Kalburabastı

BAYRAMLARIN, yeme içme hususunda olmazsa olmazı nelerdir?

Düzeltiyorum, "nelerdi".

Çikolata, lokum, badem şekeri, baklava, likör, kahve...

Bazı evde likör olmazdı, bazısında çikolata yerine káğıtlı şeker... Ama bayram denince akla gelen bunlardı.

Benim için hálá değişen bir şey yok.

Bu saydıklarımı hazır edip misafir beklemesem de...

Elde çikolata kutusu ziyaret turuna çıkmasam da...

Çoktandır benim için de bayram, "hazır hayat durmuşken ben de bir durup dinleneyim" manasına gelse de...

Hálá bayramın çağrıştırdığı şeyler bu saydıklarım.

Çocuklukta öğrendikleri kolay kolay çıkmıyor insanın aklından. Anıların da en kök salanı çocukluktan kalanlar galiba.

* * *

Bir şey daha var unutmadığım...

Hatta ilk aklıma gelen o aslında.

Kalburabastı.

Önce o vardı, baklava sonraki iş.

Yanlış anlamayın, baklavayı yabana atıyor değilim. Önce elinden hamur işi gelen bir uzak akrabaya tepsiyle ısmarlama, sonra hayatımıza adının sonu "oğlu"yla biten (bu baklavacılığın olmazsa olmazı galiba) tatlıcılar girince, hazırı... Sırf baklava için Karaköy trafiğine katlanan biri var karşınızda, ne diyorsunuz siz!

* * *

Ama biz yine gelelim "kalburabastı"ya.

Bilmeyen var mıdır sahi?

Tatmamış olan?

Gençler bilmiyor olabilir.

Bizim yüzümüzden. Benim kuşağım yani.

Yedik yuttuk, sevdik, en kıymetli anılarımızın arasına yerleştirdik, işte üstüne yazılar bile yazmaya kalktık fakat bir tepsi kalburabastı yapıp çocuklarımızın önüne koymadık hiçbirimiz!

Annemin kuşağıyla bitti kalburabastı.

Ha, bazı tatlıcılarda var... Fakat ilk defa yiyecek olan "Bu muydu!" diyebilir.

Şöyle söyleyeyim, kalburabastı tam bir "ev kızı"dır!

Sokakta şaşkına dönüyor!

Alt tarafı içine ceviz konulan şerbetli hamur tatlısı fakat olmuyor işte.

Belki de hamuru "oda sıcaklığı" istiyor, kimbilir...

* * *

Sahiden bazı tatlar var ki evin dışına çıkınca bozuluyor.

Limonata da bunlardan biri bana sorarsanız. Belki de bunun için onca süs püs... Bir bardak limonatada "kopan fırtına"nın farkındasınızdır...

"Bir bardak" lafın gelişi... Zar gibi dilimlenmiş yelpaze gibi dizilmiş bir büyük boy elmayı, bir demet naneyi, bir kova buzu çıkarınca içinden, geriye bir kahve fincanını ancak doldurabilecek kadar limonata kalıyor.

Neyse, limonata rol çalmasın şimdi... Bugünkü kahramanımız kalburabastı.

Beni dinleyin, "kalburabastı kuşağı"ndan birini bulun, evine bayram ziyaretine gidin. Alışkanlıklarından vazgeçmemiş, çağa ayak uydurmamış biri olsun ama.

Afiyetle yiyin ikram edeceği kalburabastıyı.

İyi bayramlar.

MIŞ-MUŞ

Beyin sağlığı için günde 6 fincan kahve içmek gerekiyormuş.Öteki tarafa beyniniz sağlam gidiyorsunuz!

İslami kesimde Fener çatlağı oluşmuş.Koskoca depremi çatlakla atlatmak... Bu da bir başarı!
Yazarın Tüm Yazıları