Kafa bulandıran açıklama

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

‘‘Gümrük Birliği anlaşması gözden geçirilecek’’

Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit bunu söylediği zaman ben de herkes gibi, anlaşmanın masaya yatırılacağını sandım.

Ama araştırmalarımı derinleştirince farklı bir manzarayla karşılaştım.

Şimdi, Türk siyasi sahnesinin Çakıcı'nın açıklamalarıyla allak bullak olduğu bir günde Gümrük Birliği'nden söz etmek bir fantezi gibi görünse de Türkiye'nin dış gündemi, içtekiyle birlikte gidiyor. Birini ötekinden ayırmak mümkün değil. O yüzden bu manzarayı anlatmak zorundayım.

Çünkü bu tablo ne biçim bir sağırlar diyalogu ortamında olduğumuzu kanıtlıyor.

***

ECEVİT'in açıklamalarından Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasını fesh etmeye mi hazırlanıyor diye düşünen sadece ben değildim.

On yıldır Avrupa Karma Parlamento Komisyonu'nda bulunan, başkanlığını yapan Bülent Akarcalı da aynı biçimde yorumlamıştı açıklamayı ve ‘‘Anlaşmayı masaya yatırmak yerine Avrupa Birliği ile masaya oturmak lazım’’ diyordu.

Çünkü Gümrük Birliği Anlaşması 1963 Roma Anlaşması'yla başlayan sürecin 1995 Ortaklık Konseyi'nde noktalanmasıydı.

Akarcalı'ya göre Avrupa karşısında bu ‘‘itilmiş kakılmış’’ psikolojisini bir kenara bırakıp Anlaşma ile ilgili sorunları görüşmek lazımdı.

***

ECEVİT, sözlerine açıklama getirirken Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in bir rapor hazırladığını söylüyor ve bunun Bakanlar Kurulu tarafından onaylandığını da belirtiyordu.

Tabii bu açıklama üzerine Gürel'i aradım ve hazırladığı raporu sordum.

Öğrendim ki Gürel'in hazırladığı rapor Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi AB'ye hazırlamak için öngördüğü Avrupa Stratejisi kağıdına karşılık Türkiye'nin görüşlerini içeren rapordu. Bunu biliyorduk.

Cardiff Zirvesi'nde alınan kararda Türkiye'nin de görüşleri dikkate alınarak ortaklık stratejisinin belirleneceği vurgulanmış ve Türkiye de görüşünü hazırlayarak Avrupa'ya sunmuştu.

Şimdi Türkiye cevabı bekliyordu.

Yani ortada Gümrük Birliği anlaşmasının feshine hazırlık anlamı taşıyan bir rapor yoktu.

Gürel'e göre Ecevit'in sözleri ilişkilerin sağlıksız sürdürülmesinden duyduğu rahatsızlık olarak yorumlanmalıydı.

***

BİR başka sağırlar diyalogu da dün Ankara'ya gelen Avrupa Komisyonu heyetinin misyonu ile ilgili olarak ortaya çıktı.

Ama görüşmemiz sırasında Gürel, bu heyetin Aralık'ta Viyana'da yapılacak zirveye Türkiye ile ilgili görüş hazırlamak olduğunu söylüyordu.

Avrupa Birliği'nin Türkiye temsilciliğinin açıklaması ise farklıydı.

Heyetin amacı bu iki strateji kağıdı üzerinde teknik düzeyde Türk tarafı ile çalışmalar yürütüp ortak bir metin hazırlamak.

Soruyorum size, böylesine bir sağırlar diyalogu içinde nereye varılabilir?

Bülent Akarcalı'nın sözünü ettiği ‘‘itiş-kakış’’ üslubu ile hangi sorun çözümlenebilir?

Doğru cevaba ulaşmak için belki de soruyu şöyle koymak lazım:

Nereye varmamak için sağırlar diyalogu tercih ediliyor?

‘‘İtiş-kakış’’ üslubu sorunları sürüncemede bırakmak için mi yeğleniyor?













Yazarın Tüm Yazıları