Kadın hakları medeniyet kriteri

DÜNYA kadınları, New York’ta Pekin toplantısının üzerinden geçen on yıl içinde edinilen kazanımları tartışıyorlar. Amerikan Yönetimi’nin, kürtaja karşı verdiği öneriyi geçiremeyeceğini anlayınca geri çekmesi üzerine, toplantının kilitlenmesi önlenmiş oldu.Türkiye de bu toplantılarda temsil ediliyor ama geçen yıllardaki kadar etkili biçimde değil. Çünkü, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne son üç dönem temsilci yollayan hatta iki dönem de başkanlığını yürüten Türkiye, son seçimler öncesi yeterli kulis yürütmediği için Komite’de temsil bile edilemedi. Kopenhag kriterlerine uyum sürecinin en hızlı biçimde yaşandığı geçen yıl, kadınlara belli alanlarda Avrupalı hemcinslerinden bile daha ileri haklar sağlayan yasal düzenlemeler yapılırken, acaba neden Türkiye’nin sesini Birleşmiş Milletler çatısı altında duyuran bir kürsü kaybedildi? 1997 yılından beri komitede Profesör Feride Acar, son dönemde üstelik başkan olarak Türkiye’yi temsil ediyordu. Neden artık komitede Türkiye’den kimse yok? Çünkü, kadın haklarının bir ülkenin medeniyet seviyesini gösteren önemli bir kriter olduğuna inanan bir siyasi irade yok ortada. Bu yüzden de bu dönem yeterli lobi faaliyeti yapılmadı ve Türkiye komitede yer alamadı. Bu faaliyet, ülkeler arası uzlaşmalara dayalı bir çalışma. Her üyenin arkasında devletinin gayreti var. Zaten Türkiye’nin komitede sandalye sahibi olmasında da 1997 yılında bir kadın diplomatın çabası ve o dönem siyasi iradenin bu çabaya sahip çıkması etkili olmuştu. * * * 11 Mart’a kadar sürecek olan bu toplantıda, önümüzdeki yılın yoksul profilini kadınların oluşturacağı açıklandı. Kadın Çevre ve Gelişme Örgütü’nün 150 ülkede yaptığı araştırma, Pekin toplantısından bu yana geçen on yıl içinde dünyada kadınların durumunda bir iyileşme olmadığını ortaya koydu. En büyük tehdit yoksulluk. (AB ekonomik komisyonu temsilcisi Patrice Robineau’ya göre on yıl sonra Dünyanın en yoksul kesimini 46 yaş ve üstü kadınlar oluşturacakmış. Bu nedenle ülkelerin bütçelerini cinsiyetler arası eşitliğe duyarlı şekilde düzenlemeleri gerektiği tartışılıyor.) Araştırmanın sonuçlarında, dünyada askeró harcamalar ve militarizasyonun artması ve köktendinci siyasi akımların kadın haklarına karşı muhalefetleri eşitliğe karşı gelişen trendler olarak sıralanıyor. Siyaset ve iş dünyasında kadınların eşit biçimde temsil edilmeleri konusunda da Pekin Konferansı’ndan bu yana geçen on yıl içinde fazla mesafe alınmadığı ortaya çıkıyor. Zaten tersi olsaydı, daha fazla kadın siyasi yönetimlerde söz sahibi olsaydı siyasi sorunların barışçı yollardan çözümü zorlanır ve askeri harcamaları artıracak, militarizasyonu haklı kılacak gerekçeler azalırdı dünyada. Çünkü barış, kadın bakış açısının vaz geçilemeyecek önceliğidir. Iraklı kadınların durumu, bu gelişmelerin somut örneği. Yeni Meclise üçte bir oranında kadın temsilci girmesi için Washington’dan gelen baskılara karşı çıkılmıyor ama kadın hakları savunucusu kadınlar, karanlık güçler tarafından teker teker öldürülüyorlar. Askeri çatışma ortamlarında, hele de bu köktendinciliğin güçlendiği bir çevre ise kadın haklarının öne geçmesi mümkün değil. * * * YARIN 8 Mart dünya kadınlar günü. Ama kadın hakları artık sadece yılda bir gün tartışılmıyor. Belki Pekin’deki konferanstan bu yana kadın hakları konusunda fazla bir ilerleme olmadı ama cinsiyetler arası eşitlik, hayatın her alanıyla ilgili kararlarda gözetilmesi gereken bir öncelik haline geldi. Bugün artık herkes, bir toplumun medeniyet seviyesinin kadınlarının durumu tarafından belirlendiğinin farkında.
Yazarın Tüm Yazıları