydı? Onu da aldınız mı, yoksa vaz mı geçtiniz? Bu üç daire ile ilgili olarak Mesa yetkilileriyle görüşmeler yaptınız mı? Daireleri, kırmızı plakalı makam aracınızla gelip defalarca gezdiniz mi?

4- Sözünü ettiğim ilk dairenin fiyatı 38, ikincinin fiyatı 13 milyar. Siz veya yakınlarınız, eğer alındıysa, bu dairelere kaç para ödediniz?

5- Sözleşmeler imzalandı mı?

***

Mustafa Kalemli'den bu konularda bir açıklama bekliyorum. Eğer Mesa'dan bu daireleri kendisi veya yakınları almadıysa, sorun yok.

Ama eğer bu daireler alındıysa, iş ciddiye biner...

Çünkü Mesa-Nurol ortaklığına 22 milyon dolarlık ihale veren, firmayı bir kalemde devlete 920 bin dolar gecikme cezası ödemekten kurtaran bir Meclis Başkanı'nın böyle bir alışverişe girişmiş olması, pek çok iddiayı da beraberinde getirecektir.

Ben burada gazetecilik görevimi yaptım ve bazı yoğun duyumları kamuoyuna ilettim.

Şimdi söz Kalemli'de. Bakalım ne diyecek!

***

Sevgili okuyucularım, ortada korkunç olaylar dönüyor. Yolsuzluk ve hırsızlık Türkiye'yi sarmış durumda. Bir tek devlet ihalesi yok ki, orada yetki sahipleri avanta ve rüşvet almasınlar.

Meclis Genel Kurul ihalesi de böyle. Bin tane yolsuzluk iddiası ortalıkta dolaşıyor. Ama bu kez yolsuzlukları gündeme getirenler, Meclis Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekilleri. Bu 40 milyon dolarlık ihalenin ayrıntılarını bilen kişiler.

Size bir örnek daha vereyim: Meclis'in uçak biletleri alımı, çok büyük miktarlara ulaşıyor. Yine Kalemli döneminde, bu iş Mesa'nın sahibi olduğu Alabandi isimli firmaya veriliyor. Nasıl oluyor bu işler, nasıl oluyor?

Genel Kurul inşaatı için yurtdışına sipariş edilen koltuk faturaları kayıp! Mimarın verdiği fiyat dökümleri de kayıp!

Bu işlere ya bizim kafalarımız basmıyor, ya da bu ülkeyi yönetip ihale verenler doymak bilmiyor!

BİR KIYASLAMA

İnterstar isimli televizyon kanalı Uzan Ailesi'ne aittir. Başında entel arkadaşlarımız vardır.

Bu kanalın önceki akşam yayınlanan haber bülteninde, Yekta Güngör Özden'le Şevki Yılmaz isimli şahıs terazinin aynı kefesine konulup kıyaslanmış!.. Ve ikisi de Türkiye için aynı ölçüde ‘‘zararlı’’ ilan edilmiş!

Özden'i sevmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Ama onu Şevki Yılmaz gibi biriyle kıyaslamak ayıptır.

İnterstar ne çabuk unuttu, bayan muhabirleri Işın Gürel'in bir yıl önce Sincan'da yobaz kesimden birileri tarafından yol ortasında yediği dayağı?

Bir bayan muhabir Ankara'nın göbeğinde dövülüyordu ve İnterstar da bunu bizlerle birlikte protesto ediyordu.

Medyada bazıları, aykırı ses çıkarmak uğruna işin dozunu kaçırdılar. Karanlık suratlı yobaz takımını, pırıl pırıl insanlarla bir tutmayı marifet ve entellik sayıyorlar.

Bunun somut örneği İran'da yaşanmıştı. Şah'a karşı mücadele veren bütün entel kesim, o dönemde mollalarla işbirliği yapıyordu. Mollalar iktidarı ele geçirince, o entellerin tümünü ya idam ettiler, ya da hapse attılar. İran dışına kaçan kaçtı, kaçamayan ayvayı yedi!

Sen kendi özel yaşamında barlarda pavyonlarda gezeceksin, elinde buğulu alkol kadehleriyle ahkam keseceksin, sonra da Yekta Güngör Özden'le Şevki'yi aynı kefeye koyup kıyaslayacaksın!.. Ve Özden'i de Şevki kadar ‘‘zararlı’’ biri olarak ilan edeceksin!

İşin ayarını iyice kaçırdınız. Biraz ayıp oluyor.



Yazarın Tüm Yazıları