Kaç numaranız var?

YÜKSEK Seçim Kurulu Başkanı Tufan Algan'ın, 1999 seçimlerinde ‘‘hile’’ yapıldığına ilişkin demecini okuyunca, hafızamız bizi 1996 yılına götürdü.

1995 seçimleri yeni tamamlanmıştı.

Aynen bugün gibi, nüfus sayımının ve seçmen kütüklerinin doğru tespit edilmediği iddiaları dolaşıyordu.

DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, bir daha ‘‘hile’’ olmaması için bir yasa teklifi hazırlamak üzere beş arkadaşını görevlendirdi.

Amacı, nüfus ve seçmen kütüklerinde ortaya çıkan ‘‘hilelerin’’ önüne geçmenin yanı sıra, devletin savurganlığına son vermekti.

Oluşturduğu heyet, Devlet İstatistik Enstitüsü, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (MERNİS Projesi), Yüksek Seçim Kurulu ile görüşmelerde bulundu.

Hikmet Sami Türk, Metin Bostancıoğlu ve Ziya Aktaş'tan oluşan DSP heyeti üç kuruma şu öneriyi götürdü:

‘‘DİE ve YSK, nüfus sayımı ve seçmen kütüğünü belirlemek üzere birbirinin aynı sorularla vatandaşın kapısını çalıyor. MERNİS Projesi de herkesin bilgilerini toplayıp bunları tek kimlik numarasında bütünleştirmek için uğraşıyor. Hepsinin hedefi aynı. Bir bilgi/veri bankası kurulsun. Her üç kurum buradan yararlansın.’’

Her üç kurum da ‘‘DİE'nin koordinatörlüğünde’’ genel nüfus tespiti ve seçmen kütüklerinin yenilenmesinin birlikte yapılması, toplanan verilerin de MERNİS'e aktarılmasını hedefleyen teklife destek veriyor.

Buna göre; sonuçlar bir veri/bilgi bankasında toplanacaktı. On yıllardır sürüncemede kalan MERNİS işlerlik kazanırken, doğumdan ölüme, kan grubuna, 18 yaşına gelip oy kullanma hakkını elde etmesinden ehliyetine, parmak izine, askerlik durumuna, kanuni engeli olup olmadığına, tapu kaydına, medeni durumuna kadar, kişi ile ilgili her bilgi bir düğmeye basıldığında anında bilgisayardan alınabilecekti.

Batılı ülkelerdeki gibi, nüfus cüzdanından ehliyetine, vergi numarasından sosyal güvenliğine kadar herkes tek numara kullanacaktı.

GİZLİ GÜÇ DEVREDE

Üç kurumun da hararetle savunduğu ve bazı bölümlerine katkıda bulunduğu yasa teklifi, Ecevit ve beş arkadaşının imzası ile Meclis'e sunuldu.

Teklif, komisyonlarda görüşülürken ‘‘gizli bir güç’’ devreye girdi.

Kavga, teklifin şu iki maddesinde yoğunlaşıyordu:

1- DİE'nin eşgüdümünde üç kurum ortak çalışma yapar...

2- Bu yasa gereğince yapılacak işlemler için DİE'ye 3 trilyon, YSK'ya 1.5 trilyon, İçişleri'ne de 1.5 trilyon lira aktarılır...

Teklif 30 Temmuz 1997'de yasalaştığında, bu iki madde şu şekle dönüştü:

1- YSK'nın eşgüdümünde üç kurum ortak çalışma yapar...

2- Yeteri miktarda ödenek aktarılır.

KİM YAPTI?

Teklifin amacından uzaklaşan yasa ile 1997 nüfus tespiti ve seçmen kütükleri yenilendi.

DİE ve YSK'dan, ayrı ayrı görevli evlere gitti, vatandaşa aynı soruları sordu. Üç yıl sonra vatandaş yine evlere kapatıldı ve nüfus sayımı yapıldı.

1996'da da YSK Başkanı olan Tufan Algan, şimdi ‘‘hile’’ yapıldı diyor.

YSK'nın kendi bilgi işlem merkezini kuracağını söylüyor.

DİE ise bir daha evlere hapis işlemini yaşatmayacağına söz veremiyor.

MERNİS ise yüzde 95 oranında tamamlanmış bulunuyor.

Vatandaşın cebindeki kimliklere her yıl eklenen numaraların yarattığı enflasyon, devletin ise kaynak israfı devam ediyor.

Bir de şu sorunun yanıtı açıkta duruyor: ‘‘Hileye kim neden oldu?’’

Bugün, Ecevit Başbakan, Türk ve Bostancıoğlu bakan, Aktaş ise milletvekili.

Herhalde bu sorunun yanıtını onlar biliyordur...
Yazarın Tüm Yazıları