Kafa káğıdı Müslümanlığı

GEÇEN gece birkaç ‘atalar sözü’nün etkisi altında kalarak alnımın tam ortasına yerleşen o lanet ağrının geçmesi için ‘Siyaset Meydanı’nı izledim.

Malum, ‘Soğuktan donanı buzla ovarlar’ ve de ‘Çivi çiviyi söker’.

Fakat heyhat!

Anladım ki çivinin çiviyi sökmesi diye bir şey yokmuş. Soğuktan donanın buzla ovulmak suretiyle şifa bulacağı söylentisi ise kocaman bir yalanmış.

Çünkü Siyaset Meydanı’nda konuşan AKP Milletvekili Prof. Burhan Kuzu’nun, ‘Nüfus cüzdanlarındaki din hanesinin niçin kaldırılmaması gerektiği’ konusundaki ‘muhteşem’ fikirlerini dinlerken başımın sadece alın kısmını saran ağrı, uğursuz bir şekilde arttı ve üstelik bütün vücudumu kapladı.

Dayanılmaz ağrılar eşliğinde önce ‘Hay bin kunduz’ diye haykırdım, ardından da Burhan Kuzu’dan intikam almak için ant içtim.

Aşağıdaki satırlar, işte böyle bir öfke patlamasının ürünüdür, lütfen mazur görünüz.

* * *

Önce Burhan Kuzu Hocamızın başvurdukları argümana bakalım:

Hocamız diyorlar ki:

‘Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kalkarsa, gurbet ellerde trajik bir şekilde yaşamı sona eren bir vatandaşımızın öbür dünyaya uğurlanmasında hangi dini ritüelin uygulanacağı belirlenemez. Bu önemli bir sorundur. Bu nedenle nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kaldırılmamalıdır.’

Öteden beri düşünür dururdum:

Daha yeni doğmuş bir bebeğe nüfus cüzdanı çıkarılırken ‘Dini: İslam’ diye yazmanın nasıl bir gerekçesi olabilir diye.

Ayrıca böyle bir uygulamanın insanın ‘iki dünya saadeti’ne katkı sağlayıp sağlamayacağı hususunu da çözememiştim.

Ama işte Burhan Hoca, olayı çözmemi sağlamış oldu.

Demek ki olayın ‘pratik yarar’ dışında hiçbir uhrevi ve politik bir gerekçesi yokmuş.

* * *

Hoca’nın ortaya koyduğu ‘pratik yarar’ gerekçesine ‘canlandırmalı’ olarak baktığımızda ise karşımıza çıkan ‘dumur detayı’ndan başka bir şey değil.

Şöyle ki:

Şimdi diyelim, gurbet ellerde -Allah korusun- bir trafik kazasına kurban gittiniz.

‘Hoca’nın argümanına göre, Türkçe bilmez, halden anlamaz polis amiri, cesedinizi hoyratça yokladıktan sonra sizin ‘yabancı’ olduğunuza kanaat getirip ekibine ‘Atın bu cesedi kimsesizler mezarlığına’ diye talimat verir. İşte tam bu sırada okuldan yeni mezun ‘çömez polis’, ‘İyi ama amirim, cenaze törenini hangi dine göre yapacağız’ diye safça bir soru sorar. Ve ‘amir’, ‘Efendi, efendi! Nüfus cüzdanındaki din hanesine baksana!’ diye terslenir.

Böylece herhangi bir Frenk dininin sizin için pek bir anlamsız kaçacak törenine kurban gitmekten kurtulup, orada bulunan bir imamın ‘emin’ ellerine teslim edilirsiniz.

Şimdi anladınız mı alnımda oluşan küçücük bir ağrının, vücudumun tüm bölgelerine sirayet ederek beni neden sersemletip sarstığını?

Hay aklınızla bin yaşayın Burhan Kuzu Hocamız.

* * *

Ve fakat...

Burhan Hoca’nın kişisel tarihini bilmediğim için, hayatının bir döneminde ‘Milli Görüş’ labirentlerine dalıp dalmadığından haberdar değilim.

Bu nedenle bir zamanlar ‘Milli Görüş’ camiasında dillere pelesenk olan ‘Kafa káğıdı Müslümanlığı’ tabirini işitip işitmediğini bilemiyorum.

Eğer böyle bir tabire aşina değilse kendisine şu tavsiyede bulunabilirim:

Hocam, lütfen hemen Bülent Arınç Bey’e bir zahmet uğrayın ve kendilerine ‘Yahu nedir şu kafa káğıdı Müslümanlığı? Bana bir anlatıver hele?’ deyin. Göreceksiniz, Bülent Bey size, ‘Biz bir zamanlar, nüfus cüzdanında yazılan Müslümanlığın bir anlam taşımadığını vurgulamak için böyle bir tabir kullanırdık’ diyecek ve ekleyecektir: ‘Burhan Bey, bırakın, nüfus cüzdanlarındaki din hanesi kalksın. Bunun kimseye bir yararı yok.’

Burhan
Hoca’nın ‘Nasıl bu kadar emin olabilirsin? Bülent Bey belki bu konuda farklı düşünmeye başlamıştır?’ diyen sesini duyar gibiyim.

Burhan Hocam! Emin olun, bu konuda değişmemişlerdir.
Yazarın Tüm Yazıları