Engelli kardeşlerin ailesine toplumsal baskı

Güncelleme Tarihi:

Engelli kardeşlerin ailesine toplumsal baskı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2008 11:29

Hatay'ın Kırıkhan ilçesine bağlı Demirkonak köyünde, nörolojik hastalık nedeniyle ellerini kullanmadan yürüyemeyen, çevrede “dört ayaklı insanlar” ve “Maymun kardeşler” diye tanımlanan Ulaş ailesinin 6 çocuğunun, “toplumsal baskılara” maruz kaldıkları bildirildi.

Yıllardır ulusal ve uluslararası araştırmalara konu olan, bedensel engellerinin yanı sıra konuşma ve zihinsel engelleri de bulunan, yaşları 23 ile 39 arasında değişen 4'ü kız, 2'si erkek çocuklarının, ömür boyu bakıma muhtaç olmaları, anne ve babalarını kaygılandırıyor.

Akrabası olan eşiyle köydeki iki odalı evde 6'sı engelli 10 çocuğuyla yaşam mücadelesi veren baba Reşit Ulaş (69), açıklamada, bir baba olarak çektiği acı yetmiyor gibi bir de toplumsal baskıların kendilerini çileden çıkardığını anlattı.

Baba Ulaş, “Komşularım, 'maymun gibi yürüyen çocuklarınız, çocuklarımızı korkutuyorlar' diyerek, onları iple bağlamamı istiyorlar. Bir baba evlatlarını nasıl iple bağlar. Çocuklarım hayvan mı bağlayayım?” diye konuştu.

“Benim çocuklarımı da Allah yarattı, onlar benim canımdan bir parça. Dışlanmaları, itilip kakılmaları, korkunç yaratıklar gibi görülmelerinden bıktım” diyen Reşit Ulaş, eşinin de kendisinin de yaşının ilerlediğini, artık eskisi gibi çalışamadığını, çocuklarının geleceğinden kaygı duyduğunu belirtti.

HER BİLİM ADAMI BİR UMUT

Reşit Ulaş, yıllardır bilimsel araştırmalara konu olduklarını, soy ağaçlarının çıkarıldığını, evlerine gelip giden her bilim adamına bir umut ışığıyla baktıklarını ancak, çocuklarının tedavi olup, normal insanlar gibi yürümelerinden ve konuşmalarından umudu kestiğini söyledi.

Kimi bilim adamlarının “Darwin Teorisi”, kimilerinin “genetik bozukluk” diyerek, çocuklarının anormal durumuna teşhis koymaya çalıştığını anlatan Reşit Ulaş, “Nedeni ne olursa olsun ölmeden çocuklarımın ayakları üzerinde dimdik durduklarını görmek istedim, hep umut besledim ama tüm umutlarım boşa çıktı” dedi.

Reşit Ulaş, çevresel baskılar yüzünden köy meydanına bile gitmek istemediğini, kendisini gören çocukların “maymun kardeşlerin babası” diye seslendiğini, bunların kendisini yaraladığını anlattı.

AYDA İKİ ÇUVAL ŞEKER TÜKETİYORLAR

Reşit Ulaş, çocuklarının, normal insanlar gibi yeme kültürüne sahip olmadıklarını, her yemekten sonra 8-10'ar bardak çay içtiklerini, aldığı bir çuval şekerin 15 gün zor yettiğini belirterek, “Bir de zihinsel engelli oldukları için çocuklarım çay içtikten sonra bardakları kırıyorlar. Ayda 60-70 bardak almak zorunda kalıyorum, plastik bardakları da araziye atıyorlar” dedi.

Çiftçilik yaparak geçimini sağladığını, kazandığı paranın karınlarını doyurmadığını belirten Reşit Ulaş, şunları kaydetti:

“Son birkaç yıldır evimize gelip giden bilim adamları ya da başka meraklı kişiler, bizim halimize acıyıp yardımda bulundular, Allah hepsinden razı olsun. Ancak, bu yardımlar bile köy halkı tarafından çok görüldü. Son olarak (bunlar çok yardım alıyor) diye beni Kaymakamlığa şikayet ettiler. Bu yüzden şu an bize hiç yardım gelmiyor, insanlık bu mu?”

İKİ ODADA 12 KİŞİ

Hayatta kalan 14 çocuğundan birini geçtiğimiz aylarda kanserden kaybettiğini anlatan Reşit Ulaş, “İki odalı evimizde, 6'sı engelli, 10 çocuğumuzla yaşıyoruz. 3 de evli kızım var. Bir evli kızım daha vardı onu geçtiğimiz aylarda kanserden kaybettik. Bir babanın duyduğu en büyük acı evlat acısıdır. Engelli de olsalar, onlar benim çocuklarım, onlara ömür boyu bakarım ama ya ben ve eşim öldükten sonra ne olacaklar? Bu kaygı bizi kahrediyor” diye konuştu.

FARKLI GÖRÜŞLER

İngiliz ve Alman bilim adamlarının da araştırma konusu olan Kırıkhanlı Ulaş ailesinin çocuklarının durumuyla ilgili Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan, “Evrim değil, genetik bozukluk” sonucuna varırken, aynı fakültenin Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Üner Tan, “Darwin” teorisini savunuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!