Kabakulak

Güncelleme Tarihi:

Kabakulak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2006 00:00

ATLANTIC R&B 1947-1952

(Warner Music/Balet)

AHMET Ertegün’ü, müzik dünyasının en önemli birkaç isminden biri olarak görmekle yetinmeyen, kendisinin insanlık alemi için eşsiz hizmetler sunmuş büyük bir bilimadamı olarak filan görenlerdenim. Atlantic Records’un ne manaya geldiğini bilmeyenler, müziğin gittiği yönü değiştiren büyük bir devrim olduğunu bilmeyenler için abartılı olabilir yaklaşımım. Ben yine de az bile söylemiş gibi hissederim kendimi ya, her neyse. 1947’de yola çıkan Atlantic Records’un ve Ahmet Ertegün’ün müzik dünyasına kazandırdığı yıldızları saymaya Led Zeppelin’den mi başlayayım, Ray Charles’tan mı, siz karar verin. En iyisi saymamak konusunda anlaşalım di mi?..

Ohooooo, kopup gitmişiz; lafı daha fazla uzatmadan, elimizdeki albüme geçmekte fayda var...

Atlantic Records’un 1947-1974 arasındaki kayıtlarından yapılan seçmeler, bundan 21 yıl önce 1985’te ikişer plaklık 8 albümden oluşan bir box-set aracılığıyla satışa sunulmuştu (Bu bilgiyi Mojo’dan arakladım bu arada). Şanslı azınlık bu setlerden evlerine alıp koymuştur tabii; şimdi ara ki bulasın.

Çarşamba günü Beyoğlu’ndaki müzik marketlerden birinde "Yeni Çıkanlar" bölümünde, kapağını çok iyi bildiğim ama kendisine bir türlü ulaşamadığım albümlerin CD’lerine rastladım.

Plak şirketi, hayır işi kontenjanından, söz konusu box-set’teki albümleri CD olarak yeniden satışa sunmuş. Bu kez bir güzellik de yapmışlar. Malum, box-set dediğimiz format çok güzel ama epeyce de pahalı bir format. Ha diyenin elini cebine atıp alacağı hadiseler değil.

Bu sebepten, albümleri teker teker satışa sunmuşlar ve makul de bir fiyat belirlemişler. 13.50 YTL vererek 8 albümden birini alabiliyorsunuz. Box-set’in tamamının ne kadar ettiğini bulmak için 13.50 x 8= 108.00 YTL gibi bir hesap yapıyoruz.

Ben önce başlangıç yıllarını, Joe Turner’ı, The Cardinals’ı, The Clovers’ı, Professor Longhair’i (Ne güzelmiş, Profesör Uzunsaç!), Ruth Brown’ı içereni, 1947-1952 arasını kapsayan albümü eve taşıdım.

Boğaz hattında çakkıdı çakkıdı gezmek için filan işe yaramaz. Müzik tarihini, işin nerelerden nerelere geldiğini merak edenlere yarayacak harika bir fırsat.

Albümlerin tek tek satılmasının bir de dezavantajı varmış, yine Mojo’dan öğrendim. Plak şirketi, maliyeti ucuzlatıp fiyata yansıtmak için, albüm için yazılan plak notlarını feda etmiş. Bunu bilmek üzücü ama mühim olan müziktir, öyle değil mi?

Bu arada Ahmet Ertegün’ün bazı bestelerini de dinleyebileceksiniz, bu da işin sayısız iyi yönlerinden biri...

Bu havada öyle de iyi geldi ki anlatamam...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!