Kadına şiddet!

CUMHURİYET’in kuruluşu üzerinden 85 yıl geçti. Kadınlarımız, kadın hakları konusunda hálá bir karış ilerlemiş değil! İlerlemek bir yana, tesettüre büründürülerek, Batı uygarlığı yerine, Ortadoğu’nun karanlık coğrafyasına sürükleniyor! O coğrafya ki, kadınları ikinci sınıf insan olarak görmekte ve acımasızca ezmektedir.

Bugün geldiğimiz nokta hazin! Tesettür neredeyse milli kıyafet olma yolunda... Bu gidişin öncülüğünü de, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın sayın eşleri yapıyor.

CHP lideri Baykal’ın da AKP paraleline girip çarşaflılardan oy almak için manevra yapması, sakıncalı gidişi daha da büyütüyor.

* * *

Atatürk’ün, Cumhuriyet’i kurduktan sonra, kadınların kılığına kıyafetine karışmadığı iddia ediliyor. Yanlış! Atatürk, çarşafı ve kafalara sarılan bezleri, her zaman çok sert ve acı ifadelerle eleştirdi. Bir örnek:

Atatürk, 1925 yılında yaptığı İnebolu gezisinde çarşaflı kadınları görünce şöyle demişti:

"Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştamal veya buna benzer bir şeyler sararak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu davranış neyi gösterir? Medeni bir millet anası, medeni bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lázımdır!"

Atatürk, kadınların kılıklarının nasıl olması gerektiğini 83 yıl önce böyle anlatmıştı.

* * *

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Şevki Aydın, bir süre önce bir yaraya parmak basarak, "Kadını cehaletin karanlığına gömdük, şimdi sorun yaşıyoruz" demişti.

Eğitim açısından Türkiye’de kadınların durumuna bakıldığında ciddi sorunlar görülüyor. Kız çocuklarının eğitim görmemesinin altında çok sakat, yanlış bir din anlayışı yatıyor.

Hürriyet’in siparişi üzerine KONDA Şirketi’nin yaptığı "Kadının İnsan Hakları" konulu geniş araştırmanın sonuçları ileriki günlerde açıklanacak. Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’nın bu konuda verdiği bazı bilgilere göre:

Kadınlarımızın yüzde 10’u hiç okuma yazma bilmiyor, yüzde 50’si ilkokul mezunu, yüzde 55’i "Neden okuldan ayrıldın?" sorusuna "Büyüklerim istedi" diyor, yüzde 7.5’i ise evlendirilmek üzere okuldan alındığını söylüyor.

Kadınların yüzde 60’ı sokağa çıkmak için izin almak zorunda. Üç kadından ikisi, istemediği kişiyle evlendiriliyor. Zorla evlendirilenlerin oranı yüzde 7 dolayında.

* * *

Uzmanlara göre, Türkiye’de her üç kadından biri şiddete uğruyor.

Şiddet, "Kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren ve verebilecek olan, cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama ve dayak" olarak tarif ediliyor.

Son yıllarda Türkiye’de kadına fiziksel şiddetin arttığı görülüyor. Namus ve töre adına işkence, öldürme, intihara zorlama oranı yüzde 25 artmış durumda...

Eğitimsiz kadının ekonomik özgürlüğü de olmuyor, yoksulluk ve geleneklerin ağır baskısı şiddet görmelerine yol açıyor.

Kötü gidiş, ancak sosyal gelişim ve ekonomik bağımsızlığın kazanmasıyla önlenir. Bunun da yolu okuldur, eğitimdir. Oysa günümüz Türkiye’sinde hálá kız çocuklarını okula göndermeyen on binlerce aile var. Acı olan durum bu!
Yazarın Tüm Yazıları