Kadının şahdamarı

Her kadının vardır bir şahdamarı: Ona zaman ve mekân tanımaksızın mesaj yollar.

Haberin Devamı

Toplantıdayken yollar, çocuk bakarken yollar, film seyrederken yollar, yollar babam yollar.

Der ki: “Ben istediğimi hiçbir zaman açık açık söylemem. Ama Allah aşkına mesajı çöz ve beni anla.”

Akıllı erkek bunu bilir. Kendine “kadının aslında ne söylediğini” anlamak için izin verir.

Akılsız erkekse bilmez. Kadının söylediğini birebir anlar, sonuçta hep tufaya gelir.

Bir de kadının ne demek istediğini anlayıp, anlamıyormuş gibi yapanlar vardır. Güya kurnaz takılanlar.

Oysa “Şahdamarım mısın?” diye soran bir kadın şunu demek istiyor olabilir: “Etrafımda aç kurtlar var. Düşecek olursam elimden tutacak mısın?”

Buna delikanlıca “kurda kuşa yem etmem seni!” diye cevap vermek de mümkündür, “ay ben kardiyolojiden hiç anlamam” deyip arazi olmak da.

Enver Paşa misali çıkıp “icabında vurur, yarar geçeriz!” demek de vardır, Damat Ferit misali “aman bir tatsızlık çıkmasın” diye tornistan etmek de.

İşin kötüsü, her erkek bazen Enver Paşa, bazen de Damat Ferit’tir. Hayatın belli dönemlerinde.

Kadın, erkeğin Enver dönemine rastlamışsa ne mutlu ona! Yok Ferit dönemiyse yandı gülüm keten helva!

“Şahdamarım mısın?” sorusu, bütün arabeskliğine karşın şöyle bir asalet taşır: “Sana o kadar güvendim ki, arabesk görünmekten zerre kadar gocunmadım!”
Erkekler işte o anda ikiye ayrılır; hem de ortalarından. Ne de olsa karşılarındaki, kadının yapabileceği en büyük fedakârlıktır.

Bir yarısı der ki erkeğe: “Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır, hiç durma tüy!”

Diğer onda birlik kısım da şöyle der: “Şimdi erkek olmayacaksan hiç olma daha iyi birader!”

“Şahdamarım mısın?” sorusuyla karşılaşan erkek, kritik dönemeçle yüzleşmek zorundadır.

Öyle bir dönemeçtir ki; memleketi savaşa sok, Sarıkamış’a ordu yolla, Makedonya’da dağlara çık daha iyi!

Soran vatan değil kadındır bu sefer: Erkeğin kendi kalbine ne kadar yakın olduğunu anlamaya çalışan.

“Şahdamarım değilsen şimdiden söyle de başımın çaresine bakayım” demeye getiren.

Muhtemelen “Şahdamarı hastalığı” illetinden haberdar bir kadın: Beyni besleyen damarın tıkanması sonucu insana inme indiren bir illet. Daha çok kadınlarda görülen!

Hiçbir kadın istemez bu illetle tanışmak. Haliyle, şahdamarın gidişatını yakından takip eder. Her fırsatta mesaj yollar: “Şahdamarım mısın? Hep öyle kalacak mısın? Buna gücün var mıdır?”

Gayrı yol yakınken tüymek ya da Enver Paşa’nın Naciye Sultan’a verdiği cevabı vermektir er kişiye düşen: “Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler!”

Haberin Devamı

tatlı  Sözlük
Yeni bir hayat: Her sabah başlayan şey.

Yazarın Tüm Yazıları